Roman ve Hikayede Anlatıcı
Anlatıcı Nedir Ne Demektir
Anlatıcı, edebiyat eserlerinde, okuyucuya hikayeyi aktaran öznedir;. Fakat burada dikkat çekilmesi gereken önemli bir ayrım vardır: eseri kaleme alan gerçek kişi yani yazar ile hikayeyi anlatan, bu soyut varlık birbirinden farklıdır. Yani, anlatıcı, yazarın kendi eseri içerisine yerleştirdiği ve aracılığıyla hikayeyi okura ulaştırdığı kurgusal bir varlıktır.
Anlatıcı, eserin içsel evreninde meydana gelen tüm olayları, karakterlerin yaşadığı sorunları, eserdeki kahramanları, mekanları ve zamanı bilmekte, görmekte ve duymaktadır. Bu, anlatan kişinin, hikayenin geçtiği evren hakkında tam bir bilgiye sahip olduğu ve bu bilgileri okur ile paylaştığı anlamına gelir.
Hikayede Anlatıcı Nedir Nasıl Bulunur?
Hikaye ve roman gibi, anlatımın ön planda olduğu edebi metinler (öykü, roman, destanlar…) genellikle birinci veya üçüncü kişi perspektifinden aktarılır. Bu durum, hikayenin ya karakterin gözünden ya da dışarıdan bir gözlemci tarafından anlatılmasına olanak tanır. Cümlenin ögelerinden yüklem olan sözcükler “-dim, -dik, -duk, -eceğim, -miştik” gibi I. tekil veya I. çoğul kişi ekleriyle bitiyorsa bu hikaye ya da romanda Birinci kişi anlatıcı vardır. Ancak “geldi, yaptı, gittiler, yürüyormuş…” gibi III. tekil ya da çoğul kullanılıyorsa o zaman III. kişi anlatıcı var demektir.
Hâkim bakış açısı, anlatıcının hikayedeki tüm karakterlerin düşünce ve duygularını bilmekte olduğu ve genellikle üçüncü kişi anlatımın kullanıldığı bir anlatım tarzıdır. Kahraman bakış açısı, hikayenin bir karakter tarafından anlatıldığı ve bu karakterin duygu ve düşüncelerine odaklanıldığı birinci kişi anlatımıdır. Gözlemci bakış açısı ise, anlatan kişinin sadece olayları ve karakterlerin davranışlarını aktardığı, içsel dünyalarına girmeden tarafsız bir anlatımı temsil eder.
Anlatıcı, bu bakış açıları aracılığıyla öykünün derinliklerine iner, karakterlerin iç dünyasını ve karşılaştıkları sorunları detaylarıyla aktarır. Bu, okuyucunun hikayeyle daha bütünleşik bir deneyim yaşamasını ve eserin temasını daha kapsamlı bir şekilde anlamasını sağlar.
Anlatıcı Bulma Örneği
“Kayıp Hazine”
Tom, yıllar önce kaybolan efsanevi bir hazineyi bulmak için yola çıkmıştı. Hikayelere göre, bu hazineyi bulabilen büyük bir servete kavuşacaktı. Tom, yıllardır harita üzerinde çalışıyor ve nihayet hedefine ulaşmıştı.
Ormanda ilerlerken, gizemli bir kavşakta durdu. Haritasını inceledi ve yolun sağa mı yoksa sola mı gittiğine karar vermesi gerekiyordu. Birdenbire, tıpkı rüyasında gördüğü gibi, eski bir çınar ağacının gölgesinde bir elmas yüzüğün parladığını gördü. Elmas yüzüğün parlaklığı, bu yolun doğru yol olduğunu işaret ediyordu.
Tom, sağa doğru ilerlemeye karar verdi. Ancak birkaç saat sonra, daha önce hiç görmediği garip bir kaya oluşumuyla karşılaştı. Kayaların arasında ilerlerken, ormanın derinliklerinde gizli bir mağara açığına ulaştı. İçeriye girdiğinde, yerdeki parıl parıl parlayan taşları fark etti. İşte uğruna efsaneler söylenen hazineydi.
Ancak Tom hazineyi bulduğunda, onun için gerçek hazine aslında bu taşlar değildi. Hazineyi bulmanın ona getirdiği duygu ve keşfin getirdiği iç huzurdu. Artık kayıp hazineyi arayışı sona ermişti ve Tom, gerçek hazineyi kendi içinde bulmuştu.
