Realist Akımda Tiyatro
Realist Akımda Tiyatro Anlayışı
Romantik akımdan sonra (19. yüzyılın ikinci yarısında) tiyatroda realist (gerçekçi) akım etkisini gösterir. Edebi akımlar genelde daha önceki sanat anlayışlarına tepki olarak ortaya çıkar. Realizm akımı da romantizm akımına tepki olarak doğar. Romantizm sanatçıları toplumsal sorunlara gerçekçi bir şekilde yaklaşmadıkları için realistler toplum gerçeklerine eğilmek ve bunları bilimsel yolla İncelemek amacındadırlar. Realist tiyatronun en önemli özeliği sahnelenen oyunun gerçeği aratmayacak şekilde gösterilmesidir. Dekorda, kostümde aksesuarda gerçekçilik gözetilir. Sanayi Devrimi ile ekonomik ve toplumsal yaşamda büyük değişimler yaşanır. Ekonomik ve toplumsal yaşamın gerçekliğini yansıtmak amacıyla romantik akımdaki aşk acıları, ince duygular, coşkular, hayaller önemini yitirir; yerini gerçekçi bir hayat düşüncesi alır. Aydınlar, sanatçılar yaşam savaşının çetin koşulları üzerinde düşünmeye başlar. Realist tiyatroyu bilimdeki gelişmeler derinden etkiler ve sanatçının dünya görüşünü, konu seçimini, yöntemini de bu gelişmeler belirler.
Realist Tiyatronun Temsilcileri
- Henrik Ibsen ,(1828 -1906),
- Anton Çehov (1860-1904),
- Lev Nikola-yeviç Tolştoy (1828-1910),
- Johan August Strindberg [1849-1912),
- George Bernard Shaw (1856-1950),
- George Bernand Büchner, (1813- 837),
- Christian Friedrich Hebbel (1813-1863),
- Gerart Johann Robert Haptmann (1862-1946),
- Luigi Pirandello (1867-1936),
- Ugerje Gladstone O’Neill ‘888-1953)’dir,
Realist Tiyatronun Özellikleri
- Realizm, somut yaşam gerçeğini yansıtır. Realist tiyatro, romantizmin düşsel olanı vermesini ve gerçeklikten uzaklaşmasını eleştirir; somut ve yaşanan gerçekleri ele alır.
- Realist tiyatro düşüncesi, romantizmin gerçeği idealize ederek vermesine karşı çıkar ve dış dünyanın bütün çıplaklığıyla yansıtılmasını esas alır.
- Realist tiyatro, oyun kişilerini sosyolojinin içine yerleştirerek sunar ve çevre etmenlerini önemli kılar. Oyun kişileri, toplumsal yapıdaki konumlarıyla, mensubu oldukları sosyoekonomik sınıfın özellikleriyle, toplumsal ilişkileriyle, ekonomik yönleriyle verilir. Böylece kişiler, somut İlişkiler içerisinde verilir ve yaşamları gerçekçi kılınır.
- Realizm, bilimsel düşünceyi esas alır. Gerçekliği yansıtırken gözlem, deney, çözümleme gibi bilimsel yöntemleri kullanır. Olaylar arasında nedensellik ilişkisine dayanan sağlam bir neden-sonuç ilişkisi kurar. Dolayısıyla aklı ve sağduyuyu esas alır, rastlantısallıklara yer vermez.
- Realist tiyatro, düşünceyi dış dünyaya açar. Seyirci, oyun aracılığıyla bakışlarını dış dünyanın yansıdığı oyuna çevirir. Bu durum, seyirciyi gerçekler konusunda aydınlatma anlamına gelir.
- Realist tiyatro, sahnede yanılsama (illüzyon) yaratır. Yansıtılan gerçeğin inandırıcı olması sahnede yaratılan yanılsamaya bağlıdır. Oyun, dış dünyanın nedenselliğine ve mantığına dayanır. Realist tiyatroda amaç, seyirciyi kendi dünyasından alıp sahne ile özdeşleştirmektir.