1980 Sonrası Türk Tiyatrosu
1980 Sonrası Türk Tiyatrosu
1980’de yaşanan askerî darbe; siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda etkisi uzun süren birtakım toplumsal sarsıntılara sebep olmuştur. Bu süreçte ortaya çıkan gelişmeler diğer sanat dallarını olduğu gibi Türk tiyatrosunu da olumsuz etkilemiştir. 1980 sonrasında Türk tiyatrosu bir durgunluk dönemine girmiş; gücünü, çeşitliliğini ve coşkusunu büyük ölçüde yitirmiştir. Bu dönemde müzikaller sahnelenmiş ya da eski oyunları yeniden canlandırma çabaları öne çıkmıştır.
Düzeyli güldürüler, müzikallerin yanında seyircinin eğlenmesine yönelik hafif oyunlar sergilenmeye başlanmıştır. Ekonomik güçlükler, oyunların sahneleneceği salonların bulunamaması gibi olumsuzluklar, bazı tiyatro topluluklarının dağılmasına ve tiyatro oyuncularının televizyon, reklamcılık gibi farklı alanlara kaymasına neden olmuştur. Geçen yıllarda eserleri yayımlanmış olan Melih Cevdet Anday, Güngör Dilmen, Turgut Özakman, Orhan Asena, Necati Cumalı, Adalet Ağaoğlu, Recep Bilginer, Ülker Köksal, Dinçer Sümer, Bilgesu Erenus gibi usta yazarlarımız 1980 sonrasında da tiyatro oyunları yazmayı sürdürmüşlerdir. Bu dönemde adı ilk defa duyulan Tuncer Cücenoğlu, Murathan Mungan, Ülkü Ayvaz, Mehmet Baydur ve Behiç Ak yazdıkları oyunlarla dikkati çeken isimlerden bazılarıdır.
Türk tiyatro yazarlarının önemli bir kısmı dönemin olumsuz koşullarından dolayı, güncel konulardan ve toplumsal temalardan uzaklaşarak daha çok bireysel temalara, tarihî olay ve şahsiyetlerin yaşam öykülerine yönelirler. Bununla birlikte geçmişe duyulan özlem, efsane, masal ve mitoloji motifleri ile belirlenen fantastik olayların ve kişilerin anlatıldığı temalar yazarların ilgisini daha çok çeker. Güngör Dilmen’in “Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını”, Dinçer Sümer’in “Maviydi Bisikletim” oyunları geçmişe, çocukluk dönemine yönelen ve eski mekânları ele alan eserlere örnek gösterilebilir. Önceki dönemlerde Osmanlı tarihinden ilgi çeken olayları ve şahsiyetleri oyunlaştıran Orhan Asena ile Turan Oflazoğlu tarihî oyunlar yazmayı sürdürürler.
1980 Sonrası Türk Tiyatro Oyun yazarları Kimlerdir ve eserleri nelerdir
1980 sonrası Türk tiyatrosunda öne çıkan tiyatro yazarları arasında en önemlileri şunlardır:
- Tuncer Cücenoğlu: “Karanlıkta Komedi”, “Uçurtmanın Kuyruğu”, “Köprü”
- Ferhan Şensoy: “Şahane Züğürtler”, “Ayışığı İle İnsanlar”, “Bizim Yunus”
- Memet Baydur: “Ayna”, “Kaçak”, “Küçük Kara Balık”
- Pınar Kür: “Yalnızlar”, “Aynadaki Yüz”, “Sürgün Ruhlar”
- İbrahim Şahin: “Köşebaşı”, “Otogargara”, “Uykudan Önce”
- Savaş Dinçel: “Şaşkın Bir İhtiyarın Hikayesi”, “Bir Şehnaz Oyun”, “Arıza”
- Haldun Taner: “Keşanlı Ali Destanı“, “Eşeğin Gölgesi”, “Hurma Osman”
- Orhan Asena: “Bir Şehnaz Oyun”, “Komşular”, “Cazgır”
- Güngör Dilmen: “Otogargara”, “Bir Sürgünün Anıları”, “Kiralık Konak”
- Adalet Ağaoğlu: “Yolcu”, “Ölümün Elli Tonu”, “Sevgili Arsız Ölüm”
Bu yazarların eserleri, toplumsal sorunları ele alan, eleştirel, mizahi ve yenilikçi bir yaklaşıma sahip olmasıyla dikkat çeker. Ayrıca, Türk tiyatrosunda geleneksel olanı kırarak, modern bir bakış açısı sunarlar.
1980 Sonrası Türk Tiyatro Özellikleri Nelerdir
1980 sonrası Türk tiyatrosunda birçok farklı özellik göze çarpar. Bunlar şunlardır:
- Bu dönemde toplumsal sorunları ele alan, gerçekçi, eleştirel ve yenilikçi bir yaklaşıma sahip olmuştur. Özellikle, darbe sonrası Türkiye’de yaşanan siyasi, ekonomik ve sosyal değişimler, tiyatro yazarlarını toplumsal konuları ele alarak eserlerini yazmaya yönlendirdi.
- 1980 sonrası Türk tiyatrosunda mizah önemli bir yer tutar. Tiyatro yazarları, toplumsal sorunları mizahi bir dille ele alarak, seyircilerin ilgisini çekmeyi amaçladılar. Bu sayede, izleyicilerin hem güldürülmesi hem de düşündürülmesi hedeflenmiştir.
- Bu dönemde Türk tiyatrosu, geleneksel Türk tiyatrosu kalıplarından uzaklaşarak, modern bir bakış açısı sunmuştur. Özellikle, yaratıcı ve yenilikçi sahne tasarımları, teknolojinin kullanımı ve farklı performans tarzları, tiyatroya yeni bir boyut kazandırmıştır.
- Dil ve teknik yenilikler de dikkat çeker. Özellikle, yazarların günlük konuşma diline yakın bir dil kullanması, seyircilerin eserlere daha kolay bir şekilde bağlanmasını sağlamıştır. Ayrıca, farklı tekniklerin kullanımı da tiyatroya yeni bir boyut kazandırmıştır.
- Farklı disiplinlerin tiyatroyla birleştirilmesi de dikkat çeker. Özellikle, tiyatro performanslarına müzik, dans, video ve diğer görsel sanatlar eklendi. Bu sayede, seyircilerin farklı duyuları harekete geçirilerek, daha etkili bir tiyatro deneyimi yaşatılmıştır.
- 1980 yılında yaşanan askeri darbe, uzun süre etkisini sürdüren toplumsal sarsıntılara neden oldu ve bu süreç tiyatroyu da olumsuz etkiledi.
- Türk tiyatrosu bir durgunluk dönemine girdi ve genellikle eski oyunların yeniden canlandırılması öne çıktı. Seyircinin eğlenmesine yönelik müzikaliteye önem veren hafif oyunlar sahnelenmeye başlandı.
- Ekonomik zorluklar ve uygun sahne imkanlarının bulunamaması gibi olumsuzluklar, bazı tiyatro topluluklarının dağılmasına ve oyuncuların televizyon, reklamcılık gibi farklı alanlara yönelmesine sebep oldu.
- 80’li yılların olumsuz havasından dolayı, yazarlar güncel konulardan ve toplumsal temalardan uzaklaştılar.