Göktürkler (II. Göktürk – Kutluk Devleti)
Türk Adını Kullanan İlk Devlet: Göktürk Devleti
Birinci Göktürk Devleti (552-630)
Göktürk devletini kuran Türkler Aşina boyuna mensup olup devletleşmeden önce Avar Devleti hâkimiyeti altında yaşamaktaydılar. Avarlar’da demircilikle uğraşan Aşinalar Avar ülkesinde baş gösteren Töles İsyanı’nın bastırılmasında aktif rol oynamış; isyanın bastırılmasının ardından Aşinaların önderi Bumin, Avar hakanının kızıyla evlenmek istemiştir. Bumin’in bu isteğinin Avar hakanı tarafından ağır bir dille reddedilmesi üzerine yeniden Töles bölgesine giden Bumin kendi boyunun yanı sıra burada da sağladığı destekle Avarlar’a karşı isyan ederek 552’de Ötüken başkent olmak üzere devletlerini kurmuşlardır.
I. Göktürk Devleti Asya Hun İmparatorluğundan sonra Türkleri ikinci kez tek bayrak altına toplamakla birlikte Türk adıyla kurulan “ilk devlettir.” Türk devlet teşkilatlanması gereği “Türk federalizmi” olarak tanımlayabileceğimiz ikili yönetimle idare edilen devlette doğuda büyük kağan olarak Bumin Kağan bulunurken; devletin batı kanadını “yabgu” unvanıyla Bumin’in kardeşi İstemi Yabgu idare etmiştir.
Göktürk Devleti’nin kurucusu olan Bumin Kağan, sadece bir hükümdar değil, aynı zamanda Türk tarihinde önemli bir lider olarak da hatırlanır. O, Göktürklerin milli bilincini ve birlik ruhunu kuvvetlendiren bir figürdür ve hükümdarlığı, Türk dünyasının tarihinde altın sayfalarından birini oluşturur. Bumin Kağan’ın yönetimi altında, Göktürkler, Orta Asya’nın önemli bir gücü haline gelmiş ve etkili bir siyasi yapı oluşturmuşlardır.
Köktürk Devleti ile Sasani İmparatorluğu İttifakı
İstemi Yabgu İpek Yolu’nun kontrolü amacıyla Akhunlara karşı Sasaniler ile anlaşmıştır. Bu ittifak sonrasında Akhunlar yıkılma sürecine girmişlerdir.
Köktürk Devleti ile Bizans İmparatorluğu İttifakı
İpek yolu mücadelesinde Sasanilere karşı Bizans ile ittifak yapılmıştır. Bu ittifak tarihte Ön Asya devleti ile Orta Asya devleti arasında yapılan ilk ittifak olması açısından önemlidir. Bumin Kağan’dan sonra oğlu Mukan Kağan devletin başına geçmiştir. Onun döneminde Avar devletine son verilmiş, Kitanlar ve Kırgızlar hâkimiyet altına alınarak en parlak dönem yaşanmıştır.
Mukan Kağan’ın ölümünden sonra devletin doğu kanadının başına Ta-Po Kağan geçmiştir. Budist olması ve ülkeye Budist tapınakları inşa etmek istemesi gibi izlemiş olduğu yanlış politikalar sonrasında devlet zayıflamaya başlamıştır. Ta- Po Kağanın ölümünden sonra devlet iç karışıklıklardan dolayı ikiye ayrılmıştır.
Orta Asya’da kurulan diğer Türk devletlerinde olduğu gibi Göktürklerde de İpek Yolu hâkimiyeti büyük önem arz etmiş; bu anlamda Sasaniler’le ve Çin’le mücadele edilmiştir. I. Göktürk Devleti’nde bu mücadeleyi devletin batı kanadını idare eden İstemi Yabgu yürütmüştür.
Başlangıçta Akhunlar’a karşı Sasanilerle birleşen Göktürkler, bu ittifakla Akhunlar’ı yıkmışlardır. Hatta bu ittifakı kuvvetlendirmek adına İstemi Yabgu kızını Sasani hükümdarıyla evlendirmiştir. Ancak Göktürklerin daha fazla güçlenmesini istemeyen Sasaniler Göktürklerin İpek Yolu ticaretini baltalamaya başlamışlardır. Bunun üzerine Göktürkler, Bizans’la anlaşarak Sasanilerle mücadele etmeye başlamışlardır. Böylece tarihte ilk Türk-Bizans ittifakı Sasaniler’e karşı bu dönemde olmuştur.
Bizans’la kurulan ittifak sürecinde Göktürkler tarafından 568’de Bizans İmparatorluğu’na gönderilen ilk elçilik heyetinin başında bir diplomat olan Soğd kökenli Maniakh olmuştur. Bu elçilik heyeti aynı zamanda Orta Asya’dan Bizans’a giden ilk Türk elçilik heyetidir. Bumin Kağan’ın ölümünden sonra devletin başına önce Ko-lo (İssik) Kağan ardından ise Mukan Kağan geçmiştir. 553-572 yılları arasında hükümdar olan Mukan Kağan döneminde I. Göktürk Devleti en güçlü dönemini yaşamıştır.
Mukan Kağan devleti, babası Bumin Kağan döneminde de Batı Yabgusu olan amcası İstemi Yabgu ile birlikte yönetmiştir. Bu dönemde Avarlar üzerindeki baskı artırılarak Avarların bu bölgeden batıya doğru göç etmeleri sağlanmıştır. Bu göç hareketiyle Avrupa içlerine gelen Avarlar bir devlet de burada kurmuşlardır. Öte yandan bu dönemde Kırgızlarla ve Moğol asıllı Kitanlarla mücadele edilerek her iki yapı da hâkimiyet altına alınmıştır.
Mukan Kağan’dan sonra devletin başına kardeşi Tapo (Taspar) Kağan geçmiştir. Çin’le olan mücadelelerin hız kazandığı bu dönemde Çin üzerine büyük bir sefer çıkan Taspar Kağan Çin’i yenilgiye uğratmakla birlikte burada bulunduğu dönemde Budizm’e merak salmıştır.
Ötüken’e döndükten sonra kendi başkentinde de bir Budist tapınağı yaptıran Taspar Kağan ayrıca bir de Buda heykeli diktirmiştir. Bu sayede devletinin yükseleceğine inanan Taspar Kağan tam aksi bir tabloyla karşılaşmış; hükümdarlarının bu hamlelerinden rahatsız olan Göktürk halkı gözünde meşruiyetini kaybetmiştir.
Diğer taraftan devletin Batı kanadını idare eden İstemi Yabgu’nun ölümüyle birlikte batı yabguluğuna getirilen İstemi’nin oğlu Tardu Çin entrikalarına bağlı olarak kendini “Kağan” ilan etmiştir. Devletin doğusunda ve batısında meydana gelen bu gelişmeler en nihayetinde 582’de I. Göktürk Devleti’nin Doğu Göktürkler ve Batı Göktürkler olmak üzere ikiye bölünmesine neden olmuştur.
Birinci Göktürklerin Özellikleri Nelerdir Maddeler Halinde
* Asya Hunlarının yıkılması sonucu MS III. yüzyılın başlarından itibaren Orta Asya’da egemen güç olan Avarları 552’de yıkarak Türk adıyla kurulan Türk Devleti’dir.
* İlk defa Türk ismini kullanan devlet olup Bumin Kağan tarafından Ötüken merkezli kurulmuştur.
* Avarların hakimiyetinden kurtularak kurulan devletin batı bölgelerine İstemi Yabgu görevlendirilmiştir.
* İstemi Yabgu; (553 – 572) Sasanilerle ittifak yaparak 567’de Akhun Devleti’ni yıkmıştır.
* İstemi Yabgu, Sasanilerle Kök Türklerin arası açılınca Sasanilere karşı Bizans’la ittifak yapmış ve ülke sınırlarını Büyük Okyanus’tan Volga Nehri’ne kadar genişletmiştir.
