Gazneliler Devleti
Gazneliler Hakkında Kısaca Özet Bilgi
Alp Tigin, Samanoğlullarına bağlı olarak Horasan valiliği görevinde iken Afganistan’daki Gazne şehrini ele geçirmiş ve bu şehir merkez olmak üzere 963 yılında Gazneliler devletinin bağımsızlığını ilan etmiştir. Gazneli Mahmut zamanında devlet en güçlü dönemlerini yaşamıştır. Horasan bölgesine ele geçiren Gazneli Mahmut Büveyhoğullarının baskısı altında kalan Abbasi Halifesine yardım etmiştir. Bu yardım karşısında dönemin Abbasi halifesi Gazneli Mahmut’a sultan unvanını vermiştir.
Sultan Mahmut Dönemi’nde Hindistan’a 17 sefer düzenlenerek bölgede hâkimiyet kurulmaya çalışılmıştır. Gazneli Mahmut’tan sonra devletin başına oğlu Mesut geçmiştir. Gazneliler, Selçuklular ile yaptıkları 1040 Dandanakan Savaşı’nı kaybederek yıkılma sürecine girmişlerdir. Sultan Mesut’un ölümünden sonra iç karışıklıkların arttığı Gaznelileri 1187 yılında Afganistan’ın yerli halkı olan Gurlular yıkmıştır.
Gazneliler Devletinin Özellikleri
- İmparatorluk özelliği taşıyan ilk Türk – İslam devletidir.
- Türk tarihinde sultan unvanını ilk kez Gazneli Mahmut kullanmıştır.
- Türk-islam tarihinde ilk çok uluslu devlettir. İmparatorluk özelliği taşıyan ilk Türk devletidir.
- Resmi dil Farsça’dır.
- Devlet ismini kurulduğu yerden almıştır.
- Hindistan’a düzenlenen seferler sonrasında İslamiyet’in Hindistan’a yayılmasını sağlayan Türk-İslam devletidir.
- Ordularında filleri kullanan Türk islam devletlerinden ilkidir.
- Alp Tigin Dönemi’nde devletin temelleri atıldıysa da Sebük Tigin Dönemi’nde Toharistan (Afganistan) ve Belucistan (Pakistan) alınarak bağımsızlıklarını ilan etmişlerdir.
- Sebük Tigin Türk tarihinde ilk defa padişah unvanını kullanan hükümdardır.
- Gazneliler Devletinin en parlak dönemi Gazneli Mahmut Dönemi’dir.
- Abbasi halifelerini dolayısıyla İslam dünyasını ilk koruyan devlettir. (Şii Büveyhoğulları’na karşı)
Gazneliler Devleti Hakkında Geniş Detaylı Bilgi
Gazneli Devleti, Samaniler hizmetinde bulunan Alptekin isimli Türk komutan tarafından bugünkü Afganistan’da kurulmuştur. Horosan’a (Horosan, İran’ın kuzey ve kuzeydoğusu olup bugünkü Afganistan, Türkmenistan ve Özbekistan topraklarından bazı kısımları da içermekteydi. Merv, Nişabur, Herat, Belh, Buhara, Semerkant gibi meşhur şehirler Horasan’a dâhildir) ve Hindistan’ın bir kısmına hâkim olmuşlardır. Gazneliler ismi, devletin başkenti Gazne’den gelmektedir.
Not: Türk tarihinde padişah (mülkün sahibi) unvanını ilk kullanan hükümdar Alptekin’dir.
a. Sultan Gazneli Mahmut Dönemi
Sebüg Tegin’in en büyük oğlu olan Sultan Mahmut iyi bir eğitim görmüş ve gençlik yıllarında devlet idaresinde görev almıştır. Devletin en önemli hükümdarıdır. (998 – 1030) Samanoğullarına (Samaniler) karşı savaşmak üzere Abbasilerin halifesi ile yazışmış ve onun onayını almıştır. Gazneliler, Karahanlılarla birlikte Samanoğullarına son vermişler (999) ve adı geçen devletin topraklarını paylaşmışlardır. Halife tarafından Sultan Mahmut’a Yemînü’d-Devle ve Eminü’l-Mille (devletin sağ kolu ve milletin güven kaynağı) lakabı verilmiştir. Sultan Mahmut zamanında Hindistan’a on yedi sefer yapılmıştır. Son Hindistan seferinden sonra Abbasi halifesi tarafından hükümdar Mahmut’a sultan unvanı verilmiştir.
Sultan Gazneli Mahmut’un Hindistan Seferlerinin Sebepleri Nelerdir
- İslamiyetin yayılmasını sağlamak ve İslamiyet’in bütünlüğünü tehdit eden bölücü mezhep mensuplarının faaliyetlerine son vermek
- Hindistan’ın zenginliklerini ülkesine taşımak Kendisine karşı birleşen racalıkları(prenslikleri) etkisiz hâle getirmek
- Gazneli Mahmut 25 yıl boyunca Hindistan’a 17 sefer düzenlemiştir. Bunlar içerisinde Peşaver ve Summat seferleri en önemli seferleridir.
Sultan Gazneli Mahmut’un Hindistan Seferlerinin Sonuçları Nelerdir
- Devletin sınırları Ganj Nehri’ne kadar genişlemiştir.
- 1858 yılına kadar sürecek olan Hindistan’da Türk yönetimi başlamıştır.
- İslamiyet Hindistan’da yayılmaya başlamıştır.
- Kast sistemine darbe vurmuştur. Bu durum ilerde kurulacak olan Babür Devleti için uygun ortam oluşturmuştur.
- Bugünkü Pakistan, Afganistan ve Bangladeş gibi devletler doğmuştur.
Not-1: Türk hükümdarlardan sultan lakabı İlk kullanan hükümdar Gazneli Mahmut’tur.
Gazneli Mahmut’un Selçuklularla İlişkileri
Güçlenen Selçuklulara karşı Karahanlı devleti hükümdarı Yusuf Kadir Han ve Ali Tekin’le Maveraünnehir ittifakı kurulmuştur. Gazneli Mahmut Selçukluların lideri Arslan Yabgu’yu davet ettiği yemekte yakalatarak Hindistan’ın Keşmir bölgesinde bulunan Kalincar Kalesi’ne hapsetmiştir.
Gazneli Mahmut’un Bağdat Seferinin Sebepleri Nelerdir
- Şii Büveyhoğulları baskısından bunalan Abbasi halifesine yardım etmek,
- Irak’ın kuzeyini ele geçirmek,
- İslam dünyasında itibar kazanmak Sonuçları
- Abbasi halifeliği Şii Büveyhoğulları baskısından kurtarılmıştır.
- Türk-İslam tarihinde halifeyi koruyuculuğu altına alan ilk Türk devlet Gaznelilerdir. Abbasi halifesi Gazneli Mahmut’a “ Sultan” unvanı vermiştir.
- Türk-İslam tarihinde “Sultan” unvanını kullanan ilk hüküm dar Gazneli Mahmut’tur.
- Gazneli, Mahmut’tan sonra yerine oğlu sultan Mesut geçmiştir.
- Sultan Mesut Tuğrul Bey ile yaptığı Nesa, Serahs ve Dandanakan Savaşları’nı kaybetmiştir. Böylelikle Büyük Selçuklu Devleti resmen kurulurken Gazneliler yıkılma sürecine girmiştir. Gazneli Devleti’nin yıkılmasında çok uluslu yapıyı bir arada tutamaması etkili olmuştur.
b. Sultan Mesut Dönemi ( 1030- 1041)
Sultan Mesut hükümdar olduğunda henüz devletleşmemiş olan Selçuklu Türkleri ile savaşmaya başlamıştır. Merv yakınlarında Dandanakan’da üç gün süren savaşta Gazneliler ağır bir yenilgiye uğramışlardır.
Dandanakan Savaşı, Gazneli Devleti içerisinde taht kavgalarını ve çöküşü hızlandırmıştır. Sultan Mesut’tan sonra gelen hükümdarlar devleti Hindistan’da devam ettirmişlerdir. Lahor şehri başkent yapılmış ve son hükümdar Hüsrev Melik’in Gurlular tarafından esir edilmesi ile devlet sona ermiştir (1187).
Not: Gazneliler, Abbasî Halifesini Şii baskısından kurtararak Sünnî İslam dünyasında siyasi güç kazanmışlardır.
Gazne Devleti Dönemi’nde Yönetim ve Teşkilat
Gaznelilerde kanun koyma, yürütme, yargı ile iç ve dış meselelerde sultan mutlak hâkimdi. Şeri kurallara göre devlet yönetilir ve hükümdar Allah’ın yeryüzündeki gölgesi kabul edilirdi. Hiç kimsenin görüşünü almadan her konuda karar verme yetkisine de sahipti (Bu durum Türk devletlerinin geneli için geçerlidir). Buna rağmen sultan; vezir, divan üyeleri ve diğer bürokratlarla çeşitli konuları görüşür, onların görüşlerinden yararlanırdı. Bu sayede hükümdarın aşırı kişisel tavırlar içine girmesi ihtimali kontrol altına alınırdı. Bu örfe rağmen görülen baskıcı yönetimler, hükümdarın yakın çevresi tarafından hoş karşılanmaz ve bir muhalif hareketin başlamasına sebep olurdu. Dolayısıyla her hükümdar bir denge politikası tutturmak durumundaydı. Neticede, daha makul yönetimler daha uzun ömürlü olurdu.
