Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Tenkit (Eleştiri)
Türk Edebiyatında Eleştiri (Tenkit)
Eleştiri veya tenkit kelimesi, kökeni Yunanca’ya dayanan bir kavramdır ve “hüküm vermek” anlamına gelen “krites” kelimesinden türemiştir. Fransızca’da ise “critique” olarak kullanılır. Eleştirinin tarihi, Pierre Bayle’nin 1695’te yayımlanan “Dictionnaire historique et critique” adlı eseri ile başlar. Eski dönemlerde eleştirmen, gramerci ve ilolog terimleri neredeyse birbirinin yerine kullanılırken, hümanistler sonraları “critic” terimini, eski metinlerin baskıya hazırlanması ve düzeltilmesi olarak sınırlandırmışlardır.
yüzyılda eleştiri kavramı, Avrupa dillerine nüfuz etmeye başlamıştır. Eleştiri, sanat, edebiyat, felsefe, sosyal bilimler ve diğer birçok alanda yaygın olarak kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Eleştiri, bir eserin kalitesini, doğruluğunu veya doğruluğunu sorgulama ve inceleme sürecidir. Eleştiri, yargılamadan önce bir eseri objektif bir şekilde analiz etmek ve değerlendirmek anlamına gelir.
Eleştiri, sadece bir eseri değil, aynı zamanda bir olayı, bir durumu veya bir düşünceyi de ele alabilir. Eleştiri, bir yazarın veya düşünürün görüşlerini sorgulama ve tartışma sürecidir. Eleştiri, farklı bakış açılarına sahip olanların görüşlerini ortaya koymak, tartışmak ve sonuç çıkarmak için kullanılan bir araçtır. Eleştirinin temel amacı, bir şeyin doğruluğunu veya yanlışlığını ortaya çıkarmaktır.
Divan Edebiyatı Döneminde Tenkit
Divan edebiyatındaki hiciv ve halk edebiyatındaki taşlama siyasi ve sosyal içerikli eleştiri örnekleridir. Divan edebiyatındaki tezkireler, şairlerin hayatına ilişkin bilgilerin yanında eserlerinin niteliklerine dair kısa değerlendirmeleri de içerdiğinden eleştiri türüne yaklaşır. Ancak bunların hiçbiri ayrı bir tür olan eleştiri sayılmaz.
Servetifünun Edebiyatı Döneminde Eleştiri (Tenkit)
Servet-i Fünun Edebiyatı Dönemi’nde Hüseyin Cahit, Cenap Şahabettin, Halit Ziya, Mehmet Rauf, Tevfik Fikret, Ali Kemal, İsmail Safa ve Ahmet Şuayp eleştiri türünde yazan sanatçılardır. Çoğunlukla eleştiri türünde yazan Ahmet Şuayp, Türk edebiyatındaki eleştiri anlayışına nesnel bir bakış açısı getirmeye çalışmıştır. Hüseyin Cahit’in Kavgalarım ile Ahmet Şuayp’ın Hayat ve Kitaplar adlı eserleri, bu dönemde eleştiri türünün tanınmış örnekleridir.
Fecr-i Ati’de Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ahmet Haşim, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ali Canip, Mehmet Fuat Köprülü ve Şahabettin Süleyman eleştiri türünde yazan sanatçılardır. Milli Edebiyat Dönemi’nde ise Ali Canip’in Milli Edebiyat Meselesi ve Cenap Bey’le Münakaşalarım adlı eseri eleştiri türünün tanınmış örneğidir.
Cumhuriyet Edebiyatı Döneminde Eleştiri (Tenkit)
Cumhuriyet’in ilk yıllarında daha çok öznel eleştiri örneklerine rastlanırken sonraları nesnel eleştiriler ağırlık kazanmaya başlamıştır. Akademik çevreler tarafından esere dönük nesnel eleştiri yöntemleri geliştirilmiş ve uygulanmıştır.
Türk edebiyat eleştirisinin Cumhuriyet dönemindeki gelişimi, öznel/izlenimci ve nesnel/bilimsel eleştiri olmak üzere iki yönde şekillenmiştir. İlk yıllardan itibaren, Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin ve Sabahattin Eyüboğlu gibi önde gelen isimlerin öncülük ettiği “öznel eleştiri”, Cumhuriyet döneminin başlangıcından 1950’lere kadar olan döneme damgasını vurmuştur. Bu dönemde, eleştirinin ne olduğu ve eleştirmenin görevi gibi sorunlar da dile getirilmiştir, ancak henüz kuramsal bir boyut kazanamamıştır.
Ataç ve Yetkin’in eleştiriyi bir sanat, eleştirmeni de sanatçı olarak görüp, edebiyat tarihçiliğinin ancak bilimsel olabileceğini savunmaları, dönemin eleştiri anlayışını etkilemiştir. Ayrıca, eleştiri yazıları genellikle “deneme” türüne göz kırpmıştır ve bu durum, günümüzde birçok eleştirmenin “eleştirel deneme” diye adlandırdığı bir türün doğmasına neden olmuştur.
Deneme türünün sağladığı rahatlık ve serbestlik, kişisel beğeni ve dünya görüşleri doğrultusunda edebiyat eserlerini değerlendiren eleştirmenlerin eleştiri yazılarında hiçbir kuram ve yönteme dayanmadan çözümlemeler yapmalarına sebep olmuştur. Bu durum, eleştirinin sadece “kitap tanıtımı”na indirgenmesine neden olmuştur.
Eleştirel alanda göze çarpan bulanıklığın temel sebebi, “Eleştiri”, “Eleştirel Çözümleme”, “Deneme” ve “Eleştirel Deneme” arasında bir denge sağlanamamasıdır. Enis Batur, bu konuda yaptığı yorumda, Türk edebiyat eleştirisinin “Ataç geleneği”ni kılık değiştirerek sürdürmesiyle birlikte, eleştiri yazılarının kitaplaşması sırasında bu kaygının ortaya çıktığını belirtmektedir.
Türk edebiyat eleştirisindeki öznel eleştiri anlayışı, ele avuca sığmaz serbestliği içinde “eleştirel deneme” diye adlandırılan melez bir tür geliştirmiştir. Bu nedenle, Türk edebiyat eleştirisinin gelişiminde, öznel ve nesnel eleştiri arasında bir denge sağlanması ve eleştiri yazılarının daha belirgin bir şekilde “eleştirel çözümleme” türüne yönelmesi gerekmektedir.
Cumhuriyet Dönemi Eleştirileri Yazarları
Cumhuriyet Edebiyatı Dönemi’nde Nurullah Ataç, Orhan Şaik Gökyay, Suut Kemal Yetkin, Cevdet Kudret, Orhan Burian, Mehmet Kaplan, Berna Moran, Attila İlhan, Asım Bezirci, Memet Fuat, Fethi Naci, Şerif Aktaş, Hüseyin Cöntürk ve Gürsel Aytaç eleştiri türünde öne çıkan isimlerdir. Orhan Şaik Gökyay’ın Destursuz Bağa Girenler, Mehmet Kaplan’ın Şiir Tahlilleri, Berna Moran’ın Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış, Fethi Naci’nin Yüz Yılın 100 Türk Romanı, Gürsel Aytaç’ın Çağdaş Türk Romanı Üzerine İncelemeler adlı eserleri Türk edebiyatında eleştiri türünün tanınmış örneklerindendir.