* 582’de Doğu – Batı olmak üzere ikiye ayrılmışlardır. 630’da da Çinliler tarafından yıkılmışlardır.
* Çin esareti sırasında birçok ihtilal yapılmıştır. En önemlileri i 639’da Kürşad ihtilali’dir. Kürşad ve 39 arkadaşı Çin sarayını i basmışlar ve hepsi ölmüştür.
* Mukan Kağan devrinde pek çok yönden altın çağını yani Göktürk devletinin en parlak dönemini yaşanmıştır.
* İstemi Kağan’ın vefatından sonra devlet yönetimindeki hatalar sonucunda Köktürk Devleti resmen doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı.
BUGUT YAZITI
1956’da Moğolistan Bugut şehrinde bulunduğu için bu isimle anılan anıt I. Göktürk Devleti’nin kurucusu Bumin Kağan’ın oğlu Mahan Tigin’in (553-572) mezar taşı olduğu kabul edilmektedir. 581’de dikildiği tahmin edilen bu yazıtın üç tarafı Soğdca yazılmış olup, dördüncü yüzü Sanskrit ve Brahman dillerinde yazılmıştır. Üzerinde Türkçe yazı olmamakla birlikte Bugut Yazıtı Türk tarihine ait en eski yazıt kabul edilmektedir.
Batı GökTürkler (552 – 582)
582’de yaşanan bölünmeyle ortaya çıkan Batı Göktürk Devleti’nin ilk hükümdarı olan Tardu döneminde Batı Göktürk Devleti bir taraftan Sasaniler ile diğer taraftan da Çin ile yoğun mücadele içine girmiştir.
Hükümdarlığının son yılında Çin üzerine büyük bir sefer planlayan Tardu’nun bu seferinden haber alan Çin’in Göktürk askerlerinin sefer güzergâhındaki su kuyularını zehirlemesine bağlı olarak Tardu’nun ordusunun büyük bir kısmı zehirlenerek ölmüştür.
Bu gelişme sonucu Töles bölgesinde yaşayan bazı Türk boyları devlete karşı isyan etmiş ve 603’de ele geçirdikleri Tardu’yu öldürmüşlerdir. Devletin bölünmesinde etkisi olan Tardu Bizans İmparatoru Maurikios’a gönderdiği mektupta “Dünyanın yedi ırkının büyük başbuğu ve yedi iklimin hükümdarı Hakan’dan Roma İmparatoruna…” ifadelerine yer vererek gücünü ve kendine olan güvenini ortaya koymuştur. Tardu’dan sonra Batı Göktürk Hakanı olan HoSa-Na Kağan Çin’e kendisini teslim etmiş ve Çin’le işbirliği yapmak bir yana Çin sarayında yaşamaya başlamıştır.
Sonraki süreçte hükümdar olan Şi-koei Kağan döneminde de Çin’le ortak hareket eden Batı Göktürkleri Tong Yabgu Kağan döneminde Çin karşısında toparlanma yaşamış ve 619’da Sasaniler üzerine bir sefer düzenlemişlerdir. Bu seferde yenilgiye uğrayan Batı Göktürkleri yeniden gerileyişe geçmiş ve 659’da tamamen Çin hâkimiyetine girmişlerdir. Her iki Göktürk devletinin de Çin hâkimiyet altına girmesinden sonra geçen yaklaşık 50 yıllık süreç “Çin esaret dönemi” olarak adlandırılmaktadır. Bu esaret dönemi Kürşat Ayaklanması sonucu yeniden dirilişe geçen Göktürklerin II. Göktürk Devleti’ni kurmalarıyla sona ermiştir.
Kürşat ve 39 Arkadaşının Çin Sarayını Basması
Doğu Göktürk Kağanı Çuluk Kağanın oğlu Kürşad; Çin İmparatoru Tay T’sung’u esir ederek serbest bırakılması karşılığında Çin sarayındaki esir tutulan binlerce Türkün serbest bıraktırmak amacıyla 639 yılında harekete geçmiştir. Geceleri kılık değiştirerek sokağa çıktığını bildikleri Çin imparatorunu esir etmek için Kürşat ve yanındaki 39 arkadaşı Çin’e girmişlerdir. Ancak o gece fırtına çıkması nedeniyle imparator dışarı çıkmamıştır. Buna rağmen Kürşat geç kalındığı takdirde ihtilal hareketlerinin ortaya çıkmasından endişe ettiği için 39 arkadaşıyla beraber sarayı basmıştır.
Sarayda yaşanan kanlı çarpışmada yüzlerce Çin askerini öldüren Kürşat ve arkadaşları Çin askerlerinin sayı üstünlüğü karşısında geri çekilmeye başlamışlardır. Kürşat’la beraber yaşanan çarpışmadan sağ kalanları Vey Nehri’ne kadar takip eden yüzlerce Çin askeri nehrin taşması nedeniyle karşıya geçemeyen bu Türklerle çarpışmış ve kanlarının son damlasına kadar Çinlilerle savaşan Kürşat dâhil bütün arkadaşları burada ölmüşlerdir.
Doğu GökTürkler (582- 630)
582’de yaşanan bölünmeyle ortaya çıkan Doğu Göktürk Devleti’nin ilk hükümdarı olan Taspar Kağan dönemiyle birlikte Çin karşısında gücünü yitiren devlet; Taspar’dan sonra 582’den 587’ye kadar hükümdar olan İşbara Kağan döneminde tamamen Çin egemenliğine girmiştir. Buna rağmen Göktürkler benliklerini muhafaza edeceklerini İşbara Kağan’ın 585’de Çin imparatoruna gönderdiği mektuptaki “Size bağlı kalacak, haraç verecek kıymetli atlar hediye edeceğim. Fakat dilimizi değiştiremem. Halkıma Çin giysileri giydiremem. Adetlerinizi, kanunlarınızı alamam. İmkân yoktur. Çünkü bu yönlerden bütün milletim, hassasiyetle çarpan tek bir kalptir” ifadesiyle ortaya koymuşlardır.
İşbara Kağan’dan sonra hükümdar olan Baga Kağan, Tulan Kağan, Kimin Kağan dönemlerinde de Çin karşısında gerileyişini sürdüren Doğu Göktürk Devleti 609-619 yılları arasında hüküm süren Şi-pi Kağan döneminde Çin karşısında toparlanarak yeniden Çin’i vergiye bağlamışlardır. Çin karşısındaki bu ilerleyiş Şi-pi’den sonra 619- 621 yılları arasında hükümdar olan Çula (Çuluk) Kağan döneminde de sürdürülse de 621’de Çula Kağan’ın Çinli eşi Yicheng tarafından zehirlenerek öldürülmesi ile son bulmuştur. Doğu Göktürklerinin başına Çula’dan sonra geçen Kie-li Kağan döneminde Çin hâkimiyetini tanıyan Doğu Göktürk Devleti 630’da tamamen Çin hâkimiyetine girmiştir.
Doğu Kök Türklerde Görülen Bağımsızlık Hareketleri
Kürşat’ın Çin Sarayını Basması (Kürşad İhtilâli – 639)
Çin sarayına bağımsızlık için baskın yapan Kürşad ve 39 arkadaşı hayatlarını kaybetmiştir.
Kutluk İhtilâli (681)
Kutluk önderliğinde birleşerek Çin’e karşı ayaklanan Kök Türkler 682’de, 50 yıllık esarete son vermişler ve bağımsızlıklarını elde etmişlerdir.
630 yılında Çin her iki devleti de hâkimiyeti altına alarak Birinci Göktürk Devleti’ni ortadan kaldırdı.
İkinci Göktürk (Kutluk) Devleti (682-745)
Birinci Göktürk Devleti’nin bölünmesiyle ortaya çıkan Doğu ve Batı Göktürklerinin Çin hâkimiyeti altına girdikten sonra geçirdikleri 50 yıllık esaret döneminin ardından 682’de Kutluk Kağan önderliğinde birleşen Göktürkler Ötüken merkez olmak üzere yeniden devletleşmişlerdir. Çin esaret döneminde Çin eliyle Çin ülkesinin dört bir köşesine dağıtılan Türkleri yeniden birleştiren Kutluk Kağan bu nedenle” derleyen, toparlayan” anlamına gelen “İlteriş” adıyla adlandırılmıştır.
Devletsiz kalınan bu dönemde daha önce I. Göktürk Devleti’ne tabi olan ve bu süreçte de bağımsız hareket etmeye başlayan Türk boylarını yeniden itaat altına almaya çalışan Kutluk Kağan bu boy itaati sürecinde ilk etapta Oğuzlar üzerine yürümüştür. Kutluk Kağan kendisine karşı Çin’le ve Moğol Kitanlarla işbirliği yapan Baz Kağan önderliğindeki Oğuzları “İnekler Gölü Savaşı” ile yenilgiye uğratmış ve hâkimiyet altına almıştır. Kutluk Kağan gerek Bizans’a gerekse Çin’e karşı bağımsızlığını Oğuzlar karşısında alınan bu zafer sonrasında ilan etmiştir. Buna rağmen Oğuzlar bundan sonraki süreçte de Kutluk Devleti’ne karşı birçok kez isyan etmişlerdir.
Devletin bağımsızlığını ilan etmesiyle birlikte Kutluk Kağan hükümdar olurken, kardeşi Kapkan şad, oğlu Tosifu Yabgu ve Tonyukuk’ta Ayguci olarak görev yapmışlardır.Kutluk Kağan devletinin temellerini sağlamlaştırmak adına hükümdarlığı boyunca başta Çin olmak üzere Kitanlarla, Oğuzlarla ve diğer yapılar üzerine birçok sefere çıkmıştır. Ayrıca hükümdarlığı boyunca Çin’e 46 sefer yaparak Çin’den siyasi ve ekonomik önemli kazanımlar elde etmiştir. Devletin kurucusu olan Kutluk Kağan 692’de Türgişler’le yaptığı bir savaşta öldürülmüştür. Onun ölümüyle birlikte II. Göktürk Devleti’nin başına kardeşi Kapkan (Kapağan) Kağan geçmiştir.
Hükümdarlığa getirilen Kapkan Kağan kendisine ilke etapta üç hedef belirlemiştir. Bu hedefleri; Çini baskı altında tutmak, Çin içlerindeki Türkleri kutlu yurt Ötüken’e çekmek, Bütün Türkleri birleştirmek
Hedeflerine ulaşmak adına zaman kaybetmeksizin harekete geçen Kapkan Kağan ilk amacı olan Çin’i baskı altına alma yolunda eşsiz bir fırsatla karşılaşmıştır. Bu dönemde Moğol Kitanların saldırılarıyla zor günler geçiren Çin’in yardım isteğine bağlı olarak Çin’e yardım eden Kapkan Kağan, bu yardım karşılığında ise 696’da Çin’le bir antlaşma yapmıştır.
Maddelerin tamamı II. Göktürk Devleti lehine olan bu antlaşmaya göre Çin Göktürklere;
- 100 bin Hu (1 hu takribi12. 5 kg) tohumluk darı verecek
- 3 bin adet tarım aleti verecek
- 10 bin libre (1 libre takribi 450 gram) demir verecek
- Ağırlığı Ordos bölgesinde yaşayan Türkleri iade edecek
Yapılan antlaşmayla Çin’i vergiye bağlayan Kapkan Kağan Çin üzerinde kurduğu baskının ardından Kırgızlar üzerine yürümüş ve Kırgızların da itaati sağlanmıştır. Sonraki süreçte Türgiş mücadelesine ağırlık veren Kapkan Kağan devletin kuruluşundan beri II. Göktürk hâkimiyetini tanımayan ve bağımsız hareket eden Türgişler’i Tonyukuk komutasındaki ordusu ile 698 yılında yapılan “Bolçu Savaşı’nda” yenilgiye uğratmış ve hâkimiyet altına almıştır.
Türgiş hâkimiyetinin sağlanmasının ardından Tonyukuk, İnel ve Bilge önderliğinde Göktürkler “Maveraünnehir Seferi’ne” çıkmışlardır. Göktürkler bu dönemde ilk defa Maveraünnehir bölgesinde ilerlemeye çalışan Müslüman Araplarla karşılaşmışlardır. Kapkan Kağan önderliğindeki Kutluk Devleti 710 yılına gelindiğinde hâkimiyet altına girmek istemeyip isyan eden Oğuz Bayırkuların üzerine yürümüş ve “Türgi Yargın Gölü Savaşı” ile Bayırkuları da hâkimiyet altına almışlardır. Ancak Kapkan Kağan’ın hükümdarlığının son dönemlerinde uyguladığı baskı politikasına bağlı olarak eş zamanlı olarak Türgişler, Karluklar ve Oğuzlar isyan başlatmışlardır.
Kapkan Kağan ülkede çıkan isyanları bastırmak adına çıktığı bir sefer dönüşünde Bayırkular tarafından pusuya düşürülerek 716’da öldürülmüştür. Kapkan’ın ölümüyle yerine İnel (Bögü) Kağan devletin başına geçse de devlete hükümdar olma noktasında kudretsiz – yetersiz olması nedeniyle Bilge ve Kültegin’in başlattığı isyan sonucu tahttan indirilmiştir. İsyanın ardından devletin başına “Kağan” olarak Bilge geçerken, kardeşi Kültegin yabgu (bilge eligi) olarak devletin sol kanadından sorumlu olmuştur.
Kapkan Kağan döneminde aygucilikten alınan Tonyukuk ise yeniden ayguciliğe getirilmiştir. 716 ile 734 yılları arasında hükümdar olan Bilge Kağan döneminde Kutluk Devleti en güçlü dönemini yaşamıştır. Bilge Kağan ilk olarak Kapkan dönemiyle birlikte devlete başkaldıran Türk boyları üzerine yürümüş ve itaat altına almıştır. Özellikle Dokuz Tatarlar ve Oğuzlar tarafından çıkarılan bu isyanların bastırılmasında Kültegin aktif rol oynamıştır.
717 yılında yapılan “Kargan Savaşı” ile Uygur İlteberi’ni yenilgiye uğratan Göktürkler Uygurları da hâkimiyetleri altına almışlardır. 718’de ise isyan eden Karluklar üzerine yürünmüş ve Karluk itaati de sağlanmıştır. Başlangıçta Çin ilişkilerini yakın tutup Çin’le ticareti geliştirmek isteyen Bilge Kağan, Çin’in Beşbalık bölgesindeki Basmiller, Moğol Kitanlar ve Tatabiler ile Göktürklere karşı ittifak kurması üzerine harekete geçmiştir.
İlk önce Vezir Tonyukuk’un planı sayesinde Basmiller Beşbalık’ta kuşatılarak mağlup edilmiştir. Ardından Çin mücadelesine girişen Bilge Kağan 720 yılında yapılan “Şan-Tan Savaşı” ile Çin’i ağır bir yenilgiye uğratmıştır. 722’den itibaren kısa süre içine Kitanların ve Tatabilerin de saf dışı bırakılmasıyla çaresiz kalan Çin Göktürklere barış teklifinde bulunmuştur. Çin’in bu teklifini kabul eden Bilge Kağan bu sayede Çin hâkimiyetini de sağlamıştır. Devletin böylesi başarılar elde etmesinde Bilge Kağan’ın en büyük yardımcılarından biri olan devletin veziri ve aynı zamanda Bilge Kağan’ın kayınpederi olan Tonyukuk 725 yılında ölmüştür.
“Türk” adını ilk kez siyasi anlamda kullanan devlettir. Tarihte ilk kez Ön Asya devletlerinden biri olan Bizans ileittifak yapılmıştır. Orta Asya’da en geniş sınırlara ulaşan Türk devletidir. Takas aracı olarak parayı ilk kez kullanan ilk Türk devletidir. Türk tarihinin ve edebiyatının okunabilen ilk yazılı örneklerini bırakmışlardır (Orhun Abideleri). 38 harfli ilk Türk alfabesini kullanmışlardır.
II.KökTürk Devleti (Kutluk Devleti) Özellikleri Maddeler Halinde
* Kök Türklerin bağımsızlığını yeniden sağladığı, Türkleri derleyip to parladığı için “ilteriş” unvanı ile Kağan ilan edilen Kutluk zamanında Çin’e karşı 46 başarılı sefer düzenlenmiştir.
* Kutluk (İlteriş) Kağan’ın öncülüğünde Tonyukuk’un da yardımıyla Çinlilere karşı ayaklanan Kök Türkler II. devletlerini tekrar kurmuşlardır.
* Kapgan Kağan (692-716) ve Bilge Kağan (716-734) dönemlerinde Tonyukuk vezirlik yapmıştır,
* Kûltigin askeri alanda başarılar elde etmiştir.
* Yuliuğ Tigin tarafından yazılan Orhun Yazıtlarını bırakmışlardır. Devletin kurulmasında ve Bilge Kağan zamanında da etkili olan Tonyukuk 727, Kûltigin 731 ve Bilge Kağan 734’te ölmüştür.
* Türk tarihinde ilk alfabe Kök Türkler tarafından (38 harfli) oluşturulmuştur.
* 745’te Uygurlar, Karluk ve Basmillerle birleşerek Kutluk Devleti’ne son vermişlerdir.
* “Asya Hun İmparatorluğu‘ndan sonra başkenti Türkistan’da olan en önemli ve en güçlü devlettir.
* Türk tarihinin bilinen en eski yazıtları bu devre aittir. Göktürk Kitabeleri (Orhun Yazıtları) İlk yazıt 726-727 seneleri arasında Tonyukuk adına yazıldığı için Tonyukuk Anıtı adını aldı. Daha sonra ise 731 senesinde Bilge Kağan adına Bilge Kağan Anıtı yazıldı ve son olarak 734 senesinde Kül Tegin adına kitabe yazıldığı için Kültigin Anıtı adını almıştır.
* Türk ismini kullanan ilk Türk devletidir. Sibirya’nın doğusunda bulunan Türkler, Attila’nın devamı kabul edilen Sekeller ve bir kısım Oğurlar (Oğuzlar) haricinde bütün Türk boylarını tek bayrak altında toplayan, tarihte kurulan ilk ve tek Türk devletidir. Göktürk Devleti’nden sonra inşa edilen hiçbir Türk devleti bunu başaramamıştır.
Göktürk Devleti’nin Yıkılışı:
Bilge Kağan’ın 734 yılında vefatının ardından, hakanlık makamına gelenlerin liderlik becerileri ve güçleri yeterince sağlam değildi, yönetim vasıfları da zayıf kalıyordu. Bu durum, ülkede çabucak bir karışıklığa ve iç çekişmelere yol açtı. 742 yılında, Uygur Türkleri ve Basmillerin başkaldırısı, devletin savunmasız bir duruma düşmesine neden oldu.
Göktürk Devleti’nin iç mücadelelerle sarsılmasının yanı sıra dış tehditler de artmıştı. 745 yılında, Uygur Türkleri tarafından yönetilen büyük bir ordu, Göktürkler üzerine sefer düzenledi. Bu sefer, Göktürk Devleti için kritik bir dönüm noktasıydı. Uygurların güçlü saldırıları karşısında Göktürk ordusu zorlu bir savaş verdi, ancak sonuçta mağlup oldu.
Uygurlar, Göktürklerin tarih sahnesinden silinmesine sebep oldular ve bu durum, Orta Asya siyasi haritasında büyük bir değişime yol açtı. Göktürk Devleti’nin yıkılması, Uygur Türkleri için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyordu. Göktürklerin yıkılışıyla birlikte, Uygur Türkleri Orta Asya’da güçlü bir devlet kurma fırsatı buldular. Bu süreçte, Uygur Devleti, Göktürklerin yerini alarak bölgede hakimiyet kurmaya başladılar ve Türk dünyasındaki siyasi dengelerde önemli bir aktör haline geldiler.
Göktürk Devleti’nin yıkılışı, Orta Asya’daki diğer Türk devletleri üzerinde de etkili oldu. Komşu Türk boyları, Göktürklerin gücünü kaybetmesiyle kendi bağımsızlıklarını ilan etmeye başladılar ve bölgede yeni siyasi yapılar ortaya çıktı.
Göktürk Devleti’nin yıkılışı, iç mücadeleler ve dış saldırılar sonucunda gerçekleşmiştir. Uygur Türklerinin başkaldırısı ve güçlü seferleri, Göktürklerin tarih sahnesinden silinmesine yol açmış ve Orta Asya’da siyasi dengelerde önemli bir değişikliğe sebep olmuştur. Bu olaylar, Türk dünyasının tarihî gelişimini ve siyasi yapılanmasını etkilemiştir.
Kök Türk Devleti’nin yıkılışıyla birlikte Arapların yayılmacı istilalarına karşı en büyük gücün de ortadan kalkmasına neden olmuş ve Arapların orta asyaya ulaşmalarının de önünü açmıştır. Talas Savaşı ve Türklerin müslüman olma süreci de sonrasında devam eden olaylardandır.
Sonuç olarak Göktürkler;
İslamiyet’ten önce kurulmuş olan Türk devletleri içerisinde en geniş sınırlara sahip olan en güçlü Türk devletidir. On iki Hayvanlı Türk Takvimini kullanmışlardır. Türk tarihinin kabul edilen ilk alfabesi bu dönemde yapılmıştır. Türk alfabesi veya Göktürk alfabesi olarak adlandırılan bu alfabe 38 harften oluşmuştur.
Yazıyı kullanan ilk Türk devleti kabul edilen Göktürkler döneminde bu alfabeyle birçok yazıtta yazılmıştır. Bu anlamda Göktürk harfleriyle yazılan ilk yazıt Çoyr Yazıtı olmakla birlikte Türk tarihi hakkında kapsamlı bilgi edindiğimiz Orhun Kitabeleri veya Göktürk Yazıtları daha ön plandadır.
Farklı dönemlerde yazılan bu kitabeler;
- 725’de dikilen Vezir Tonyukuk (Bayın Çokto) Yazıtı
- 732’de dikilen Kültegin Yazıtı
- 735’de dikilen Bilge Kağan Yazıtı şeklindedir.
Bu yazıtlardan ilki olan Bayın Çokto yazıtı bizzat Vezir Tonyukuk tarafından kaleme alınmıştır. Bu durum Vezir Tonyukuk’u ilk Türk tarihçisi ve edebiyatçısı yapmaktadır. Kültegin ve Bilge Kağan Yazıtları ise hanedandan olan Yolluk Tigin tarafından yazılmıştır.
ÇOYR YAZITI
687-692 Türkçenin tarihlendirilen en eski yazıtı kabul edilen Çoyr Yazıtı Kutluk Devleti’nin kurucusu olan İlteriş Kağan’ın askerlerinden birinin mezar taşı olup; taşın üzerinde o askerin hikâyesini barındırmaktadır. Çok uzun bir metin barındırmayan yazıt toplam 6 satırdan oluşmaktadır. Çoyr Yazıtı günümüzde Moğolistan’da, Ulan Batur Tarih Müzesi’nde bulunmaktadır.
Göktürklerin adında Türk adının geçmesi, kendilerine has bir alfabe oluşturmaları ve Çin’e karşı verdikleri bağımsızlık mücadelesi onları milliyetçi bir devlet anlayışına sahip olduklarını göstermektedir.