İran Uygarlığı (Pers – Fars Medeniyetleri)
İran Medeniyeti (Pers Fars Uygarlıkları Medeniyetleri)
Eskiçağ’da ilk olarak Elamlıların varlık gösterdiği İran coğrafyasında M. Ö. 6. Yüzyıldan sonra temelini Arya denilen kavimlerin oluşturduğu İran medeniyetleri olarak adlandırılan Medler, Persler, Partlar ve Sasaniler varlık göstermişlerdir.
İran’da Kurulan Devletler, İmparatorluklar
Anadolu ve Hindistan bölgelerinin ortasında bulunan İran, insanlık tarihi süresince buralardan gelen insanların ve medeniyetlerin tesirinde kalmış ve kendisine özgü farklı medeniyetler yaratmıştır. İran’da güçlü bir hâkimiyet kuran Perslerin hâkimiyetine MÖ 333 yılında Büyük İskender İssos Savaşı ile son vermiştir. Pers uygarlığı mutlakiyet anlayışının güçlü olduğu, sınırsız yetkiye sahip olan hükümdarlar tarafından yönetilmiştir.
Persler İran, Mısır, Anadolu’ya hakim olarak Yunanistan’a kadar hâkimiyetlerini genişletmişlerdir. Ülkeyi satraplık adı verilen eyaletlere bölmüşler ve eyaletlerin başına merkezden satrap adı verilen valiler görevlendirmişlerdir. Ateşe tapma olarak bilinen Zerdüşt dinine inanmışlardır. Tapınaklarına ateşgede adını vermişlerdir. Orduları düzenli birliklerden oluşan Perslerin piyade ve süvari birlikleri dönemin en güçlü birlikleri arasındaydı.
İdari ve askeri haberleşmeyi sağlamak amacıyla tarihte bilinen ilk posta teşkilatını örgütleyerek düzenli bir şekilde kullanmışlardır. Satraplıkları kontrol altında tutmak amacıyla Şahgözü, Şahkulağı adı verilen müfettişler görevlendirmişlerdir.
Elamlılar:
Güneybatı İran’da, Sümer ülkesinin doğusunda yer alan Elam, III. bin yılın başlarından, MÖ 550 yılına kadar, Mezopotamya tarihinde önemli bir rol oynamıştır. III. Ur Hanedanı ve Kassitlere son vermiş olan lamlar, Asurlular tarafından zayıflatılmış ve Pers ralı Kyros tarafından 550 yılında fethedilmiştir. Elamların en önemli kenti Susa ve Anşan idi. Sümerce gibi, Elamca da bilinen herhangi bir dil ailesine (mensup değildir.
Medler
Günümüz Kuzeybatı İran ve Güneydoğu Azerbaycan bölgesinde varlık göstermişlerdir. Başkentleri “Ekbatana’dır”. Anadolu’dan Afganistan’a kadar uzanan toprakları bünyesine katan Medler imparatorluk karakterine ulaşmışlardır. II. Babil Devletini kuran Kaldelilerle birleşerek Asurluların yıkılmasında etkili olan Medler Anadolu içlerine girerek Doğu Anadolu’da varlık gösteren Urartuları tarih sahnesinden silmişlerdir.
Anadolu’da ilerleyişlerini sürdüren Medler bir süre sonra Batı Anadolu’da Lidyalılarla karşılaşmış ve taraflar arasında “Hallys” veya Kızılırmak Savaşı olarak adlandırılan mücadele başlamıştır. Uzun süre devam eden bu savaş, yaşanan bir güneş tutulmasını tarafların tanrıların işareti olarak kabul etmesi sonucu sona ermiş ve aynı isimle bir antlaşma yapılmıştır. Hallys Antlaşması ile Lidyalılar ile Medler arasında Kızılırmak Nehri sınır kabul edilmiştir. M. Ö. 550’de Med kökenli olan Büyük Kiros’un son Med kralı olan büyükbabası Astiages’i yenilgiye uğratması sonucu Medler Pers hâkimiyetine girmiştir.
Persler
M. Ö. 550’de kurulan Persler “Ahameniş İmparatorluğu” olarak da adlandırılmaktadır. Devletin bilinen ilk hükümdarı “Büyük Kiros” olarak adlandırılan II. Kiros’tur. Başkentleri “Persepolis’tir. Büyük Kiros giriştiği fetih hareketlerine bağlı olarak II. Babil Devleti’ni yıkarak Babillere son vermiş Fenikelileri ise hâkimiyeti altına almıştır. İskitlerle de birçok savaş yapan Büyük Kiros İskit hükümdarı Tomris Hatun ile yaptığı son savaşında yenilgiye uğramış ve İskitler tarafından öldürülmüştür.