Not: Gaznelilerde saray teşkilatı, Karahanlı ve Selçuklulara benzemektedir.
1. Merkez Teşkilatı
Gaznelilerde Sebük Tekin’in oğlu Sultan Mahmut tahta geçene kadar saltanat görülmemiştir. Devleti Türk komutanlar yönetmiştir.Gaznelilerde devlet yönetimi merkez teşkilatı ve eyalet teşkilatı olarak ikiye ayrılmaktaydı. Devletin başkentliğini 1157’ye kadar Gazne şehri yapmıştır.
Başkent, bu tarihten yıkılışa kadar Hindistan’daki Lahor kenti olmuştur. Devlet, merkezde bulunan divan teşkilatının aldığı kararlar doğrultusunda yönetilirdi. Divan kararları sultana arz edilir, daha sonra da sultan bunları uygulamaya koyardı.
Gaznelilerde divanların isim ve görevleri şöyledir:
Divan-ı Vezaret: Devletin genel ve maliye işlerinin görüşüldüğü divan olup başında vezir bulunurdu.
Divan-ı Risalet: Bu divanın başında bulunan vezire Sahib-i Divan-ı Risalet denirdi. Eyaletlerle ve yabancı devletlerle olan yazışmalar buradan yapılırdı.
Divan-ı Arz: Başkanına Sahib-i Divan-ı Arz veya kısaca Arız denirdi. Asker toplama, silah yapım, tamir ve bakımı, asker eğitimi ve maaşların verilmesi bu divanın görevleri arasındadır.
Divan-ı İşraf: Memurların haberleşme, kontrol ve denetiminin yapıldığı divandır. Bugünkü anlamda istihbarat dairesi sayılabilir. Bu divana bağlı olarak devlet genelinde pek çok insan görev yapar ve bunlara müşrif denirdi. Ayrıca bu kişiler yabancıları ve düşmanları da denetleme yetkisine sahipti.
Divan-ı Vekâlet: Sultan ve aile fertlerinin gelir giderlerini ve diğer mali işlerini yürüten divandır. Saray hizmetlerini de bu divan yürütmekle görevliydi. Bu divanın reisine Vekil-i Has denirdi.
2.Eyalet Teşkilatı
Eyalet teşkilatı üç yönetimden oluşmaktaydı. Birincisi; eyaleti idare eden, vergileri toplayan, emniyet ve can güvenliğini sağlayan yetkilidir. Buna sahib-i divan denir. İkincisi, eyaletin adliye işlerinden sorumlu olan Kadı’ul Kudattır. Üçüncüsü ise eyalet ordularının komutanı salar veya sipehsalardı. Bunlar eyalet ordularının idaresinden sorumludur. Emniyet işlerinde sorumlu kişiye sahibü’ş-şurta denirdi.
3. Şehirlerin İdaresi
Güvenlik icabı her şehrin bir kalesi olurdu. Şehir iI halkının yabancı saldırılara karşı korunması kutval denilen kale komutanları tarafından sağlanırdı. Ayrıca emniyet ve asayiş işleri şahneler tarafından sağlanırdı. Çarşıda fiyatlara dair işleri muhtesip düzenlerdi. Bugünkü anlamda belediye ve zabıta işlerini yürütürdü.
d. Gaznelilerde Ordu
Devletin iyi eğitilmiş ve her an savaşa hazır ordusu vardı. Bunlar Türkler, Afganlar ve Hintlerden oluşurdu.
e. Gaznelilerde Bilim ve Kültür
Gazneliler Dönemi, ilim ve kültür bakımından parlak bir devirdir. Sultanlar, İslam kültürü ile yetişmiş, dolayısı ile İslam dinini Hindistan’da yaymaya çalışmışlardır.
Resmî dil Farsça olmasına rağmen halk arasında, sarayda Türkçe konuşulurdu. Dinî bilimler ise Arapça olarak yazılır ve öğretilirdi. Bu durum Türkçenin gelişmesi için olumsuz bir durumdur.
Gazneliler Dönemi Türk ve İslam tarihi açısından önemli olduğu gibi, Hindistan tarihi bakımından da önemlidir. İslam’ın Hindistan’da yayılmasında, kast sisteminin ilk büyük darbeyi almasında ve bugünkü Pakistan’ın ortaya çıkmasında bu devletin büyük bir payı vardır.
Gazneli sultanlar ilim ve kültür insanlarını desteklemişledir. Bu özellik, devletin bu yönden gelişmesini sağlamıştır. Firdevsî’nin yazdığı Şehname, bir Siyasetname tarzı olup hükümdarlara öğütler içermektedir. Utbî’ye ait olan Tarih-i Yemin isimli eser de Gazneliler Dönemi’ne aittir. Ferruhî aynı dönemin şairidir. Zafer Kuleleri isimli mimari eser yine Gaznelilere aittir.