Abbasiler Dönemi
Abbasiler Devleti Dönemi Hakkında Kısaca Özet Bilgi
Abbasi Devleti, İslam tarihinde önemli bir dönüm noktası olan ve Emevi Hanedanlığı’nın yıkılışıyla kurulan bir devlettir. Bu devlet, Hz. Muhammed’in amcası Abbas’ın soyundan gelen Ebu’l Abbas Abdullah tarafından Emeviler‘in sona erdirilmesiyle kurulmuştur. Abbasiler‘in başkenti, görkemli Bağdat şehri olmuştur ve bu kent, Abbasilerin siyasi, kültürel ve ekonomik merkezi haline gelmiştir.
Abbasi Devleti’nin en parlak dönemi, Halife Harun Reşid ve oğullarının hükümdarlık yaptığı zaman dilimidir. Bu dönemde Abbasiler, sanat, edebiyat, bilim ve mimari alanlarında büyük bir gelişme kaydetmiştir. Harun Reşid’in, düşünce adamı Yahya bin Ebi Mansur (El-Mehdi) ve diğer bilginlerle bir araya gelerek gerçekleştirdiği ünlü Me’mun Hükümeti, bu dönemin bilim ve kültür açısından zirveye çıkmasını sağlamıştır.
Abbasi Devleti’nin yönetimi altında, İslam medeniyeti zirve yapmış ve Bağdat, İslam dünyasının bilgi ve bilimin merkezi haline gelmiştir. Ünlü Beytü’l Hikme (Bilgelik Evi), bilginlerin, filozofların ve çevirmenlerin yoğun bir şekilde çalıştığı, farklı medeniyetlerin bilgilerinin birleştirildiği bir entelektüel merkez olmuştur.
Ancak, Abbasilerin geniş sınırlara ulaşma konusunda Emeviler kadar başarılı olamadığı da bir gerçektir. Abbasi Devleti, zamanla iç ve dış sorunlarla karşılaşmış ve siyasi istikrarını sürdürememiştir. Bu durum, devletin sınırlarında çeşitli halk isyanları ve toprak kayıplarıyla sonuçlanmıştır.
Halife Harun Reşid Dönemi’nde Anadolu üzerine seferler düzenlenmiş ve yapılan anlaşma ile Bizans vergiye bağlanmıştır. Doğuda ise Orta Asya’ya doğru seferler düzenlenmiştir. Bölgede gerçekleşen en önemli olay 751 yılındaki Talas Savaşı’dır. Abbasiler döneminde, Emevi devletinin izlemiş oldukları Arap milliyetçiliği politikasını terk ederek ümmetçi bir politika izlemeye başlamışlardır. Merkezi otoritenin zayıflamasına bağlı olarak IX. yüzyılda siyasi yapı çözülmeye başlamış ve
Abbasi topraklarında birçoğu Türk valiler tarafından kurulan küçük devletler ortaya çıkmıştır. Zamanla otoritesini kaybeden Abbasi halifeleri siyasi anlamda zor durumda kalmaya başlamışlardır. 945 yılında Büveyhoğulları Bağdat’ı işgal etmişlerdir. Halifenin yardım çağrısı üzerine Gazneli Mahmut Büveyhoğullarının baskısına son vermiştir. 1055 yılında yine Büveyhoğullarının saldırısı üzerine Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey bu devlete son vererek halifeyi kurtarmıştır.
1258 yılında Bağdat’ı ele geçiren İlhanlılar, Abbasi Devleti‘ne son vermiştir. Abbasi ailesinden kaçabilenler Mısır’a giderek Memlük himayesinde halifeliği devam ettirmişlerdir. Osmanlıların, Mısır’ı fethetmesiyle halifelik 1517 yılında Osmanlı Devleti‘ne geçmiştir.
Abbasilerin yıkılışında merkezi otoritenin zayıflaması, iç isyanların başlaması, Moğolların baskısı, askeri valilerin bağımsız hareket etmeleri gibi unsurlar etkili olmuştur.
Abbasi Devleti Teşkilatında Türkler:
751 yılında gerçekleşen Talas Savaşı, Karluk Türkleri ile Müslüman Arapların işbirliği sayesinde Orta Asya’yı Çin hâkimiyetinden kurtardıkları önemli bir dönüm noktasıdır. Bu savaş, iki farklı kültürün bir araya gelerek güçlü bir ittifak oluşturduğu tarihi bir olaydır ve bu yakınlık, sonrasında Abbasilerin Türkleri devlet ve askeri teşkilatlarda aktif görevlere getirmesiyle daha da pekişmiştir.
Türkler, Abbasilerin yönetiminde önemli devlet kademelerinde ve ordu komutanlıklarında yer aldılar. Bağdat’a yakın bir konumda ordugah olarak Samarra şehri kurulmuş ve bu şehir, Türklerin merkezi haline gelmiştir. Abbasiler, Türk askerlerini disiplinli ve savaşta başarılı bir birlik olarak gördükleri için onları önemli bölgelerde konuşlandırmışlardır.
Güneydoğu Anadolu bölgesi, Abbasilerin Bizans ile sınırı olan önemli bir bölgeydi ve buraya Avasım adı verilen tampon bölgeler oluşturulmuştur. Bu bölgeler, sınır güvenliğini sağlamak ve potansiyel tehditlere karşı korumak amacıyla Türklerin yerleştirildiği stratejik şehirlerdi. Türklerin bu bölgelerde yerleşik düzene geçmeleri ve yerel halkla etkileşimleri, kültürel alışverişlere ve karşılıklı anlayışa zemin hazırlamıştır.
Abbasiler, Türkleri teşkilatlarında ve devlet yönetiminde değerli bir unsur olarak gördükleri için onlara önemli sorumluluklar vermişlerdir. Türkler, askeri yetenekleri ve idari becerileri sayesinde Abbasilerin güçlü bir hükümet ve ordu yapısı oluşturmasına katkıda bulunmuşlardır.
Türklerin Abbasilerin teşkilatında ve toplumunda yer alması, Orta Asya ve İslam dünyası arasında kültürel ve ticari bağların güçlenmesine de yardımcı olmuştur. Bu süreçte, Türklerin etkisi ve katkılarıyla İslam medeniyeti büyük bir zenginlik ve çeşitlilik kazanmıştır.
Sonuç olarak, Abbasi Devleti’nin teşkilatında Türklerin rolü oldukça önemli olmuş ve bu durum, tarihsel, kültürel ve siyasi açıdan İslam dünyasının gelişimine olumlu katkılarda bulunmuştur. Türklerin askeri ve idari alanlarda gösterdikleri başarılar, onların Abbasi Devleti içindeki yerini güçlendirmiş ve Orta Asya ile İslam dünyası arasında köprüler kurulmasını sağlamıştır.
Abbasilerin Genel Özellikleri Nelerdir Maddeler Halinde
- Emeviler dönemindeki Arap milliyetçiliği politikasını terk ederek hoşgörülü bir politika izlemişlerdir.
- Bilimsel ve kültürel faaliyetlere önem verilmiş, tercüme çalışmaları yapılmıştır. Beytü’l Hikme adı verilen ilim merkezi açılmıştır.
- Mutezile adı verilen fikir akımı gelişmiştir. (Uyuşmazlıkları akıl yoluyla çözmek)
- Abbasiler Dönemi’nde İran kültüründen etkilenerek yönetim alanında vezirlik makamı oluşturulmuştur.
- Talas Savaşı sonrasında kağıt üretimi geliştirilerek, Abbasi sınırları içerisinde kağıt üretimi yapılmıştır.
- Abbasiler Dönemi’nde bilimsel ve kültürel alanda yapılan çalışmalar İslam Rönesansı olarak gösterilmektedir.
- Devlet yönetiminde yardımcı olmak amacıyla oluşturulan divanlar geliştirilmiştir. Divan-ı İnşa (Yazışma), Divan-ı Mezâlim (Adalet), Divanü’l-ceyş (Askerî), Divan-ı Beytü’lmal (Mali)
Abbasi Halifeleri
Halife Ebu’l Abbas Dönemi
Abbasi Devleti’nin kurucusudur. Bu dönem de Orta Asya hâkimiyeti için Çin’le yapılan Talas Savaşı Karluk Türklerinin yardımı ile kazanılmıştır. Türk-Arap dostluk ilişkileri başlamıştır.
Halife Cafer Mansur Dönemi
Devletin başkentini Bağdat yapmıştır. İlk defa bu dönem de Eski Yunan filozoflarının eserleri Arapçaya çevrilmiştir. Arap ve mevali arasındaki fark ortadan kalkmış ve İranlılar, devlet içinde etkin hâle gelmiştir.
Halife Harun Reşit Dönemi
Abbasi Devleti, Harun Reşid zamanında en parlak günlerini yaşamıştır. İlk defa bu dönem de sınır güvenliğini korum ak amacıyla Bizans sınırlarına Avasım adı verilen şehirler kurularak Türkler buralara yerleştirilmiştir. Endülüs Emevi Devleti‘ne karşı Franklarla diplomatik ilişkiler kurulmuştur.
NOT: Binbir Gece Masalları Harun Reşid Dönem i’nde ilk kez Bağdat’ta anlatılmaya başlanmıştır.
Halife Memun Dönemi
Tercüme devri denilen bu dönem de Eski Çağ Yunan eserleri, Farsça, Sanskritçe ve Süryanice eserler Huneyn b. İshak başkanlığındaki tercüme odalarında Arapçaya çevrilm iştir. Beytü’l Hikme adı verilen bilim ve çeviri merkezi Bağdat’ta kurulmuştur. Bu dönemde ülkeye gelen yabancı ve yerli bilim insanlarının çalışmaları ile İslam Rönesans’ı yaşanmıştır.
1258’de Cengiz Han’ın torunu Hülagü, Bağdat şehrini işgal ederek Abbasi Devleti’ne son vermiştir. Abbasi ailesinden el-Müstansır, Memlûk Sultanı Baybars tarafından Kahire’de halife ilan edilmiştir. Böylece halifelik makamı, 1517’de Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim ’in Memlûkluları ortadan kaldırmasına kadar Memlûk himayesinde fakat Abbasi ailesinde kalmıştır.
Tevaif-ül Mülk Devletleri
Abbasi topraklarında valilerin bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile kurulan devletlere Tevaif-ül Mülk adı verilmiştir.
Kurulduğu yer Devletin ismi
Mısır Tolunoğulları, İhşitler
Tunus Fatimiler, Ağlebiler
Fas İdrisiler
İran Tahiriler
Irak Büveyhoğulları
Abbasi Devleti Döneminin Önemli Olayları
Emevilerin ırkçı politikası yerine ümmetçi bir politika takip etmişlerdir. Emeviler Arap devleti özelliğini taşırken Abbasiler İslam devleti özelliğine sahiptir. Emeviler gibi fetihçi bir devlet olamamışlardır. Bilimsel, felsefi ve kültürel faaliyetlere önem vermişlerdir. Türkler ilk defa bu dönem de kitleler halinde Müslüman olmuştur. Türkler ve İranlılar bu dönem de devlet kademesinde önemli mevkilere gelmişlerdir.
Türklere ilk görev veren Abbasi halifesi Mansur’dur. Vezirlik, emir-ül ümeralık (komutanlık) ve devşirme sistemi gibi kurumlan kurmuşlardır. İlk defa çağdaş medrese sistem ini kurmuşlardır. İlk defa kütüphane ve tercüme faaliyetlerini başlatmışlardır. Donanmaya önem vermemelerinden dolayı deniz ticareti alanında etkili olamamışlardır.
Abbasi Devleti ve Türklerin Savaşları İlişkileri: 751 Talas Savaşı Karluk Türklerinin yardımıyla kazanılmış böylece Orta Asya’da. Çin hâkimiyetinin kurulması engellenmiştir. Abbasi Halifesi Harun Reşid, muhafız birliğini Türklerden meydana getirmiştir.
Bizans’tan gelebilecek tehditleri önlemek için Tarsus’tan Trabzon’a uzanan hatta Avasım şehirleri kurularak Türklerden oluşan askeri birlikler bu şehirlere yerleştirilmiştir. Me’mun Dönemi’ndeTürkleri, askerî birliklerin arasına alma bir devlet politikası hâline getirilmiştir. Mutasım Dönemi’nde Bağdat’ın kuzeyinde sadece Türklere ait olan Samarra şehri kurulmuştur.
Abbasi Devleti Döneminde Türkler, sadece orduda değil siyasi ve idari kadrolarda görev alarak yönetiminde büyük ölçüde söz sahibi olmuşlardır. Büveyhiler Dönemi’nde Bağdat ele geçirilerek Abbasi halifeleri fonksiyonsuz hâle getirilmiştir. Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey. Bağdat’ı kurtararak halifeye dinî itibarını iade etmiştir.
UYARI: Halife Mu’tasım zamanında devlet içindeki Türklerin durumu daha da sağlamı aşmıştır. Afşin. Aşnas. Boğa el-Kebir, Urtuç gibi Türk komutanlar, ülke içinde çıkan isyanların bastırılmasında görev almış ve Bizans üzerine Anadolu’ya yönelik seferlere de katılmışlardır.
Beytü’l-Hikme nedir: Fen ilimleri enstitüsü, rasathane ve bir kütüphaneden oluşmaktadır. Burada maaşları devlet tarafından ödenen mütercimler kurulu vardır.
Samarra şehri: Bağdat’ın 100 km kuzeybatısında ücretli Türk askerleri için Eşnas tarafından kurulan şehirdir.
Abbasiler Devleti Dönemi Hakkında Kısaca Özet PDF indir