Medlerin Anadolu’da başlattığı ilerleyişi sürdüren Persler Lidyalıları yıktıktan sonra İyon şehir devletlerini hâkimiyetleri altına almışlardır. İlk etapta İyon şehir devletlerini sadece vergiye bağlayan Persler kısa süre sonra bu şehir devletlerinin başlarına sözlerini dinletebilecekleri birer “tiran” atamışlardır. Bölge ekonomisini de kontrollerine alan Persler baskılarını artırması sonucunda İyon şehir devletleri “İyon Ayaklanması” adı verilen mücadelelerini başlatsa da sonuç Persler karşısında başarı elde edememişlerdir.
İlerleyişlerini sürdüren Persler Dor (Yunan) şehir devletlerini de kontrolleri altına almaya çalışınca Persler karşısında Ege’deki Dor ve İyon şehir devletleri ittifak ile Perslerle mücadeleye başlamışlardır. Yunan- Pers Savaşları olarak adlandırılan bu savaşları;
- Yunan zaferi ile sonuçlanan Maraton Savaşı (MÖ. 492)
- Pers zaferi ile sonuçlanan Artemision ve Thermopylai Savaşları (MÖ. 480)
- Yunan zaferi ile sonuçlanan Salamis Deniz Savaşı (MÖ. 480)
- Yunan zaferi ile sonuçlanan Plataia ve Mykale Savaşları (MÖ. 479) oluşturmaktadır.
Yapılan bu savaşlarda Ege ittifakının üstünlüğü olsa da Persler bölgedeki etkinliklerini devam ettirmişlerdir. En sonunda taraflar arasında “Kallias Barışı” imzalanmış ve Yunan-Pers savaşları böylece sona ermiştir. M. Ö. 330’da kadar geçen iki asırlık sürede Hindistan’dan Mısır’a, Kafkasya’dan Trakya’ya kadar olan toprakları yöneten Persler Büyük İskender’in kendilerine karşı başlattığı Büyük Asya Seferi sürecinde yapılan; M. Ö. 334 Granikos Savaşı’nda ilk yenilgiye uğramış ve Anadolu’dan çekilmeye başlamışlardır.
M. Ö. 333 İssos Savaşı sonucu ağır bir yara daha almış ve İran topraklarına doğru çekilmeye başlamışlardır. M. Ö. 331 Gaugamela Savaşı ile tamamen yıkılış sürecine girmiş ve M. Ö. 330’da tarih sahnesinden silinmişlerdir. Sahip oldukları toprakları “Satraplık” adı verilen eyaletlere bölen Persler bu eyaletlerin başına da “Satrap” adı verilen valiler atamışlardır. Merkezi idareyi kuvvetlendirmek adına da her satraplığa “Şahkulağı” veya “Şahgözü” adı verilen istihbarat elemanı göndermiştir. Kendi eyaletinde şahkulağının varlığından haberdar olan satrap merkeze aykırı hareket edememiştir. Bu durum tarihteki ilk “istihbarat” örgütünün de kurulmasını beraberinde getirmiştir. Tarihte ilk posta yapılanması da Persler tarafından kurulmuştur.
Orduya büyük önem veren Persler yaya askerlerin yanı sıra süvarilerden oluşan bir orduya da sahip olmuşlardır. Sanatsal açıdan Mezopotamya, Mısır ve Anadolu üslubunu harmanlayıp Pers Üslubu adı verilen akımı başlatmışlardır. Mimari anlamda tapınaklar ve büyük saraylar inşa eden Perslerin bu anlamdaki en güzel örneğini “Persepolis Sarayı” oluşturmaktadır. Tarihte ilk resimli altın para Persler tarafından yapılmıştır. Bu paralar Pers Kralı Darius döneminde yapılmış olup “Darik” adıyla adlandırılmışlardır.
Partlar
Büyük İskender’in ölümüyle ortaya çıkan ardıl İskender krallıklarından biri olan Selevkos Krallığı içinden M. Ö. 247’de doğmuştur. Arşak İmparatorluğu” olarak da adlandırılmaktadır. Günümüz İran’ının Kuzeydoğu bölgesinde devletleşen Partlar kısa sürede güçlenerek geniş topraklara hükmeden bir imparatorluk olmuşlardır. Uzun süre Selevkoslarla ve İskitlerle savaşan Partların geç dönemlerinde mücadeleleri daha çok Roma ile olmuştur.
Ağır süvariyi icat eden Partlar Roma Cumhuriyet dönemi olarak adlandırılan dönemde Roma’nın Asya’da ilerlemesine engel olmuş, M. Ö. 53 yılında günümüz Şanlıurfa Harran yakınlarında yapılan “Carrhae Savaşı’nda” Marcus Licinius Crassus önderliğindeki Roma ordusunu büyük bir yenilgiye uğratmışlardır. Partlar M. S. 224’de Sasaniler tarafından yıkılmışlardır.
Not: Partların zenginlik kaynaklarından biri de Çin medeniyeti ve Roma Uygarlığı arasında yapılan İpek Yolu ticaretiydi.