Edebiyat ve Felsefe İlişkisi Hakkında Bilgi

EDEBİYAT FELSEFE İLİŞKİSİ

Edebiyatın birçok alanla ilişkisi olmakla birlikte, en etkin ve iç içe geçmiş ilişkisi de felsefe iledir. Felsefe ve edebiyat ilişkisi iki açıdan değerlendirilebilir. Birincisi, felsefeden edebiyata doğru olan etki, diğeri de edebiyat eserlerinin felsefeye olan etkisidir. Kimi felsefecilerin edebiyat eserlerinden etkilendikleri bilinmektedir. Bununla birlikte, felsefe edebiyat arasındaki en temel ilişki sistemi, edebiyat kuramları ve edebi akımlarında görülmektedir. Söz gelimi bilinen en önemli felsefecilerden Aristoteles, Immanuel Kant ve Hegel’in eserleri, edebiyat eleştirisi ve teorisi açısından etkili olmuştur.
Edebiyat eserinde ortaya konulan bir dünya ve bu dünyanın ilişkiler sistemi sorgulanırken felsefe devreye girer. Felsefe, bu ilişkiler sisteminin neden ve köklerini araştırır; bunları tanımlar. Sözgelimi, birçok edebî anlayış ve akım, felsefe temelli gibi görünmemekle birlikte felsefeye yakın bir durum ortaya koymaktadır. Bunlar içerisinde en önemlilerden biri postmodernizmdir. Günümüzde en etkin anlayışlar arasında yer alan postmodernizm, sadece edebiyatta değil, başta felsefe olmak üzere birçok alanda etkili olmaktadır.
Felsefenin en önemli özelliği, varlık gerekçesini çeşitli yönleriyle incelemesidir. Bu inceleme esnasında, en önemli veri kaynakları arasında edebiyat yer alır. Felsefeci, düşünce arka planındaki temel yapıları ve oluşları edebî eserler aracılığı ile aktarma yoluna gider. Bir başka deyişle, edebiyat bu yönüyle felsefeye aracılık eder.
Dünyadaki önemli düşünce hareketlerinin arka planını edebiyat eserleri hazırlamıştır. Bunlar, bir felsefe biliminin ilkeleri ile ele alınmış olsaydı, hiçbir zaman bir edebiyat eserinin yaptığı etkiyi oluşturması beklenemezdi. Edebiyat ve felsefe, iki ayrı disiplin olmakla birlikte, bu iki bilim arasındaki ilişki düzlemi ve etkileme süreçleri hep tartışma konusu olmuştur. Şurası muhakkak ki felsefe düşünceyi oluşturur, edebiyat da bu düşünceyi kurgular. İşte bu bakımdan düşüncenin yaygınlaşması ve etkili olmasında edebiyat daha belirleyici olmaktadır.
Edebiyat kendi felsefesini oluştururken bunu felsefeyi temel alarak gerçekleştirir. Edebiyat hangi oranda felsefileşir veya felsefe hangi oranda edebîleşir sorularını tartışırken bu konuda bir değerlendirme yapan Taşdelen şunları söylemektedir: “Bir sanat eseri, yarattığı tipin gücü, derinliği, evrenselliği ve insan varoluşunu temsil etme kapasitesi ölçüsünde güçlüdür.” İşte bu noktada edebî eser, kendisi değil, içeriğindeki unsurlar bakımından felsefeden yararlanır.
Kemalettin DENİZ
EK AÇIKLAMA
Edebiyat ve felsefe insanın kendi varoluşunu açığa vurduğu, dil üzerine inşa edilmiş iki farklı etkinlik alanıdır. İnsanı ilgilendiren hemen her şey hem edebiyatın hem de felsefenin konusudur. Sanatçılar eserlerinde içinde yaşadığı toplumu veya bütün insanlığı ilgilendiren günlük veya genelgeçer bir konuyu, problemi ele alıp işler. Bunlar aynı zamanda felsefenin de konusu olduğu için edebî eserler içerik bakımından felsefi bir boyuta sahiptir.
Felsefe, sanatçıların beslendiği önemli kaynaklardan biridir. Türk ve dünya edebiyatında birçok sanatçı, eserlerini felsefi bir düşünceden etkilenerek oluşturmuştur. Batı edebiyatına yön veren hümanizm, klasisizm, romantizm, postmodernizm gibi edebî akımların ardında güçlü felsefi bir düşünce ve birikim mevcuttur. Kimi filozoflar felsefi düşüncelerini, edebiyatın anlatım imkânlarından yararlanarak roman, deneme gibi edebî türler yoluyla ortaya koymaya çalışmışlardır. Felsefe eğitimi ve öğretiminde de edebî eserlerden yararlanılabilir.
Edebiyat ve felsefe; dil, amaç, ele aldıkları konuyu/problemi inceleme yöntemi ve konuya yaklaşımı gibi dayandıkları temel özellikleriyle birbirinden bütünüyle ayrılır. Edebî ve felsefi eserlerin dili birbirinden çok farklıdır. Edebî eserlerde dil; yan anlam ve mecaz anlam, sembol, imgelerle oluşturulan özel bir dildir. Felsefi eserlerde ise dil, açık ve anlaşılırdır. Edebiyatın amacı, okuyucuda güzellik duygusu uyandırmak ve ona zevk vermektir. Bu sebeple edebiyatın ilk planda doğru, iyi ve faydalı olma; mutlaka bir gerçeği ifade etme gibi sorumlulukları yoktur. Hâlbuki felsefe kendisini sadece doğru ve gerçeğin tespit ve tahliliyle sorumlu tutar.
Edebiyat ve felsefe farklı yaklaşımları ve bakış açıları olsa da insanların problemlerini ve yaşantılarını anlamaya ve ifade etmeye çalışmaktadır. Filozoflar, düşüncelerinin anlatımında edebiyattan, aynı şekilde edebiyatçılar da eserlerinde felsefi unsurlardan yararlanırlar. Söz konusu bu ilişkiye rağmen ne edebiyat felsefe ne de felsefe edebiyattır.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir