Sezai Karakoç
Sezai Karakoç Hayatı Hakkında Kısaca Özet Bilgi (1933-…)
Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğan Sezai Karakoç Gaziantep Lisesi ve Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesinde okudu. 1965’te Maliye Bakanlığındaki görevinden ayrılarak edebiyat çalışmalarına yöneldi.
Sezai Karakoç; 1952 yılında yazdığı, Türk edebiyatının unutulmaz aşk şiirlerinden biri olan “Mona Rosa şiiri” ile geniş kitleler tarafından tanınmıştır. Sezai Karakoç edebî hayatı boyunca şiir, deneme ve eleştirilerini çeşitli dergilerde yayımlamıştır. Şiirlerinde anne, sevgi, çocuk, ölüm gibi temaları işler.
Eserleri: Hızır’la Kırk Saat, Sesler, Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu, Leyla ile Mecnun (şiir); Hikâyeler I, Hikâyeler II (hikâye); Mağara ve Işık, Edebiyat Yazıları 1, Edebiyat Yazıları 2 (deneme)…
BAŞKA BİR KAYNAK:
Şâir, yazar. Ergani’de doğdu. Maraş Ortaokulu ile Gaziantep Lisesi’nde okudu. Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi (1954). Maliye Bakanlığı’nda müfettiş yardımcısı ve kontrolör olarak çalıştı. Resmi görevinden ayrılıp fikrî ve edebî faaliyet gösterdi. Yeni istanbul ve Sabah gazetelerinde fıkralar yazdı. Diriliş Yayınları’nın kurucusudur. Günümüz şâir ve yazarlarındandır. İslâmî düşünceyi gerçeküstücülükle kaynaştıran bir şâirdir. İslâm ye tasavvuf tarihinden yararlanarak orijinal hayâller ve semboller bulmuştur. Makale, hikaye, deneme ve incelemeleri de vardır. Yazı ve şiirleri Hisarcılar, Mülkiye, İstanbul, Soyut, Büyük Doğu ve Diriliş dergilerinde çıktı.
Türk Edebiyatında mistik şiirin en büyük temsilcilerinden biri olan Sezai Karakoç; Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek çizgisini sürdürmüştür. Modernizmin reddettiği metafizik anlayışı yeniden diriltmeye çalışan şair, İslami bir bakışın şiire ve sanata ilham olabileceğini savunmuştur. Şaire göre metafizik, insanoğlu için hayati önem taşır. Dünya metafiziği yok saymaktadır ve bu eksiklik olumsuz giden pek çok şeyin asıl nedenidir. Şiirlerini bu anlayışa dayandıran şairin şiirlerinin bir kısmında çözülmesi zor, anlaşılması imkânsız gibi görünen ifadeler ve imgeler yer almıştır. Sezai Karakoç, şekil ve imge yönünden İkinci Yeni şairleriyle birlikte hareket etmiştir.
Okuduğunuz şiirinde Karakoç, beşerî aşktan ilahi aşka yükselişi temsil eden, Türk edebiyatında ölümsüz bir yer edinen “Leyla ile Mecnun” hikâyesine gönderme yapmaktadır. Bu meşhur hikâyeyi anlatma çabasında olan şair onların ölümünü bir son değil, yeniden dirilişin sembolü olarak ele alır.
Şiir kitapları:
1. Körfez (1959), 2. Şahdamar (1962), 3. Hızır’la Kırk Saat (1967), 4. Sesler (1968), 5. Taha’nm Kitabı (1968), 6. Gül Muştusu (1969), [1974’ten sonra şiir kitaplarını yeni bir düzen ile şu isimlerle çıkardı: Şiirler-I (Hızır’la Kırk Saat), Şiirler-ll (Taha’nm Kitabı), Şİirler-lll (Körfez-Şahdamar-Sesler), Şilrler-IV (Zamana Adanmış Sözler), Şiirler-V (Âyinler, 1977), Şiirler-VI (Leylâ ile Mecnun, 1980). ].
Şiir tercümeleri:
1. Üç Kaside (1967), 2. Ulamın Şiir Anıtlarından (1976), 3. Batı Şiirinden (1976).
Hikayeleri:
1. Meydan Ortaya Çıktığında (1978), 2. Portreler (1982).
Fikrî eserleri:
1. islâmın Dirilişi (1967), 2. İslâm Toplumunun Ekonomik St-rüktürü (1967), 3. Dirilişin Çevresinde (1967), 4. islâm (1967), 5. Kıyamet Aşırı (1968), 6. Mağara ve lşık(1967), 7. Allah’a İnanma ve Yalnızlık (1970), 8. Ölümden Sonra Kalkış (1970), 9. Ruhun Dirilişi (1974), 10. Çağ ve llham-l (1974), 11. İnsanlığın Dirilişi (1977), 12. Gündönümü” (1977). 13. Çağ ve İlham-ll (1977), 14. Çağ ve llham-lll (1980), 15. Makamda (1980), 16. Diriliş Muştusu (1980).
İncelemeleri:
1. Yunus Emre (1965), 2. Mehmet Akif (1968), 3. Edebiyat Yazıları-I (1982).
Günlük yazıları:
1. Farklar (1967), 2. Sütun (1969), 3. Sur (1975).
güzel bir site hazırlanmış emeği geçenlere teşekkürler.benim sitemede beklerim…
sitaeniz gercektende cok güzel elinize sağlık 🙂
elinize sağlık çooooookkkk güzel yazmışşınız muckkkkkkkkkkkkkkkkk