Şair Evlenmesi Hakkında Kısaca Özet Bilgi “Şair Evlenmesi”, Türk edebiyatının en önemli tiyatro eserlerinden biridir. Şinasi‘nin kaleme aldığı bu töre komedisi tarzındaki tek perdelik piyes, ilk olarak 1860 yılında Tercüman-ı Ahvâl gazetesinde tefrika edilmiş (parça parça yayımlanmış) ve daha sonra kitap olarak basılmıştır. Bu eser, Batılı tarzda yazılmış ilk tiyatro eseri olarak kabul edilir. Türk […]...
Modern Türk Tiyatrosu Tarihsel Gelişimi Modern Tiyatronun Kökeni, Doğuşu ve Başlangıcı Modern Türk tiyatrosu, diğer Modern Dönem tiyatroları gibi büyük ölçüde Batı tiyatrosunun etkisinde şekillenmiştir. Batı edebiyatı tiyatrosunun özellikleri ve teknikleri, Türk tiyatrosunun gelişmesinde önemli bir rol oynamıştır. Günümüzde Türkiye’de ve dünyada tiyatro ve drama dediğimizde, Batı tiyatrosundan esinlenilerek oluşturulan ya da Batı tiyatrosundan tamamen […]...
Milli Edebiyat Döneminde Roman Anlayışı Bu dönemde roman, edebiyatın önemli bir türü olarak kabul edilir ve birçok eser bu alanda yazılır. Milli Edebiyat Dönemi‘nin başlangıcı, 1911 yılında, dönemin önde gelen edebiyatçılarından olan Hüseyin Cahit Yalçın’ın “Türk Romanına Bakışlar” adlı makalesiyle işaret edilir. Bu makalede Yalçın, Türk romanının Batı’dan özenti bir tarzda yazıldığını ve gerçek Türk […]...
1980 Sonrası Türk Tiyatrosu 1980’de yaşanan askerî darbe; siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda etkisi uzun süren birtakım toplumsal sarsıntılara sebep olmuştur. Bu süreçte ortaya çıkan gelişmeler diğer sanat dallarını olduğu gibi Türk tiyatrosunu da olumsuz etkilemiştir. 1980 sonrasında Türk tiyatrosu bir durgunluk dönemine girmiş; gücünü, çeşitliliğini ve coşkusunu büyük ölçüde yitirmiştir. Bu dönemde müzikaller […]...
Epik Tiyatro Nedir Tanımı Hakkında Kısaca Özet Bilgi Epik tiyatro, 20. yüzyılın başlarında Almanya’da Bertolt Brecht tarafından geliştirilen bir tiyatro tarzıdır. Bu tarz tiyatroda, seyirciye bir hikaye anlatmak yerine, seyircinin düşünmesini ve analiz etmesini sağlamak amaçlanır. Epik tiyatro, “epik” kelimesinden türetilmiştir, yani hikaye anlatımı anlamına gelir. Ancak bu tarz tiyatrolarda, hikayeler doğrudan anlatılmaz. Bunun yerine, […]...
Yaratıcı Drama Nedir Tanımı Hakkında Kısaca Bilgi Yaratıcı drama, tiyatro sanatını kullanarak, katılımcıların yaratıcılıklarını, duygusal ifadelerini ve sosyal becerilerini geliştirmeyi amaçlayan bir öğrenme ve iletişim tekniğidir. Yaratıcı drama, öğrenmeyi, keşfetmeyi, sorun çözmeyi ve iletişim kurmayı teşvik eder. Katılımcılara tiyatro oyunları, rol yapma, hareket, müzik ve görsel sanatlar gibi çeşitli teknikler kullanarak öğrenme fırsatı verir. Bu […]...
Türk Sosyoloğu Ziya Gökalp Kimdir Hayatı Eserleri Hakkında Kısaca Özet Bilgi Milli Edebiyat hareketinin kurulması ve gelişmesinde önemli rol oynar. İlk Türk sosyologudur. Sanatı, özellikle de şiiri düşüncelerini yaymak için bir araç olarak kullanmıştır. Bu yüzden şiirlerinde düşüncelerini dile getirmiştir. Edebiyatı şuur ve şiir devri olmak üzere iki bölüme ayırır, kendi yaşadığı dönemi şuur devri […]...
