Nabi
Nabi kimdir hayatı eserleri şiirleri kişiliği hakkında bilgi
Dîvan ve mesnevi şairlerindendir. Urfa’da doğdu. Asıl adı Yûsuf. Memleketinde medrese öğrenimi gördü. 1666 yılında İstanbul’a gelip Musahip Mustafa Pasa’nın dîvan kâtipliğini yaptı. Bir ara hac görevini yerine getirmek için Hicaz’a gitti ve döndü (1678). Mustafa Paşa 1685 yılında ölünce Nâbî Haleb’e gidip yerleşti, evlendi. Baltacı Mehmed Pasa’nın daveti üzerine 1710’da tekrar İstanbul’a geldi. Darphane emîri ve başmukabeleci oldu. İstanbul’da öldü. Karacaahmet Mezarlığı’nda Miskinler Tekkesi yakınına gömüldü.
Divan edebiyatında ekol sahibi olan nâdir şairlerdendir. Nabinin şiirlerinde kullandığı dil ve üslup, sâde, düzenli ve kusursuz bir dil ile didaktik şiirdir. Osmanlı Devletinin gerileme döneminin ruhî ve sosyal çöküntülerini bizzat görmüş, yazdığı hakimane gazellerle halkın bezginlik ve güvensizlik duygularına tercüman olmuştur. Mensur eserleri ve mesnevileri de vardır. Bâzı beyitleri özdeyiş (özlü sözler) olmuştur.
Divan edebiyatında hikemi (didaktik, öğretici) şiir çığrını başlatan sanatçı şiirlerinde duygu ve hayalden çok düşünceyi önemsemiş, hikemi gazel tarzını geliştirmiştir. Din, ahlak ve töreyle ilgili öğütler veren Nâbi, şiiri düşüncelerini anlatmada bir araç olarak görmüş; şiirlerinde hikmetli sözlerden ve atasözlerinden yararlanmıştır. Oğlu için yazdığı öğütlerden oluşan Hayriye adlı mesnevisi önemlidir. Hayrabat adlı mesnevisi önemlidir.
Nabinin Eserleri
Türkçe Divan
Farsça Divan
Hayriye: Oğlu Ebulhayr Mehmet Çelebi’ye yazdığı 1647 beyitten oluşan didaktik bir mesnevidir.
Hayrabad: Nabi’nin ikinci mesnevisi olan bu eserin açık, sade bie dili vardır. Halep’te yaşadığı yıllarda kaleme almıştır.
Fatihname-i Kamaniçe: Bu eser IV. Mehmed’in Lehistan’a yaptığı sefer sırasında yazılmıştır. Lehistan seferini anlatır.
Surname: Sultan IV. Mehmed’in şehzadeleri Mustafa ve Ahmed’in sünnetlerini anlatan eserdir. Tuhfetü’l-Harameyn: Nabi’nin 1678 yılında hacca gidişinden beş yıl sonra yazdığı bu eser süslü nesrin en güzel örneklerindendir.
Münşeat
Zeyl-i Siyer-i Veysi
fevkeladenın fevkınde