Bu öykü, birinci tekil ağızdan anlatılan öykülerden farklı olarak üçüncü kişi ağzından yazılmıştır. Üçüncü kişi ağzı, olayları daha nesnel bir bakış açısıyla sunar ve karakterlerin iç düşüncelerine direkt olarak girmek yerine, onların davranışlarını ve duygularını gözlemleyerek anlatır. Bu sayede okuyucu, olayları daha objektif bir bakış açısıyla değerlendirebilir ve karakterlerin dışarıdan görünen eylemlerine dayalı olarak karakterler hakkında yorum yapabilir. Bu öyküde, Tom’un hazineyi bulma macerası üçüncü kişi ağzından anlatılmış ve sonunda karakterin iç huzurunu bulması vurgulanmıştır.
Anlatıcının Özellikleri Nelerdir Maddeler Halinde
1. Anlatıcının Edebiyat Eserlerindeki Önemi: Edebiyat eserlerinin anahtar unsuru olan anlatıcı, okuyuculara hikayeyi aktaran ve eserin ruhunu taşıyan bir varlıktır. Ancak bu noktada dikkat çekilmesi gereken önemli bir ayrım vardır.
2. Anlatıcı ve Yazar Arasındaki Fark: Anlatıcı ile yazar arasındaki temel fark, eseri kaleme alan gerçek kişi yani yazar ile hikayeyi okura aktaran, soyut bir varlık olan anlatan kişi arasındaki ayrımdır. Bu ayrım, edebi eserlerin derinliği ve anlamı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
3. Anlatıcı: Hikayenin Canlı Bir Parçası: Edebi eserin içsel evreninde meydana gelen tüm olayları, karakterlerin yaşadığı sorunları, eserdeki kahramanları, mekanları ve zamanı derinlemesine deneyimler. Bu deneyimler sayesinde, anlatan kişi, hikayenin geçtiği dünya hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olur ve bu bilgileri okuyucularıyla paylaşır.
4. Anlatıcı: Bilgi Taşıyıcısı: Okuyuculara hikayenin dokusunu ve detaylarını aktaran bir bilgi taşıyıcısıdır. Hikayenin içsel dünyasını gözlemleyen ve bu gözlemlerini okuyucularına sunan anlatıcı, eserin anlaşılmasına ve yaşanmasına katkı sağlar.
5. Farklı Anlatım Perspektifleri: Edebi metinler, genellikle birinci veya üçüncü kişi perspektifinden anlatılır. Bu, hikayenin ya karakterlerin gözünden ya da dışarıdan bir gözlemci tarafından aktarılabileceği anlamına gelir. Anlatım tarzı ise genellikle üç farklı bakış açısını temsil eder.
6. Hâkim Bakış Açısı: Tüm Karakterlerin Dünyası: Hâkim bakış açısı, anlatan kişinin hikayedeki tüm karakterlerin düşünce ve duygularını bilmekte olduğu bir anlatım tarzını ifade eder. Genellikle üçüncü kişi anlatımı kullanılan bu bakış açısı, hikayenin daha geniş bir perspektiften aktarılmasını sağlar.
7. Kahraman Bakış Açısı: Karakterin Dünyası: Kahraman bakış açısı ise, hikayenin bir karakter tarafından anlatıldığı birinci kişi anlatımını temsil eder. Bu bakış açısı, okuyuculara bir karakterin iç dünyasına daha yakından ve derinden bir bakış sunar.
8. Gözlemci Bakış Açısı: Tarafsız İzlem: Gözlemci bakış açısı, anlatan kişinin sadece olayları ve karakterlerin davranışlarını aktardığı, içsel dünyalara girmeden nesnel bir anlatımı ifade eder. Bu bakış açısı, hikayenin daha tarafsız bir gözlemci perspektifinden sunulmasını sağlar.
9. Anlatıcının Rolü: Farklı bakış açıları aracılığıyla hikayenin derinliklerine iner, karakterlerin iç dünyasını ve karşılaştıkları sorunları detaylarıyla aktarır. Bu, okuyucuların hikayeyle daha yakın bir bağ kurmalarına ve eserin temasını daha kapsamlı bir şekilde anlamalarına yardımcı olur.