Edebiyat-ı Cedide’nin (Servet-i Fünun Edebiyatı) Oluşumu 1896’ya gelindiğinde I. ve II. Tanzimat sanatçılarından bir kısmı ölmüş, bir kısmı da baskılardan dolayı kabuğuna çekilmiştir. Bu sebeplerden ötürü bir edebiyat boşluğu doğmuştur. Recaizade Mahmut Ekrem, edebiyat dünyasındaki bu boşluğu doldurmak için genç yazarları Ahmet İhsan Tokgöz’ün satın aldığı Servetifünun dergisi etrafında toplayarak yeni bir edebiyat topluluğu oluşturmuştur. […]...
İtalyan edebiyatına özgü bir nazım şeklidir. Üçer mısralık bentler ve sonda yer alan tek dizeden oluşur. Bent sayısı sınırsızdır. Kafiye örgüsü, “aba, bcb, cdc, d” biçimindedir. Buna “örüşük uyak” da denir. Terzarima, sone kadar yaygın değildir. Üçer dizelik bentlerle kurulur. Edebiyatımızda bu biçimi ilk kez Servet-i Fünun edebiyatı döneminde Tevfik Fikret denemişse de, terza rima […]...
Batı Etkisindeki Türk Edebiyatının Kaynakları Nelerdir ? Sanat dallarının en önemli kaynağı varoluştur, hayatın ta kendisidir. Evrendeki eşyaya ve oluşa hayranlık duyarak veya tepkiler göstererek, kabullendiğini veya reddettiğini ifade ederek ama kesinlikle var oluşun kanunlarına uyum sağlayarak şuurlu bir tercihle sanat eseri meydana getiren varlık da insandır. Yeni Türk Edebiyatı’nın kaynaklarını düşünürken “Bir edebiyatın kaynağı […]...
1839’a Kadar Türk Edebiyatına Kısa Bir Bakış İrfan ve zihniyet dünyamızda yenilikler olurken asrın kuvvetli divan şairleri de etkilerini sürdürüyordu. Enderunlu Vasıf, Keçecizade İzzet Molla, Leskofçalı Galip, Hersekli Arif Hikmet, Koniçalı Avni, Akif Paşa gibi şâirler bir kısım yeni hayaller taşımakla birlikte klasik divan edebiyatımızın genel özelliklerini devam ettiriyorlardı. On dokuzuncu asırda eser veren Tanzimatçı […]...
Yeni Türk Edebiyatına Genel Bir Bakış Türk edebiyatında, batılı edebiyatlarda görülen edebî toplulukların aynısı yoktur. Türk edebiyatı bir bütündür, onu; devir, dönem veya gruplara bölerek incelemek bir eğitim mecburiyetidir. Tanzimat’ın ilanından sonraki Türk edebiyatının başlangıcı için 3 Kasım 1839 gibi bir tarih verilmesi, siyasi boğumlanmayla kronolojik edebiyat tarihi anlayışı açısından isimlendirmenin mantığına uygun görünmektedir. Bu yüzden […]...
Yeni Türk Edebiyatının Oluşmasının Temelleri Her asrın edebî özellikleri eser, devir ve cemiyet ilişkileri farklıdır ve tıpkı sanat eserinin orijini gibi eserin oluştuğu zemin de özgün bir (tarihî, siyasi, sosyal…) ortamdır. Bu düşünceyi reddetmemekle birlikte 19 ve 20. asırların özel bir benzerliği vardır. Bu asırlardaki bazı olaylar, bir kısım sosyal girişimlerin başlangıç aşamasında yaşanması bakımından […]...
Servet-i Fünun Dergisinin Kapanışı Servet-i Fünun dergisi, 1896 ile 1901 yılı arasında şiir, hikaye (öykü), roman, edebiyat araştırmaları, tenkit vb. türlerdeki neşriyatına beş yıl devam etti. 1901 yılının Ekim ayında Hüseyin Cahit’in Fransız İhtilali’nden bahseden bir yazısı üzerine dergi kapandı, topluluk da dağıldı. Bu tarihten sonra topluluğun üyeleri, eserlerini münferit olarak yayımladılar. Servet-i Fünun Edebiyatı’nın […]...
Servet-i Fünun’da Dil ve Üslup Servet-i Fünun’daki tahkiyenin dili ve üslubu, o güne göre de bugüne göre de ağır ve terkiplidir. Arapça ve Farsça sözcükler okuyucuları hayli sıkıntıya sokmuştur. Bu manada batı edebiyatının klasik anlayışına benzeyen sağlam yapılı cümleleri ve entellektüel bir vokabüleri vardır. Bu dönemde yazarlar, dil konusunda Tanzimat edebiyatı döneminin hikaye ve roman […]...
Absürt Tiyatro Nedir Absürt tiyatro düşüncesi, ikinci Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan ve savaş sonrası, insanlığın içine düştüğü “saçmalık”ların, boşuna çabaların, boşuna bekleyişlerin acısından kaynaklanan bir umutsuzluk havası içinde oluşur. İkinci Dünya Savaşı’nı yaşayan ve kapitalizmin vahşet saçan ellerinde çırpınan insanoğlunun ruhsal durumu, korkuları, güvensizliği, endişeleri, edebiyata bakışları, bunalımı, boşunalıkları, amaçsızlığı, yalnızlığı absürt tiyatro aracılığıyla […]...
Belli dönemlerde, aynı edebi anlayışa ve hayat görüşüne sahip edebiyatçıların belli bir alanda bir araya gelerek birbirinin edebi görüşlerini destekler nitelikte eserler vermesine edebi topluluk adı verilir. Edebiyatımızda özellikle Yeni Türk Edebiyatının başlamasıyla ilk olarak Tanzimat Edebiyatı Sanatçıları çeşitli gazeteler etrafında toplanarak çeşitli türlerde eserler vermişlerdir. Bu yazımızda ise bu edebi topluluklarda yer alan sanatçıları […]...
Türk Edebiyatı Tarihi ve Oluşumu Milletlerin tarih, kültür, sanat ve edebiyatlarını incelemek üzere asırlara göre yapılmış sınıflandırmalar kullanılır. Bu sınıflandırmalarda takip edilen sıraya takvim sırası, kronolojik sıra veya kısaca kronoloji denir. Kronoloji ile bir milletin edebiyatını; metin, tür, şekil, yazar, muhit, nesil, sosyal hayat, kültür değişikliği, siyasi gelişmeler gibi ölçütlere bakarak incelemek, onun hangi coğrafyada […]...
MİLLÎ EDEBİYAT DÖNEMİ HİKÂYELERİ Tanzimat’la edebiyatımıza giren “hikâye“, bu dönemde olgunluğa ulaşmıştır. Milli Edebiyat 1911’de Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının Selanik’te çıkardıkları Genç Kalemler dergisiyle başlayıp 1923’te Cumhuriyet’in kurulmasına kadar devam etmiştir. Bu dönem edebiyatının temelinde Türk dilinin sadeleştirilmesi çalışmaları yatar. Bu dönemde yazılan hikâyelerin en belirgin özelliği öykülerde sade bir dil kullanılmasıdır. Osmanlıcılık, Türkçülük, Batıcılık […]...
TANZİMAT DÖNEMİ HİKÂYELERİ Divan edebiyatımızın halk hikâyelerini bir tarafa bırakırsak Avrupa’daki anlamıyla hikaye türü edebiyatımıza Tanzimat Edebiyatı Dönemi’nde girmiştir. Çeviri ile başlayan bu süreç, taklitler ile devam ederek gelişmiş ve asıl kimliğini kazanarak günümüze kadar gelmiştir. Bu dönemde birçok eser tercüme edilmiştir. Tanzimat Dönemi’nde çeviri eserler için söz konusu olan dil ve ahlak sorunları yerli […]...