Harezm Türkçesi
Harezm Türkçesi Hakkında Kısaca Özet Bilgi
11. ve 13. yüzyıllarda nüfus yapısı ve siyasi bakımdan Türkleşen Harezm bölgesinde Karahanlı Türkçesi temelinde Oğuz, Kıpçak ve Kanglı Türkçelerinin kaynaşmasından oluşan dile Harezm Türkçesi adı verilir.
Harezm Türkçesi Dil Özellikleri
• Kelime başında b, içinde nazal n olan seslerde m sesine dönüşür, diğerlerinde korunur: ben > men, bin > min; bar-, ber-
• Çok az örnekte k > h değişimi görülür; akşam > ahşam.
• Kelime ortasındaki ve sonraki d sesi korunur; edgü, od.
• Köktürkçe kelime ortasındaki ve sonundaki b sesi w olmuştur; tabar > tawar.
• Kelime başındaki “t” sesi korunur.
• Kalınlık-incelik uyumu sağlam, düzlük-yuvarlaklık uyumu sağlam değildir.
1) Kısaca Harezm Tarihi
Ceyhun Irmağı (Amu Derya)’nın Aral Gölü’ne döküldüğü yerde nehrin her iki tarafında uzanan bölgeye verilen addır. Bu bölgede yaşayan halka Harezmî denmiştir. Harezm Semerkand ve Buhara gibi önemli merkezler dışında genellikle bozkır bir coğrafyaya sahiptir. 11. yüzyılın başında bu bölge Gazneliler tarafından fethedilmiş ve bölgeye kısa zamanda Oğuz, Kıpçak ve Kanglı boylarının yerleşmesiyle nüfus Türkleşmiştir. 1097 yılında Kutbuddin Muhammed Harezm şahı olunca 1231 yılına kadar süren Harezmşahlar hanedanı da tarih sahasına çıkmıştır. 1231 yılında Cengiz tarafından işgal edilen bölge, bir süre Altın Orda Devleti’nin kontrolünde kalmış, daha sonra özbekler tarafından alınmıştır (1405). Günümüzde bu coğrafyanın bir kısmı Özbekistan, bir kısmı Türkmenistan sınırları İçindedir.
2) Harezm Türkçesi Eserleri
(a) Mukaddimetü’l-Edeb
Edebe giriş anlamındaki eser, pratik bir sözlüktür. Arapça öğrenenler için kısa cümleler ve kelimelerden oluşmaktadır. Alfabetik bir sıralama yapılmamış fiiller Arapça bablara göre sıralanmıştır. Zemahşeri tarafından kaleme alınmış ve Harezm Şahı Atsız’a (1075- 1144) sunulmuştur. Eserin yirmiden fazla nüshası mevcuttur.
(b) Kısasü’l-Enbiyâ
Rabguzî tarafından 1311 yılında yazılan eser Nâsuriddin Tok Buga isimli bir Moğol beyine sunulmuştur. Peygamber kıssalarını konu alan eser adından da anlaşılacağı gibi dinî içeriklidir. Eserde Peygamber için yazılan manzumelerden başka, din dışı konularda yazılmış şiirlerde vardır. Eserin sekiz nüshası vardır ve en eskisi Birtish Museum’dadır,
(c) Muinü’l-Mürid
Müridin yardımcısı anlamındaki eser, 1313 yılında İslam adlı bir şair tarafından yazılmıştır ve toplam 900 beyitten oluşmaktadır. Aruz ölçüsü kullanılarak yazılmıştır. Eserin bilinen tek yazma nüshası Bursa Yazma ve Basma Eserler Kütüphanesindedir.
(ç) Hüsrev ü Şîrîn
Genceli Nizami’nin aynı adlı mesnevisinin bir benzerini ortaya koymak için Kutb isimli Harezmli şair tarafından yazılmış ve Altın Orda hükümdarı Atabeg ve eşi Melike Hatun’a sunulmuştur (1342). Eserin konusu Sasani Hükümdarı Hüsrev ile Ermeni hükümdarının kardeşi Şirin’in aşkıdır. Eser 4370 beyitten oluşmaktadır. Eserin en eski nüshası Fransa Bibliothèque Nationale’de bulunmaktadır.
(d) Nehcü’l-Ferâdis
Cennetlerin açık yolu anlamındaki eser Türk edebiyatındaki kırk hadis çevirilerinin ilk örneğidir. Mahmud bin Ali tarafından 1358 yılında yazılmıştır. Eser dört babdan oluşmaktadır ve her bab on fasıldan oluşmaktadır. Eserin en temiz nüshası İstanbul Yeni Cami Kütüphanesindedir.
(e) Muhabbetname
Harezmî tarafından 1353 yılında yazılan eser, on küçük name şeklindedir ve mesnevi tarzındadır. Eserin günümüze ulaşan dört nüshası vardır, British Museum’da bulunan nüsha Uygur harflidir.
(f) Satır Altı Kuran Tercümesi
Türk edebiyatında satır altı Kuran tercümesinin bir diğer örneği de Harezm döneminde vardır. Harezm Türkçesinin dil özelliklerini gösteren bu satır altı Kuran tercümesinin tek nüshası İstanbul Süleymaniye Kütüphanesindedir.
(g) Miracname
Eserin kim tarafından yazıldığı bilinmemektedir. Adından da anlaşılacağı gibi dinî bir eserdir ve Miraç Vakası’nı anlatmaktadır. Günümüze ulaşan tek yazma nüshası Uygur Türkçesi harfleriyle yazılmıştır ve Fransa Bibliothèque Nationale’de bulunmaktadır.