İslamiyet Öncesi Türk Şiiri Nazım Biçimleri

İslamiyet Öncesi Türk Şiiri Nazım Biçimleri

İslamiyet öncesi Türk edebiyatı, Orta Asya’da göçebe olarak yaşayan avcılık ve hayvancılıkla geçimlerini sağlayan Türklerin milattan önceki yıllardan başlayarak İslamiyet’i kabul ettikleri X. yüzyıla kadar süren edebiyattır. Bu uzun dönemde şiir temel anlatım aracıdır. Türklerin Orta Asya’da yaşadığı dönemlerde ortaya çıkmıştır. Bu şiirler genellikle sav, sagu, koşuk ve destan şeklinde yazılmıştır. İslamiyet öncesi Türk şiiri, Türklerin göçebe yaşam tarzı ve doğa ile iç içe olmaları nedeniyle, doğa, avcılık, savaş, aşk ve aile hayatı gibi konuları ele almıştır.

Bu dönemde yazılan şiirler, genellikle sözlü olarak aktarılmıştır ve daha sonraki dönemlerde yazılı olarak kaydedilmiştir. İslamiyet öncesinde Türklerin yazılı edebiyatı başlamadan önce ve şiirler sözlü olarak nesilden nesile aktarılıyordu. İslamiyet öncesi Türk şiiri, Türk edebiyatının temel taşlarından biridir ve Türk kültürünün zenginliğini yansıtır. Bu şiirlerde kullanılan dil, Türk dilinin tarihi gelişimi açısından da önemlidir ve Türkçenin zenginleşmesine katkı sağlamıştır.

İslamiyet Öncesi Türk Şiiri özellikleri

İslamiyet öncesi Türk şiiri, Türklerin Orta Asya’da yaşadığı dönemlerde ortaya çıkmıştır ve genellikle sözlü olarak aktarılmıştır. Bu şiirler, Türklerin göçebe yaşam tarzı ve doğa ile iç içe olmaları nedeniyle, doğa, avcılık, savaş, aşk ve aile hayatı gibi konuları ele almıştır.

İslamiyet öncesi Türk şiirinin genel özellikleri şunlardır:

  • Sözlü geleneğe dayanması: İslamiyet öncesi Türk şiiri, yazılı bir edebiyat geleneği yoktu ve şiirler sözlü olarak nesilden nesile aktarılıyordu. Bu nedenle, şiirlerde sık sık tekrarlar ve benzer sözcükler kullanılır.
  • Türklerin göçebe yaşam tarzı, şiirlerde doğanın ve doğal olayların ele alınmasına yol açmıştır. Şiirlerde dağlar, ovalar, gökyüzü, güneş, ay, yıldızlar, yağmur, kar, çiçekler, ağaçlar ve hayvanlar gibi doğal unsurlar sık sık yer almaktadır.
  • Savaşlar ve askeri başarılar sık sık ele alınır. Şiirlerde askerlerin cesareti, kahramanlığı ve fedakarlığı övülürken, düşmanların yenilgisi ve yenilgisinin acısı anlatılır.
  • Aşk da önemli bir konudur. Şiirlerde aşıkların tutkulu duyguları ve sevdaları anlatılırken, aynı zamanda aşkın acısı da yansıtılır.
  • Destanlar, Türklerin tarihi ve mitolojik geçmişine ilişkin anlatımları içeren epik şiirlerdir. Bu destanlarda Türk kahramanları, savaşları ve zaferleri anlatılır.
  • Türk dilinin tarihi gelişmesi açısından da önemlidir. Türkçenin zenginleşmesine katkı sağlamıştır ve bu şiirlerde kullanılan dil, Türk dili tarihindeki gelişimi yansıtır. İslamiyet öncesi Türk şiirinde kullanılan dil, Türkçenin Orta Asya dönemindeki en saf halini yansıtır.
  • Ritmik yapı oldukça önemlidir. Şiirlerde belirli bir ritim ve uyum vardır ve bu, şiirlerin sözlü olarak aktarılmasında kolaylık sağlamıştır. Şiirlerde aynı zamanda tekrarlar ve benzer sözcükler kullanılması, ritmik yapının önemli bir parçasıdır.
  • Halk edebiyatının bir parçasıdır. Bu şiirler genellikle halk arasında dolaşır ve sözlü olarak aktarılır. Halk edebiyatı, Türk kültürünün en önemli unsurlarından biridir ve İslamiyet öncesi Türk şiiri de bu geleneğin bir parçasıdır.

Örnekler:

İslamiyet öncesi Türk şiirinin en önemli örnekleri, destanlar, savlar, sagular ve koşuklardır.

İslam Öncesi Türk Şiirinin Maddeler Halinde Özellikleri

◗◗ Dönemin şiirleri, sığır (sürek avları), şölen (toy, ziyafet), yuğ (ölüm) adı verilen dinsel törenlerden doğmuştur.
◗◗ Şiirler ulusal ölçümüz olan hece ölçüsüyle söylenmiştir. Hecenin 7, 8, 11’li kalıpları kullanılmıştır.
◗◗ Nazım birimi dörtlüktür.
◗◗ Kafiye ve redif önemlidir, genel olarak yarım uyaktan faydalanılmıştır. Sadece dize sonlarında değil, dize başında da kafiye yapılmıştır.
◗◗ Doğa, aşk, kahramanlık, cesaret, at sevgisi, askerlik, ölüm sıkça işlenen konulardır.
◗◗ Başlangıçta yazı kullanılmadığı için dönemin şiirleri yaygın olarak anonim özellikler taşır.
◗◗ Bu dönemin şiir türündeki ürünleri koşuk, sagu ve destanlardır. Savlar ise şiir üslubuyla söylenmiş özlü sözlerdir.

Koşuk

Konusu genellikle sevgi, doğa ve kahramanlıktır. Hece ölçüsüyle ve dörtlükler halinde söylenir. Uyak düzeni (aaab/ cccb/ dddb) biçimindedir.

Aşk, doğa ve yiğitlik temaları üzerine söylenmiş lirik şiirlerdir.
◗◗ Koşuklar genellikle 7’li hece vezniyle, dörtlükler hâlinde söylenen şiirlerdir
◗◗ Uyak örgüsü aaab/cccb/dddb… biçimindedir.
◗◗ “Sığır” ve “şölen”lerde okunmuştur.
◗◗ Ahengi sağlamak için yarım uyak, redifler ve asonanslardan yararlanılmıştır.
◗◗ Halk edebiyatındaki koşmaya benzer.
◗◗ Kaşgarlı Mahmut, “Divanü Lûgati’t-Türk” adlı yapıtında en eski örneklerini vermiştir.

Destan

Ulusların geçmişini derinden etkileyen, savaş, göç, açlık… gibi konularda söylenen, olağanüstü kişi ile olayların yer aldığı uzun şiirlerdir.

Sagu

“Yuğ” adı verilen cenaze törenlerinde ölen kişiler üzerine söylenen yas şiirleridir. Halk edebiyatındaki ağıtın, Divan edebiyatındaki mersiyenin, İslamiyet öncesi Türk edebiyatındaki karşılığıdır. Sagularda ölüm acısının yanında, ölenin değeri, yaptığı iyilikler de dile getirilirdi.

Sav

İslamiyet öncesi Türk edebiyatında atasözlerinin kar­şılığı olarak söylenmiştir. Savlar, özlü sözlerdir. Bir düşünceyi, yaşam deneyimini az sözcükle anlatır; insanlara yol gösterir, öğüt verir.
Arpasız at aşumas /Arpasızat koşamaz.
Yılan kendi eğrisin bilmes, tevi boynun eğri tir./ Yılan kendi eğriliğini bilmez, “Deve boynun eğri.” der.
Ulugnı uluglasa kut bolur. Yaslılara saygı gösterenler uğur bulurlar.
Arkasız alp cerig suyumas/Arkasız yiğit ge­riyi bozamaz.

Ayrıca islam tarihi kategorimizi de inceleyebilirsiniz.

Uyarı: Savlara, burada, nazım biçimi ya da türü olduğu İçin değil, İslamiyet öncesi Türk edebiyatına ait ürünlerden olduğu için yer verilmiştir.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir