1. KİTABIN KONUSU : Ömer Hayyam ‘ ın Semerkant ‘ a gelişi ; burada yaşadıkları ve tarihe damgasını vuran eserinin oluşması. 2. KİTABIN ÖZETİ : İnterneti daha hızlı dolaşın. Google Araç Çubuğuyla birlikte Firefox’u da alın Roman 11. yy’da yaşamış olan İranlı bilge ozan ömer Hayyam ‘ ın hayatı ve Rubaiyat ‘ ının öyküsünü […]...
1.Kitabın Konusu: Sarıkamış Dramı,Enver Paşa ile Albay Hafız Hakkı’nın kişisel tutkularının çatışmasından, çılgınca tutumlarından, gerçekleri görmezlikten gelerek acımasız emirler vermelerinden doğmuş;sonuçta iki hafta içinde doksan bini aşkın Türk genci donarak ölmüştür.Dramı bütün ayrıntılarıyla açıklayabilmek için yazar mozayık diye tanımlayabileceğimiz çalışma biçimini seçerek,bir mozayık taşı gibi tek başına anlam taşımayan savaşçı anılarını, gazete haberlerini, çarpışmaları, verilen […]...
Sınıf Arkadaşım ATATÜRK Ali Fuat CEBESOY 1. KİTABIN KONUSU Ulu önder M.Kemal ATATÜRK’ün gençlik ve okul dönem- lerinin, yakın arkadaşı Ali Fuat CEBESOY tarafından kaleme alınması ve gelecek nesillere aktarılması. 2. KİTABIN ÖZETİ İnterneti daha hızlı dolaşın. Google Araç Çubuğuyla birlikte Firefox’u da alın Ali Fuat CEBESOY, kitabın başlarında ATATÜRK ile ilk olarak nerede ve […]...
KİTABIN KONUSU: Kitap iki hikayeden oluşmaktadır. Birincisi ‘Bedia’ ikincisi ise ‘Güzel Eleni’ ismindedir. Birinci hikayede Bedia adlı güzel bir Osmanlı kızının yaşadığı aşklardan ve bir sevgilisinden aldığı intikamdan bahsedilir. İkinci kitap ise Eleni adlı güzel bir Ermeni kızının yoksulluktan zengin bir şarkıcı olana kadar başından geçenleri anlatır. KİTABIN ÖZETİ: Bedia annesiyle yaşıyan güzel,cilveli ve erkekleri […]...
birgün dünyanın en ıssız kuyusuna düşsende tek tutunacak dalım sen olsan seni kırmaktan korkarım Entel değiliz ki sevgilimiz olsun caddeli değilizki otomobilimiz olsun. Biz adanalıyık bırakında farkımız olsun SENSIZLIGI BUZLARA YAZDIM; GUNESTE ERISIN DIYE. HASRETI SAHILE YAZDIM; DALGALAR GOTURSUN DIYE. ADINI KALBIME YAZDIM; BIRLIKTE GOMULSUN DIYE… İLK GORUSTE ASKA INANIRMISIN? YOKSA DISARI CIKIP TEKRAR MI […]...
DİVAN EDEBİYATI (13.-19.yy) DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ 1. GAZEL: Özellikle aşk, güzellik ve içki konusunda yazılmış belirli biçimdeki şiirlere denir. Beyit sayısı genellikle 5-9 arasında değişir. Gazelin ilk beyti mutlaka kendi arasında uyaklı olur.Bu ilk beyte “matla”, son beyte ise “makta” adı verilir. Bir gazelin en güzel beytine “beyt-ül gazel”, şairin mahlasının bulunduğu beyte de “mahlas […]...
Köprü satıldı, 5 euro hazırlayın Öte yandan Almanya`nın Schleswig-Holstein eyaletindeki bir radyo, sürücülerden, Rader köprüsünü geçerken 5 euro hazırlamalarını istedi. İsviçreli bir şirketin köprüyü satın aldığını ve bayram günlerinde geçiş ücreti alacağı haberini uyduran radyo, eyalet Başbakanı Heide Simonis, çok sayıda politikacı, polis yetkilileri ve ADAC otomobil kulübünden de destek alarak onların açıklamalarını yayınladı. Geliştirilen […]...
· Yapıştırıcılar Nasıl Yapıştırıyor? Yapıştırıcıların sağladığı yapıştırma olayı aslında kimyasal reaksiyondan başka birşey değildir. Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapıştırma olayında benzer yada iki malzemeden iki madde, birde yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır. Yapıştırıcı moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekir. · Radyonun Sesi Açılınca […]...
Yabancı koyun kenara yatar. Bir yere, çevreye ya da bir topluma yeni gelen kimse, insanlarla hemen ilişki kurup kaynaşamaz; onların arasına giremez, uzakta durur. Çünkü yabancılık çeker. Oradaki insanlar da huyunu suyunu bilmedikleri bir adamı hemen aralarına almazlar zaten. Yağına kıymayan, çöreğini yavan (yoz, kuru) yer. Bir işten iyi sonuç alınmak isteniyorsa, o iş için […]...
Tan yeri ağarınca hırsızın gözü kararır. Doğru olmayan yollara başvurarak çıkar sağlayan, gizli kapaklı işler çeviren kişi, bu kirli ve karanlık işleri çevirmesine imkân sağlayan şartlar ortadan kalkınca şaşırır; ne yapacağını bilemez olur, iş yapamaz hâle gelir. Tarlanın iyisi suya yakın, daha iyisi eve yakın. Ekilen tarla yeterince sulanırsa daha fazla ürün verir. Eğer tarla […]...
Sabah ola, hayır ola (gele). Sabah olsun, o vakte kadar işi belki düzelir. Çünkü gündüz geceden daha hayırlıdır. Bk. “Akşamın hayrından sabahın şerri…” Sabır acı ise de (acıdır) meyvesi tatlıdır. Acı, yoksulluk, haksızlık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme erdemi gösteren ve direnen kişi, sonunda kârlı çıkar. Çünkü Yüce Allah, sabredenlerle beraberdir; […]...
Oduncunun gözü omçada, dilencinin gözü çömçede. Kişiler iş, meslek ve durumlarına göre kendilerine gerekli olan şeylerin peşine düşerler; onları elde etmeye çalışırlar. Olacakla öleceğe çare bulunmaz. İnsanın kaderinde ne varsa o olur, bunu değiştirmek mümkün değildir. Dünyada olup biten her şey Yüce Allah`ın kaza ve kaderine göre olur. Dolayısıyla ölüm de insanın iradesinin dışındadır. Eceli […]...
L Lâfla peynir gemisi yürümez. Yalnız konuşarak, yaparım ederim diyerek bir yere varılmaz ve hiçbir iş gerçekleştirilemez. Atıp tutmaktan ziyade harekete geçip uygulamak ve çalışmak lâzımdır. Lâf torbaya girmez. Ağızdan söz bir kez çıktı mı artık onu gizlemek mümkün değildir. Çünkü onu herkesin duyması kaçınılmazdır. Bu sebeple söz ağızdan çıkmadan önce iyice düşünmeli, nereye varıp […]...
Irmak kenarına çeşme yapılmaz. Bir yerde ihtiyacı karşılayan bir şey varsa, onun yanına yine aynı ihtiyaca yönelik ve üstelik de daha küçük bir şeyi yapmak gereksizdir; ayrıca bu, boşuna bir çabadır; geri durmak gereklidir. Irmaktan geçerken at değiştirilmez. Yürütülmekte olan bir işin tam ortasında, işi tehlikeye düşürebilecek bir yöntem, bir araç-gereç değişikliği girişiminden kaçınılmalıdır. Yoksa […]...
F Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp. İnsanın kusur ve eksiği, ahlâkî yönü varlıkla belirlenemez. Bu bakımdan yoksul olması, geçimini sağlamakta güçlük çekmesi utanılacak bir durum değildir. Asıl utanılacak durum ve davranış, gücü varken tembellik edip çalışmamak ve yoksul düşmektir. Fare (sıçan) deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna (kıçına) kabak bağlamış. 1. Yapamayacağı kadar ağır bir iş […]...
Dağ başı dumansız olmaz. Tabiatları gereği dağ başları genellikle dumanlı olur. Nasıl dağ başlarından duman eksik olmazsa, toplumda yüksek mevkilere, makamlara çıkan ve sorumluluk alan kimselerin başında da dert eksik olmaz. Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. İnsanlar gezen, dolaşan, hareket eden varlıklardır. Bir yerden kalkıp başka bir yere gidebilirler. Arkadaşlar, dostlar, tanıdıklar birbirlerinden ne […]...
Cahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur. Cahil kişi, okuyup öğrenim görmemiş, bilgisiz ve deneyimsiz kimsedir. Bu bakımdan söylenen bir sözün ne maksatla söylendiğini, hangi anlama geldiğini kavramakta zorluk çeker. O ne biliyorsa, doğru onlardır. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın kendi doğrularından başka bir doğru kabul etmez. Öyle de inatçıdır ki deve nasıl hendek atlamamak için […]...
Bin bilsen de bir bilene danış. Herkes eşit bilgiye sahip değildir. Çok iyi bildiğimizi sandığımız konunun bilmediğimiz bir yanı olabilir, o konuyu bizden daha iyi bilenler de çıkabilir. Bu yüzden bir işe kalkışmadan önce bu gibi kimselere danışmalı, onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanmalıyız. Eksiğimizi ancak böyle giderebilir, yanlışımızdan ancak böyle kurtulabilir, iyi bir sonuca da […]...
Baba koruk (ekşi elma, erik) yer, oğlunun dişi kamaşır. Bir babanın yaptığı kötü iş, sürekli tekrarladığı uygunsuz hareketler her nedense aileye yüklenmeye çalışılır. Toplum içinde de bunun sıkıntısını en çok, çocuk çeker; en çok o, güç duruma düşer. Baba malı tez tükenir, evlât gerek kazana. Çoklukla insanlar bir emek vererek kazanmadıkları malın değerini pek bilmezler, […]...
Al kaşağıyı gir ahıra, yarası (yağırı) olan gocunsun (gocunur). Bir meseleyi halletmek, bir yolsuzluğu soruşturmak, bir haksızlığın önüne geçmek için ne gerekirse yapılıp söylenmelidir. Bu sırada kabahati olan varsın tedirgin olsun, alınıp telâşa kapılsın. Allah bir kapıyı kapatırsa ötekini açar. İşi büsbütün bozulan, bir çıkmaza düşen insan karamsarlığa kapılıp Yüce Allah`tan umut kesmemelidir. Çünkü Allah […]...