Divan-ı Hikmet

Divan-ı Hikmet Hakkında Kısaca Özet Bilgi

12.yüzyılda Türkistanlı Hoca Ahmet Yesevi tara­fından yazılan yapıt, Türk tasavvuf edebiyatının ilk örneğidir. Türk tasavvuf tarihinin ilk edebî eserdir. Ahmet Yesevî, Allah’a ulaşma amacına dayalı düşüncelerini Türkçe olarak söylediği şiirleriyle dile getirmiştir. Hikmet adı verilen bu şiirler dörtlükler şeklinde olup dinî, tasavvufi ve öğretici niteliktedir.
Ahmet Yesevî’nin hikmetleri onun takipçileri tarafından kaleme alınarak XII. yüzyılda “Divan-ı Hikmet” adıyla bilinen eserde toplanmıştır.  Yapıtta din ve tasavvuf konuları didaktik bir yaklaşımla işlenmiştir. Nazım biçimlerinden koşma nazım biçimiyle ve hece ölçüsüyle yazılan Divan-ı Hikmet‘te Arapça ve Farsça sözcükler azdır. Ahmet Yesevi, dörtlüklerde daha çok yarım kafiye kullanılmıştır. Divan-ı Hikmet, 13.yüzyılda gelişecek olan Tekke edebiyatı akımı sanatçılarını, başta Yunus Emre olmak üzere önemli derecede etkilemiştir.

divan-ı hikmet

Detaylı Uzun Bilgi

Mihmânnâme-i Buḫârâ adlı eserde Ahmed Yesevî Türbesi’nde bulduğu Yesevî kitabının başında “Dîvân-ı Hikmet” kaydının olmadığı ve eserin Türkçe sûfiyâne bir mecmua olduğu anlatılır. Dîvân-ı Hikmet’in farklı kişiler tarafından farklı dil sahalarında tertip edildiği ve zamanla Yesevî dervişlerinin hikmetlerinin de karıştığı belirtilir. “Defter-i sânî” tabiriyle Yesevî hikmetlerinin birkaç defter halinde tertip edildiği ve Dîvân-ı Hikmet’in yazma ve basma nüshalarında farklı mahlaslar kullanıldığı ifade edilir. Yesevî’nin hikmetlerinin sayısı 250’yi bulurken, “Dört bin dört yüz hikmet söyledim” ifadesinin bir rivayetten ibaret olduğu belirtilir.

Ahmed Yesevî’nin hikmetleri, İslam dinini kabul etmemiş Türkler’e dinin ilkelerini öğretmek ve Yeseviyye tarikatı müridlerine tasavvufun inceliklerini telkin etmek amacıyla yazılmıştır. Hikmetler, sade bir dil ve didaktik özellikler taşıyarak sanat endişesinden uzaktır. Ancak bazı hikmetler, coşkulu bir ifadeyle yazılmıştır. Hikmetlerin içeriği ve dil yapısı, Ahmed Yesevî’nin hayatı, şahsiyeti, gayesi ve hitap ettiği zümrenin sosyal ve kültürel yapısıyla ilgilidir. Hikmetler hece vezniyle ve sade bir dilde yazılmıştır ve zamanla Yesevî dervişleri tarafından gelenek haline gelmiştir. Yeseviyye tarikatında, hikmetleri okuyup yaymak önemlidir ve zamanla hikmetler, muhteva ve dil bakımından değişikliğe uğramış, çeşitli ilavelerle zenginleşmiştir.

M. Fuad Köprülü’nün de söylediği gibi hikmetlerin düşünsel açıdan İslâmiyet ve tasavvuf, biçim açısından ise ulusal unsurlar olduğu ifade edilmektedir. Bu nedenle hikmetlerde İslâmiyet, Türkistan’daki tasavvuf, Yesevîliğe ait âdetler ve erkân gibi konular ele alınmaktadır. Bazı hikmetlerde ise bireysel ahlak ve toplumsal sorunlar üzerinde de durulmuştur.

Ahmed Yesevi’nin hikmetleri, İslamiyet, Türkistan’daki tasavvuf, Yeseviliğe ait adetler ve erkân gibi unsurlardan oluşur. Dîvân-ı Hikmet nüshaları Özbek Türkçesi özellikleri taşıdığından, Ahmed Yesevi’nin gerçek lehçesi bilinmemektedir. Hikmetlerin büyük bir kısmı beş-yirmi beş arasında değişen dörtlüklerden ibarettir ve kafiye düzeni koşmaya benzemektedir. Hikmetlerin dilinin Ahmed Yesevi’nin dilini yansıtmadığı açıktır, ancak eski bir Dîvân-ı Hikmet nüshasının ele geçmesiyle bu konuda kesin bir hükme varılabilir.

Dîvân-ı Hikmet’in eksiksiz bir nüshası yoktur. Var olan nüshaların en eskisi yaklaşık olarak XVI veya XVII. yüzyıla aittir ve farklı şahıslar tarafından farklı anlalarda düzenlendiği için nüshalardaki hikmet sayısı farklıdır. Basılmış nüshalar da aynı durumdadır. Dünya kütüphanelerinde yüzlerce nüsha vardır ancak bunları kullanarak sağlam bir metin hazırlamak imkansızdır. Dîvân-ı Hikmet’in bazı nüshaları İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi, Ahmet Caferoğlu’nun şahsî kitapları, Emel Esin nüshaları, Manchester The John Rylands University Library, İstanbul Üniversitesi, Millet, Konya Mevlânâ Müzesi ve Leningrad Asya Halkları Müzesi’nde bulunmaktadır. Ayrıca eserin çeşitli baskıları da vardır.

Divan-ı Hikmet Özellikleri Nelerdir Maddeler Halinde Kısaca

  • XII. yüzyılda Türk tasavvuf edebiyatının şairi sayılan Hoca Ahmet Yesevi’nin yazdığı eserdir.
  • İlahi konuların (peygamber sevgisi, ibadet…) işlendiği didaktik eser tasavvuf edebiyatının ilk örneğidir.
  • Koşma nazım biçimiyle ve hece ölçüsüyle yazılan eser Hakaniye Türkçesiyle ve sade bir dille kaleme alınmıştır.
  • Hece ölçüsüyle yazılmıştır.
  • Uyak düzeni aaab / cccb / dddb şeklinde olan eserde yarım uyak ve redif kullanılmıştır.
  • Anadolu’da tasavvuf halk edebiyatının gelişmesinde etkisi olmuş bir eserdir.

Önemi

Divan-i Hikmet, Türk edebiyatı ve tasavvuf edebiyatı açısından büyük bir öneme sahiptir. İçindeki hikmetler, özlü sözler ve atasözleriyle dolu olan eser, Türkistan’da yetişen büyük mutasavvıf ve şair Ahmed Yesevi’nin felsefesini ve dünya görüşünü yansıtmaktadır. Bu eser, Türk kültürü ve inanç dünyasının zenginliğini, Türk dilinin güzelliğini ve edebi değerini de yansıtmaktadır.

Divan-i Hikmet, ayrıca Türk dili tarihindeki önemli bir kaynak olarak da kabul edilmektedir. Eserde kullanılan dil ve lehçeler, o dönemde konuşulan Türk dilleri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. Kitabın farklı dönemlerdeki farklı nüshaları ve baskıları, Türk edebiyatı ve dil tarihi araştırmalarında önemli bir kaynak teşkil etmektedir. Özetle, Türk kültürü ve edebiyatı için önemli bir eserdir. İçindeki hikmetler ve özlü sözler, yüzyıllar boyunca Türklerin hayatına rehberlik etmiştir ve edebi değeri, günümüzde de yadsınamaz bir gerçektir.

Konusu

Eserde İslami ve tasavvufi konular, ahlaki öğütler, sosyal hayatın düzenlenmesi, insanın kaderi ve hayatın anlamı gibi birçok konu ele alınır. Eserde yer alan hikmetlerin çoğu Türkistan’daki tasavvuf geleneği ve Yeseviliğe ait adetler ve erkânla birlikte İslami kaynaklardan da beslenir.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir