Sözcük Türleri
Sözcük Türleri Nelerdir?
İsim ( Ad) Nedir ?
İsimler, canlı, cansız, bütün varlıkları ve kavramları tek tek veya cinse cins karşılayan varlıkların ve kavramların adları olan kelimelerdir.
Ağaç,su, taş, çocuk, bulut. ışık, gönül, Atatürk, Alpaslan, Yavuz, Ali, Yüksel gibi gerçekte veya tasavvurda bir varlığa ad olan kelimelere denir.
Varlıkları ve kavramları tek tek karşılayan isimlere özel isim, cins cins karşılayan isimlere ortak (cins) isim denir.
1. Varlıkların Verilişine göre İsimler
a) Özel (Has) İsimler
Özel isimler, tek olan, diğer varlıklar içinde tam bir benzeri olmayan kavramları adlandır. Varlığı tümüyle keyfi ve yakışma ile takılmış olduğu için özel isimle belirttiği varlık arasında ancak bilenler için bir bağlantı mevcuttur. Özel isimler tam benzeri olmayan varlıkları belirtmek için onlara takılan karşıladıkları varlıklarla aralarında gerçek bir münasebet bulunmayan, karşıladıkları varlıkları bilenlere bir mâna ifade eden etiket şeklindeki isimlerdir. Onun için has isimler kelime olarak mânası bulunmayan isimlerdir. Kelime olarak manasız olanların hususi ad olduklarını belirtmek için, ortak isimlerden yapılanların kelime mânalarının düşünülmemesi ve has isim olduklarının anlaşılması için has isimlerin baş harfleri büyük yazılır.
- Gazete, dergi, kitap adlan: “Hürriyet, Atlas, Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk”
- Eser, yapı adlan: “Ankara Kalesi, Selimiye Camii, İzmir Saat Kulesi”
- Din, mezhep adlan: “İslam, Hanefilik”
- Dil, lehçe, ağız adlan: “Türkçe, Kazak Türkçesi, Ankara Ağzı”
- Kurum, kuruluş, firma adları: “Türk Dil Kurumu, Nobel Akademik Yayıncılık”
- Yıldız ve küme yıldız adlan: “Kutup Yıldızı, Küçük Ayı Yıldız Takımı”
- Kıta, bölge, dağ, deniz, ova adları: “Avrupa, İç Anadolu, Uludağ, Marmara Denizi, Çukurova”
- Şehir, semt, mahalle, sokak adlan: “Ankara, Kızılay, Plevne Mahallesi, Selçuklu Sokak”
- Hayvanlara verilen adlar: “Sarikız, Çomar”
b) Cins İsimler
Aynı cinsten birçok varlıkların ortak adlandır. Ortak isimlerde kelime ile nesne arasında herkes tarafından bilinen gerçek bir bağlantı vardır. Bu bağlantı eskiden gelen, önceden kabul edilmiş umuma şamil bir bağlantıdır. Ortak isimler has isimler gibi varlıkların takma, hususi, etiket isimleri değil, onların dildeki aslı umumi gerçek karşılıklarıdır. Bunlarda nesne derhal kelimeyi, herkes için kelime derhal nesneyi hatıra getirir.
2) Varlıkların bulunuşuna göre İsimler
Beş duyumuzdan biri, bir kaçı veya hepsi tarafından algılanan varlıklara verilen isimlere somut ad denir.
Örneğin: “insan, yokuş, dağ” gibi.
Akılla tasarlanan varlıklara verilen adlara soyut adlar denir.
Örneğin:“haşmet, ikbal, saadet” vb.
3) Varlıkların Sayılarına Göre İsimler:
a) Tekil İsimler
Sadece bir varlığı anlatan isimlerdir.
Örneğin: “tercüman, saat, kale” gibi.
Birden çok varlığı anlatmaya yarayan isimlerdir.
Örnekler:
Evlerinde lambaları yanıyor, göz göz olmuş ciğerlerim kanıyor.
Dağlar mı, yollar mı, denizler mi engel?
C) Topluluk İsimleri
Çokluk eki almamış olmasına rağmen çokluk bildiren adlara topluluk adları denir.
Bir demek çiçek aldım.
Bu halk bunu kabul etmez.
Ordu hızla ilerliyordu.
Ön Adlar
Adıllar
Belirteçler
Bağlaçlar ve Ünlemler
Kelimeler arasında karşılaştırma yaparak benzerlik ilgisi kuran “gibi, kadar, sanki” kelimeleri ve bu kelimelerin anlamlarını taşıyan diğer kelimeler edat görevinde kullanılır. Söz sanatlarında teşbih (benzetme) sanatı yapılırken kullanılır.
Örnekler:
- Analar; Fatih, Yavuz, Atatürk gibi gençler yetiştirmeli.
- Pazara kadar değil mezara kadar…
Benzetme edatları bulunduğu yere göre zarf ya da sıfat olabilir.
Örnekler:
- Arkadaşın, çocuk gibi adam, (sıfat)
- Çocuk gibi davrandı, (zarf)
- Burası sanki bir savaş alanı olmuştu, (edat)
Eşitlik anlamı veren edatlardır.
Örnekler:
- Ben de senin gibi biriyim. (Eşitlik anlamı var ve sıfat olmuş.)
- Sen de bu konuyu benim kadar biliyorsun, (zarf görevinde)
“-e kadar, -e doğru, -den beri, -den önce, -den sonra” gibi ek ve kelime gruplarından oluşan edatlardır. Bu edatlar bir süreci belirtmeye yardımcı olurlar.
Örnekler:
- Dünden beri temizlikle uğraşıyoruz.
- Elektrikler, altıdan sonra kesilecekmiş.
“-e kadar, -e doğru, -den beri, -den sonra, -den yana” gibi edatlar, kelimelere eklenerek yer-yön ilgisi kurarlar.
Örnekler:
- İş verine kadar yürüdük.
- Ankara’dan beri konuşuyor.
- Ondan vana endişem yok.
Cümlede neden-sonuç ilişkisi sağlayan edatlardır. “İçin, diye, -den ötürü, -den dolayı” gibi edatlar cümlede neden-sonuç ilişkisi kurmada etkin rol oynarlar.
Örnekler:
- Sevinsin diye böyle yaptım.
- Çok çalışkan olduğu için hep övülür.
- Yorulduğundan dolayı işi bıraktı.
Kişiden kişiye değişen anlam ilgisini kuran edatlardır. “İçin, -e göre, -ce” gibi edatlarla bu anlam ilgileri kurulur.
Örnekler:
- Sence yarın hava güzel olacak mı?
- Bana göre çirkin insan yoktur.
- Benim için faydasız bilgi yüktür.
Cümlede, amacı belirtmek üzere kullanılan edatlardır. “İçin, üzere” gibi edatları amaç ilgisini kurmak üzere cümle içerisinde yer alırlar.
Örnekler:
- Sorunları tartışmak için velilerle görüştük.
- Yarın getirmek üzere notlarımı aldı.
Ancak ve yalnız kelimeleri cümlede sıfat, zarf ve bağlaç görevinde kullanılabilir. Bu kelimelerin edat olduğunu anlamak için bunların yerine “sadece” kelimesi getirilir. Ancak ve yalnız kelimeleri sadece anlamında kullanılıyorsa edat görevini üstlenmiş demektir.
Örnekler:
Bu görevi üstlenirim ancak (ama), beklemesini bilirsen. (bağlaç)
Yalnız (sadece) sen onun hakkından gelirsin. (edat)
Yalnız adam, kumsalda yürüyordu. (sıfat)
Size gelirim yalnız (ancak), beni arabanla alırsan. bağlaç)
Araç ve beraberlik ilgisi sağlayan edatlardır. “İle” edatı cümlede bu ilgiyi kurmada rol oynar.
- Sandalla gezdik.
- Fatihle anlaştık.
- Ozan, derdini sazıyla anlatan adamdır.
9. Özgünlük Edatları
Bir şeye özgülük anlamı veren “yalnız, için, ancak” kelimeleridir.
Örnekler:
- Sırrımı yalnız ona söyledim.
- Tiyatro için bugün ne yapılıyor?
- Yemeğe ancak Serap gelebilir.