Etiket: PDF

Halk Edebiyatı

Halk Edebiyatının Geniş Detaylı Tanımı         Vücuda getirenleri belli olmayan, aslında sözlü olduğundan ve halk arasında dilden dile intikal ettiğinden değişliklere uğrayabilen edebî mahsuller bütünüdür.       Türkiye’de “Halk Edebiyatı” kavramı, terminoloji açısından hem yenidir hem de üzerinde görüş birliği sağlanma bakımından tartışmaları bünyesinde barındırır. Halk Edebiyatı, halkiyat (folkloristik) biliminin edebî […]...

Sergüzeşt Özeti

Sergüzeşt Romanın Özeti Kısaca Dilber Kafkasya’dan alınıp getirilmiş ve İstanbul’da esir olarak satılmış dokuz yaşında bir kızdır. Eski Harput Mal Müdürlüğü’nden azledilmiş Mustafa Efendi adında birine kırk liraya satılır. Taş yürekli bir kadın olan evin hanımı ile Arap cariye Terafet, kızı çok hırpalarlar ve kıza gücünün üstünde iş yaptırırlar. Dilber bir gün bu evdeki hayata […]...

Kaygusuz Abdal

Kaygusuz Abdal Kimdir Hayatı Eserleri Kişiliği Şiirleri (1341?- ) Zamanının bütün ilimlerini öğrenen Kaygusuz Abdal, genç yaşında Elmalı’daki Abdal Musa’ya bağlanarak Kaygusuz adını almış ve uzun süre Abdal Musa’nın hizmetinde bulunmuştur. 1397-98 yıllarında Mısır’a giderek orada bir tekke kurmuş, Mısır’da tarikatını yerleştirdikten sonra hacca gitmiş; Hicaz, Suriye ve Irak’ı dolaşarak Anadolu’ya dönmüştür. Güney ve Batı […]...

Karacaoğlan

Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmeyen Karacaoğlan’ın Toroslarda yaşayan Türkmenler arasında yetişmiş olduğu düşünülmektedir. Âşık edebiyatının en güzel lirik şiirlerini söyleyen sanatçı, din ve tekke şiirinden, doğa konularını üstün bir başarıyla, yalın bir dille işlemiştir. Şiirlerinden Anadolu’nun birçok yerini gezdiği anlaşılan Karacaoğlan’ın Mısır, Trablus, Rumeli gibi yerlerde bulunduğu uzun yıllar gurbette yaşadığı biliniyor. Aşık […]...

Kadı Burhaneddin

Uzun yıllar kadılık görevinde bulunan ve asıl adı Ahmed olan sanatçı, 1381 yılında Sivas’ta tahta çıkmış ve on sekiz yıl Sivas sultanlığı yapmıştır. Komşularıyla mücadele etmiş, sonunda Sivas surları önünde başı kestirilerek öldürülmüştür. Aşk, yiğitlik, tasavvuf edebiyatı temalarını kendine özgü bir üslupla ele alan sanatçının şiirlerindeki yiğitçe tavır onu diğer şairlerden ayırır. Eserlerinde aruz ölçüsünün […]...

Dadaloğlu

Asıl adı Veli olan şair, Toroslarda yaşayan Türkmenlerin Avşar boyundandır. Şehir yaşamından uzak kaldığı için divan edebiyatından hiç etkilenmemiştir. Toroslarda yaşayan göçebe insanları zorla köylere yerleştirmeye çalışan Derviş Paşa komutasındaki Fırka-i İslahiye ordusuna karşı ayaklanmış, Türkmenleri mücadeleye çağıran şiirler yazmıştır. “Hakkımızda devlet vermiş fermanı Ferman padişahınsa dağlar bizimdir” dizeleri onun karakter yapısını ortaya serer. Türkmenler […]...

Nefi

Dîvan şâiri. Hasankale’de doğdu. Asıl adı Ömer. Memle­ketinde Medrese öğrenimi gördükten sonra I. Ahmed zamanında istanbul’a geldi. Sultan IV. Murad tarafından korundu. Bâzı memurluklarda bulundu, vergi kâtipliği yaptı. Sultan IV. Murad’a bir daha hiciv yazmayacağına dâir söz vermiş, sözünde durmayarak Bayram Paşa’yı hicvetmiş ve bu yüzden boğdurularak Sarayburnu’ndan denize attırılmıştır. Divan şiirinin en büyük övgü […]...

Necati Bey

15. yüzyıl edebiyatçısıdır. Asıl adı İsa olan sanatçı aşıkane, sade ve samimi gazelleri ve II. Beyazıd’ın şehzadeleri olan Abdullah ve Mahmud için yazdığı mersiyeleriyle tanınmıştır. Atasözleri, deyimler ve halk tabirlerine olan düşkünlüğü; onları şiirlerde kullanmada gösterdiği başarı Necati’nin edebi kişiliğinin en önemli yönlerinden biridir. Lirik bir anlayışla şiir yazan sanatçı, daha çok Türkçe yazmış, çağdaşlarına […]...

Batı lehçesi (Oğuzca)

Anadolu Türkler tarafından fethedildikten sonra bir bilim merkezi haline gelmeye başlamıştır. Moğol istilasından kaçan şeyh ve dervişlerin Anadolu’ya gelmeleri de tasavvuf akımının burada kökleşmesini sağlamıştır. Bu dönemde Türk dili sadece hakin ve ordunun dili olmaktan çıkmış, resmi dil ve edebi dil konumuna yükselmiş, 1453 yılında İstanbul’un fethedilmesiyle birlikte XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gelişmeye başlayan […]...

Muhammes

Beş dizeden oluşan nazım biçimidir. Bent sayısı 4-8 arasında değişir. Aruz ölçüsüyle yazılır. Muhammes her konuda yazılabilir. En çok Muhibbi (Kanuni Sultan Süleyman) eser vermiştir. Tahmis ve tardiye de muhammesin özel biçimleridir ve beş dizelik bentlerden oluşur....

Sözlü Türk Edebiyatı ve Özellikleri

Tarihin ilk devirlerinden MS VI. yüzyıla kadar olan bölümü sözlü edebiyat dönemini kapsar. Sözlü edebiyat ürünleri dini törenlerden doğmuştur. İslamiyet öncesi Türk şiiri hece ölçüsüyle yazılmıştır. Daha çok yedili, sekizli, on ikili ölçüler kullanılmıştır. Şiirlerde kullanılan dil öz Türkçedir. Kafiye ve redif önemsenmiş daha çok yarım kafiye kullanılmıştır. Şiirlerde nazım birimi dörtlüktür. Şiirler düz uyak […]...

Anı (Hatıra)

Bir edebî tür olarak hatıra (anı), toplumca tanınmış ve alanlarında isimleri duyulmuş kişilerin geçmişte yaşadıkları ya da şahit oldukları olayları, durumları anlattıkları yazı türüdür. Anılar yaşanabilecek olanı değil, yaşanmış olanı anlatan yazı türleri olduğundan gerçeğe dayalıdır. Bu yönüyle anılar yaşandığı dönemin ekonomik, toplumsal, siyasal, kültürel ve tarihî yapısını yansıtan birer belge niteliği taşır. Anı, insanın […]...

Aşık Paşa

Aşık Paşa kimdir hayatı eserleri şiirleri kişiliği Mutasavvıf bir şairdir. Yapıtlarında sade bir dil kullanmış ve Türkçenin Anadolu’da bir edebiyat dili olarak yerleşmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Asıl adı Ali olan sanatçının mahlası Âşık’tır. Türkiye Türkçesini ilk kullanan tasavvuf şairlerinden biridir. Halka tasavvufu öğretmek amacıyla hem aruz hem heceyle şiirler yazan sanatçı, özellikle didaktik tarzda eserler […]...

Müstezad

Müstezat, Arapça “ziyâde” kökünden “artırılmış, eklenmiş” anlamlarındandır. Nazım şekli olarak müstezat, gazelden türetilmiş bir şekildedir. Bir uzun bir kısa ile kurulu beyitlerden oluşan nazım biçimidir. Bu biçim gazelin özel bir şeklidir. Bir uzun dize bir de kısa di­zeyle kurulur. Kısa dizeye ziyâde denir. Ziyadeler dizeden kabul edilmediği için iki uzun iki kısa dizeden oluşan dört […]...

Tezat (Karşıtlık) Sanatı

Karşıt durumların, olayların, düşüncelerin, bir arada belirtilmesidir. Bu, karşıt (zıt) anlamlı sözcükler kullanılmadan da yapılabilir. Başka bir Tezat tanımı ise: Aynı varlığın, olayın, durumun… birbirine karşıt iki yönünü bir arada belirtmeye ya da birbirine karşıt kavramlar arasında ilgi kurmaya tezat denir. Aşağıdaki örneklerde tezat sanatı vardır: * Her zaman genç gözlerinde gülüyor Şu kocamış ve yorgun […]...

Rubai

Rubai, İslâmî edebiyata (divan edebiyatına) Farsların kazandırdığı bir nazım biçimidir. Rubai, 4 dizeden oluşan tek bir dörtlüktür. Dize kümelenişi ve uyak şeması şöyledir: aaxa. Rubai’de genellikle felsefî konular işlenmiştir. Genellikle mahlas kullanılmaz. Bir tek düşüncenin en kısa yoldan, en yoğun biçimde anlatılması zorunlu olan rubaide, dizeler ve beyitler arasında ister istemez anlam birliği ve bağlantısı […]...

Firdevsi

iranlı şair (Tus 934 ? – ay.y. 1-020). Asıl adı Ebul Kasım Firdevsi’dir. Büyük eserinin yarattığı yankı ve ilgiyle; yaşamı, ailesi, serüvenleri konusunda sayısız söylentinin doğmuş olması, kişiliği çevresinde karışık bir örgü oluşturur. Şiirlerinden çıkan bilgilerse, Samanoğullarından Nuh bin Mansur ile Gazne Hükümdarı Mahmut’un çağdaşı olduğu, saraylarında ilgi bulduğu, çocukluğundaki yoksunlukları, eserinin gereğince değerlendirilip karşılanmamasından […]...

Ahmet Paşa

15. yüzyıl divan sanatçısı olan Ahmet Paşa, Fatih Sultan Mehmet Han’ın sohbet arkadaşı, hocası ve veziridir. Döneminin “sultan-ı şuara-yı Rûm”u olarak adlandırılan Ahmet Paşa, gazel, kaside ve murabbalarıyla tanınmıştır. Divan edebiyatının en büyük nazire şairi olan Ahmet Paşa, şiirleriyle divan şiirinin gelişmesine zemin hazırlamış; yazdığı şiirlerinin etkisi Tanzimat edebiyatına kadar sürmüştür. Yaptığı bir hata sonucu […]...

Ahmedi

Ahmedi kimdir Hayatı Eserleri Kişiliği Şiirleri 14. yüzyılın en büyük divan şairlerinden biridir. Sanatçı; eserlerinin tamamında aşk, eğlence, tarih, tabiat temalı din dışı şiirler yazmıştır. Hayatının çoğunu Bursa’da saray çevresinde rahat bir hayat sürerek geçiren sanatçının; şairliği yanında ansiklopedik bir bilgin yönü, doktorluğu ve hattatlığı vardır. Türk şiirinde kurulan milli söyleyiş geleneğinin temelini atan Ahmedi, […]...

Şiirde Konu ve Tema

Şiirde Konu Üzerinde konuşulan, yazı yazılandır. Konu günlük olaylardan alınabileceği gibi insanlar arası ilişkilerden, toplumsal gerçeklerden, sorunlardan bilim ve teknolojiden., kısaca yaşamın her kesiminden seçilebilir. Şiirde Tema Bir sanat yapıtının üzerine temellendirildiği duygu ve düşüncedir. Temanın konu ile karıştırılmaması gerekir. Konu, somut nitelikli özellikler yansıtırken tema, soyut özellikler gösterir. Bir yapıtın teması onun konusu demek […]...