Cumhuriyet Döneminde Halk Şiiri
İslamiyet öncesi Türk edebiyatının bir devamı niteliğinde olan halk şiiri; ozanların, âşıkların ya da adı bilinmeyen halk sanatçılarının millî ölçümüz olan hece ölçüsü ile ortaya koydukları manzum ürünleri kapsar. Geçmişi Orta Asya’ya kadar uzanan bu gelenek Türklerin Anadolu’ya yerleşmesiyle bu coğrafyada da devam etmiştir. Sözlü geleneğe dayanan halk şiiri, kuşaktan kuşağa aktarılarak bugünlere kadar gelmiştir.
Halk şiiri geleneğinin genel özellikleri şunlardır:
• Sözlü geleneğe dayanır.
• Şiirler, sade bir halk Türkçesiyle söylenir.
• Nazım birimi genellikle dörtlüktür.
• Şiirler hece ölçüsüyle söylenir.
• Koşma, semai, ilahi, nefes, mani, türkü gibi nazım şekilleri kullanılır.
• Aşk, tabiat, tasavvuf, kahramanlık gibi temalar işlenir.
• Şiirler hazırlıksız (doğaçlama) olarak söylenir.
• Şiirlerde genellikle yarım kafiye vardır.
• Halk şairleri usta-çırak ilişkisiyle yetişir.
Halk şiiri geleneği, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında dönemin şartlarından dolayı zayıflamışsa da Milli Edebiyat Dönemi’nde tekrar canlanmaya başlamıştır. Cumhuriyet Dönemi’nde halk şiiri genellikle köy ve kasabalarda devam etmiştir. Halk şairleri geleneksel temalar- la birlikte halkın toplumsal sorunlara bakış açısını yansıtan edebî ürünler ortaya koymuşlardır. Cumhuriyet Dönemi’nde güçlü halk şairleri yetişmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır: Âşık Veysel, Abdurrahim Karakoç, Âşık Mahzuni Şerif, Âşık Feymani, Şeref Taşlıova, Murat Çobanoğlu, Neşet Ertaş, Ali İzzet Özkan, Davut Sulari, Âşık Daimi, Sefil Selimi, Feymani…
Cumhuriyet’in toplumsal yaşama getirdiği yenilikler halk şiiri geleneğinde de önemli değişimlere neden olmuştur. Cumhuriyet’le birlikte Türk halk müziği, dili ve folkloru üzerine bilimsel araştırmaların yapılması ve halk kültürünün önemsenmesi halk şiirinin bu dönemde güçlenerek gelişmesini sağlamıştır. Bunların yanında kitle iletişim araçlarıyla iletişim imkânlarının artması da halk şiirimizi olumlu yönde etkilemiştir. Bu sayede halk şiiri daha geniş kitlelere ulaşmıştır. Halk şiiri bir gelenek olarak devam ederken diğer şairlerimiz için de önemli bir kaynak olmuştur. Özellikle “Beş Hececiler” ile başlayan memleketçi edebiyat anlayışına sahip şairler ve Cumhuriyet Dönemi’nde modern şiiri geleneksel şiirle harmanlamaya çalışan şairler için önemli bir kaynak olmuştur. Bu dönemde birçok şair Anadolu’nun güzelliklerini işleyip hece ölçüsü, dörtlük nazım birimi gibi halk şiirine özgü kalıpları kullanmıştır.