Sosyolojik Eleştiri Kuramı
Sosyolojik Eleştiri Kuramı Nedir Hakkında Kısaca Özet Bilgi
Edebî eserin fonksiyonundan yola çıkan, onu toplum açısından değerlendiren bir anlayıştır. Bu metoda göre sanat eseri, sosyal hayat içerisinde bir eleman olarak değerlendirilmelidir. İstese de istemese de sosyal hayattan örnekler alarak eser oluşturan ve bu eseri sosyal hayata yansıtan sanatçının kendisi de sosyal hayatın bir parçasıdır. Sosyal hayatın mozaiğine yansımayan bir çalışmadan “sanat eseri” diye bahsetmek mümkün değildir. Eser, sosyal hayatla değer bulur.
Edebiyat sosyolojisi adı verilen bir yöntemle ve son yıllarda bir bilim dalı disiplini ihtiyacıyla edebiyat eserlerini inceleyen bazı araştırıcılar, sosyolojik metodu temel hareket noktası yaparlar ancak, yeni eleştirinin, yapısalcılığın bazı kabullerini de kullanırlar. Edebiyat sosyologları; yazar, okuyucu, eser, toplum, basın, yayın, dağıtım, telif gibi kavramları birbirine göre durumları açısından gündeme getirirler ve sonuçta sanat eserini toplumsal hayatın vazgeçilemez bir parçası olarak değerlendirirler.
Sanat eserini sosyal hayatın bir parçası sayan araştırıcıların dışında bazıları da “Estetik müesseseler, sosyal müesseselere dayanmaz; onlar, sosyal müesseselerin bir parçası da değillerdir. Onlar, bir çeşit sosyal müessese olup diğer sosyal müesseselerle sıkı sıkıya bağlıdırlar.” diyerek sanatı, başlı başına bir sosyal kurum kabul ederler.
Sosyolojik metot, tarihî gelişim içinde 18. ve 19. asırlardan itibaren belirginleşen bir inceleme metodudur. Bu anlayış, Madam de Stael’ln, eseri toplumsal açıdan değerlendiren çalışmalarına kadar uzanır. Etkilerini zamanımıza kadar sürdürür. Marksist Eleştiri adı verilen teori, sosyolojik metottan çok etkilenmiştir.
Sosyolojik Eleştiri Kuramı Özellikler
- Sosyolojik metoda göre eser, sosyal hayatın bir parçasıdır. Onun içinden çıkmıştır ve yeniden ona yansımıştır. Yazar da sosyal hayatın içinde yetiştiğine göre, sanat objesi, faili ve mefulü (özne ve nesne) ile sosyal hayatın bir unsurudur.
- Sanat sosyal hayatta başlı başına bir müessesedir.
- Çevre, ırk ve devir ilişkileri, edebi türler için büyük önem taşır. Toplumların birbirinden farklı sanat ve edebiyat hayatları olması, farklı çevre, ırk ve zaman özellikleri taşımasındandır.
- Yazar, okuyucu, eser, sosyal hayat, basın-yayın ilişkileri, dağıtım, telif, millî ve yabancı kültürler, edebiyat hayatının ana omurgalarıdır.
- Edebî eser, sosyal hayatın bütün özelliklerini yansıtır [Yansıtma Kuramı’ndan mülhem (ilham almış)].
- Sosyolojik eleştiride eserin tasviri ve tavsifi yapılır ama kesin hüküm vermekten kaçınılır. Eser tahlili, bir nevi durum tespitidir.
- Sosyolojik eleştiri, edebiyat sosyolojisinin ortaya çıkmasında çok etkili olmuştur.
- Sanatçının mizacı ile birlikte içinde bulunduğu tabii ve toplumsal çevre de sanat eserinin oluşmasını birinci derecede etkilemektedir.
- Sanatçının bir sosyal varlık olarak toplum içinde yaşaması, sanat eserinin sosyal hayatta bir muhatap bulduktan sonra “sanat” denilen olgunun varlığından bahsedilebilmesi, sanat ve sosyoloji kavramlarını birbirine yaklaştırır.
- “Sanat sosyolojisi” de edebiyat sosyolojisi de bu yakınlığın doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmış disiplinlerdir.
- Çevre: Eserin yazıldığı mekân, muhit, doğal ve sosyal çevre, meslekî çevre
- Irk: Millet, kültür değerleri, etnik unsurlar, gelenekler
- Zaman: Eserin yazıldığı zaman, dönem ve devir özellikleri…