Sone
Sone Nedir
Sone, edebiyat dünyasının önemli bir nazım şekillerinden biridir ve genellikle 14 dizeden oluşur. Bu 14 dize, iki dört dizelik kıtalardan ve iki üç dizelik kıtalardan oluşur. Batı edebiyatında ortaya çıkan sone, Servet-i Fünûn şairleri tarafından gibi Türk edebiyatına da aktarılmış ve burada da önemli bir yer edinmiştir. Sone, 20. yüzyılın başlarına doğru Türk edebiyatında kullanılmaya başlanmıştır.
Bu nazım biçiminin yapısal özelliklerine gelince, genellikle dört dizeden oluşan kısımlar sarmal kafiye ile yazılır. Bu, dört dizedeki kelimelerin veya hecelerin belirli bir düzene göre sıralandığı ve aynı ses veya vurguyla biten bir kafiye düzenidir. Bu nazım biçimindeki en önemli bölüm, genellikle 14. dizedir ve duygu yönünden en yoğun ve baskın olan dizedir. Bu dizede, şairin ana teması veya duygusal ifadesi genellikle doruğa ulaşır.
İçeriği konusunda herhangi bir sınırlama yoktur. Her türlü tema ve konu sone biçiminde işlenebilir. Bu, şairlere duygusal, ahlaki, toplumsal veya kişisel meseleleri ele alma özgürlüğü sunar. Sone’de sıkça görülen özelliklerden biri de devrik cümlelerin kullanılmasıdır. Bu, şiirin anlamını vurgulamak ve okuyucunun dikkatini çekmek için kullanılır.
Ayrıca, Doğu edebiyatındaki bu tür şiirlerde sıklıkla aşk konusu işlenir. Aşkın derinliklerine inmek, aşkın karmaşıklığını ve duygusal yönlerini yansıtmak için sone biçimi tercih edilir. Ancak, yalnızca aşkı değil, yaşamın birçok yönünü ve insan deneyimlerini de ifade etmek için kullanılabilir. Sonuç olarak, çeşitli temaları ve duygusal ifadeleri ifade etmek için kullanılan güçlü bir nazım biçimidir ve edebiyatın farklı dönemlerinde büyük şairler tarafından ustalıkla kullanılmıştır.
Özellikle nazım şekilleri konusunda ilgi duyanlar için heyecan verici bir edebi formdur. İki dörtlük ve iki üçlükten oluşan bu nazım şekli, genellikle 14 mısradan meydana gelir. Bu nazım biçiminin tarihsel kökenleri, İtalyan edebiyatında bulunsa da zamanla Fransız edebiyatı ve daha sonrasında diğer Avrupa edebiyatlarına da yayılmıştır. Bu şekil Türk edebiyatına ilk olarak Süleyman Nesip tarafından tanıtılmış ve benimsenmiştir. Ancak özellikle Servet-i Fünûn sanatçıları, sone’yi büyük bir ilgiyle kabul etmiş ve sıkça kullanmışlardır.
Bu türün öne çıkan özelliklerinden biri, kafiye düzeninin özgünlüğüdür. Kafiye sistemi üç ana türe ayrılır: İtalyan tipi, Fransız tipi ve İngiliz tipi.
- İtalyan Tipi: Bu türde kafiye şeması “abba, abba, ccd, ede” şeklindedir. Yani ilk iki dörtlüğün kafiye düzeni aynıdır, son iki üçlüğün kafiye düzeni ise farklıdır.
- Fransız Tipi: Kafiye şeması yine “abba, abba, ccd, eed” şeklindedir. İtalyan tipi ile aynı başlar, ancak son üçlüklerin düzeni farklıdır.
- İngiliz Tipi: Bu türde mısra sayısı değişmez, yine 14 mısra kullanılır. Farklılık, ilk on iki mısranın tek bir bendde toplanmasıdır, son iki mısra ise ayrı bir bend olarak yazılır.
Şairlere ifade etmek istedikleri duyguları ve düşünceleri özgün bir yapı içinde sunma fırsatı verir. Kafiye düzeninin esnekliği, şairlere ifade özgürlüğü tanırken, nazım şeklinin belirli bir yapısı da düşünceyi sınırlamadan anlatılmasını sağlar. Bu nedenle edebiyat dünyasında önemli bir yere sahiptir ve pek çok şair tarafından benimsenmiştir
Sone Nazım Biçiminin Özellikleri
1. Özel Bir Uyak Düzeni: Kendine özgü bir uyak düzenine sahip bir nazım biçimidir. Bu kafiye örgüsü, şiirin belli bir yapısını ifade eder ve şairin anlamı vurgulamasına yardımcı olur.
2. Çeşitli Anlamlar: Kelime anlamı olarak genellikle “kısa şiir” veya “türkü” anlamına gelir. Ancak bu kelimenin altında yatan anlam, kullanıldığı bağlama göre değişebilir.
3. İtalyan ve Fransız Türleri: Farklı türleri olan nazım biçimlerinden biridir. İtalyan ve Fransız olmak üzere iki temel türü vardır. Bu türler, uyak düzeni ve yapısı açısından farklılık gösterebilir.
4. Dört Dörtlük ve İki Üçlük: Genellikle iki dörtlük (quatrains) ve iki üçlük (tercets) şeklinde dizeden oluşur. Bu yapı, şairin anlattığı hikayeyi ve temasını ifade etmek için kullanılır.
5. Özgün Kafiye Düzeni: Kafiye örgüsü oldukça özgündür. Genellikle “abab, abab, ccd, eed” şeklinde bir kafiye düzenine sahiptir. Ancak ilk dörtlüğün kafiye düzeni “abba” biçiminde de olabilir. Bu özel kafiye düzeni, sone’nin tanınmış bir özelliğidir.
6. Ortaya Çıktığı Dönem: Özellikle Servet-i Fünun Edebiyatı Dönemi‘nde Türk edebiyatına tanıtılmış ve yaygınlaştırılmıştır. Bu dönemdeki şairler, sone’yi kullanarak duygusal ve lirik eserler yazmışlardır.
Bu nazım biçimi, kendine özgü yapısı ve kafiye düzeniyle dikkat çeken ve farklı türleri bulunan bir edebi formdur. Bu biçim, şairlere ifade etmek istedikleri duygusal ve anlamsal içerikleri özgün bir şekilde sunma fırsatı sunar.
Sone Örnekleri
Sone Örneği
Kırlardayım, yalnız ve düşünceli;
Yürüyorum, yavaş, ölçülü, ağır;
Kumlarda belki insan İzi vardır,
Üstlerine basmadan yürümeli.
Kimseler bilmesin diye halimi,
Kendim kendisini böyle savunur;
Dışımdan içimin hali okunur,
içim alev alev içim besbelli.
insanlara karşı kapanıyorum;
Kıyılara, onnanlara, dağlara
Hayatımı gizli tutamıyorum.
Amor’un benimle, benim onunla
Döğüşmeden, çekişmeden sonunda
Gideceğim bir yer bulamıyorum.
Cevdet Kudret