Şükrü Elçin
Şükrü Elçin Kimdir Hayatı Eserleri Hakkında Kısaca Özet Bilgiler
Edebiyat tarihçisi, folklorcu, yazar, şâir. Florina kasabasında 6 Kasım 1912 tarihinde doğan Şükrü Elçin‘in babası Murat Bey, Germiyan’dan Rumeli’ye giden ordu mensubu olan Çelenkoğlu ailesinden gelmektedir. Annesi Ayşe Hanım ise Konya Karaman’dan Rumeli’ye geçen askerlerden Küçük Hâfız Bey sülalesinden gelmektedir.
Elçin’in ailesi, Lozan Antlaşması’nın ardından 1924 yılında Yunanistan’dan mübadil olarak Türkiye’ye getirilen Türkler arasındadır. İlk olarak Manisa’nın Kula kasabasına iskân edilen aile daha sonra Turgutlu’ya yerleşmiştir.
Murat Bey’in Çelenkoğlu ailesi kökeni ve Ayşe Hanım’ın Küçük Hâfız Bey sülalesine mensup olması, Elçin’in aile geçmişi hakkında bize detaylı bilgi vermektedir. Ayrıca, Lozan Antlaşması sonrası mübadil olarak Türkiye’ye getirilen Türkler arasında yer almaları, ailenin göç tarihi hakkında da ipucu vermektedir. İlk olarak Kula kasabasına yerleştirilmeleri ve daha sonra Turgutlu’ya taşınmaları ise ailenin yerleşim tarihi hakkında bize daha fazla bilgi sağlamaktadır.
Şükrü Elçin, Türkiye’ye gelir gelmez eğitim hayatına devam ederek ilk, orta ve lise eğitimlerini tamamladı. Daha sonra 1935 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne kaydoldu. Başarılı bir öğrenci olarak 1939 yılında üniversiteden ve Yüksek Öğretmen Okulu’ndan mezun oldu.
Mezuniyetinin ardından Şükrü Elçin, öğretmenlik yapmaya karar verdi. Sırasıyla Sivas (1939-1940) ve Denizli (1941-1944) liselerinde ve Ankara Erkek Teknik Öğretmen Okulu’nda (1944-1951) edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı. Bu yıllarda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Pertev Naili Boratav’ın danışmanlığında doktorasını tamamladı. Tezi Kitâbî-Mensur, Realist İstanbul Halk Hikayeleri adını taşıyordu ve 1944 yılında tamamlandı.
Şükrü Elçin’in eğitim hayatı boyunca gösterdiği başarılar, onun ileriye dönük kariyerine ışık tutacak niteliktedir. Öğretmenlik kariyerindeki deneyimleri ve doktora tezi, onun edebiyat alanındaki bilgisini ve yeteneğini kanıtlamaktadır. Bu başarılar, onun Türk edebiyatı tarihindeki yerinin sağlamlaşmasına katkı sağlamıştır. Lise öğrencisi iken şiir yazmaya başladı. Şiirlerini kitap hâline getirerek bastırdı. Türk edebiyatı konularında yüze yakın makale ve kitap neşretti. Yazıları Türk Yurdu, Türk Folklor Araştırmaları ve Türk Kültürü gibi dergilerde yayımlandı.
Şükrü Elçin, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1939). Liselerde, yüksek okullarda öğretmenlik ve öğretim üyeliği yaptı. 1949’da Halk Edebiyatı doktoru, 1962’de doçent oldu. Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdarî Bilimler Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde profesörlüğe yükseldi. 1981’de aynı fakülteden emekli olarak ayrıldı. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü başkanı ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Yüksek Kurul üyeliği yaptı.
Hacettepe Üniversitesi’ne katıldı ve burada Türkçe-kompozisyon dersleri verdi. Elçin, bilgi birikimini genişletmek için 1971-1972 ve 1974 yıllarında yurt dışına giderek Londra ve Viyana kütüphanelerinde Türkçe yazma eserleri inceledi. Bu incelemeler, Türk edebiyatı ve kültürü hakkında önemli bilgiler sağladı. Şükrü Elçin, emeklilik çağına gelince 13 Temmuz 1982 tarihinde yaş sınırından emekliye ayrıldı. Ancak, emekli olduktan sonra bile edebiyat ve dil alanında yazılarına devam etti ve birçok konferans verdi. Emekli olduktan sonra fakültesi Şükrü Elçin Armağanı çıkardı (1983). Ölüm tarihi ve yeri: 27 Ekim 2008
Şükrü Elçin Edebi Kişiliği ve Çalışmaları
Şükrü Elçin, Türk kültürüne katkılarıyla tanınan bir akademisyen ve yazar olarak öne çıkmaktadır. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü’nün başkanlığını 31 yıl boyunca sürdürmüş ve bu süre zarfında Türk kültürüne yönelik önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Aynı zamanda Başbakanlık Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yüksek Kurulu üyesi olarak da görev almıştır. Bu görevi süresince Türk kültürüne ve tarihine yönelik birçok proje yürütmüş ve bu alanda öncü çalışmalara imza atmıştır.
Şükrü Elçin ayrıca, Türk kültürüne yönelik araştırmaların yayınlanmasına da önemli katkıları olmuştur. Türk Kültürü ve Türk Kültürü Araştırmaları gibi dergilerde yazı işleri müdürlüğü ve imtiyaz sahibi olarak görev yapmıştır. Bu dergilerin düzenli olarak yayımlanmasını sağlamış ve Türk kültürüne dair birçok önemli çalışmayı yayımlamıştır.
Şükrü Elçin, özellikle Türk halk edebiyatı alanında da öncü çalışmalara imza atmıştır. Bu alanda gerçekleştirdiği çalışmalar sayesinde Türk halk edebiyatı hakkında derinlemesine bir bilgi birikimi oluşturmuştur. Türk halk edebiyatına yönelik yazdığı eserleriyle de dikkatleri üzerine çeken Şükrü Elçin, Türk kültürüne ve edebiyatına yaptığı katkılar nedeniyle birçok ödüle layık görülmüştür.
Şükrü Elçin Eserleri
Şiir kitapları:
1. Şâir Bozuntuları (1932), 2. Yirmi dört (1944), 3. Adalara Destanlar (1978).
Halk edebiyatı ile ilgili kitapları:
1. Kerem ile Aslı Hikâyesi (1949), 2. Anadolu Köy Orta Oyunları (1964), 3. Türk Halk Edebiyatına Giriş (1981), 4. Gevheri (1984).
[Eserlerinin bir kısmının listesi Türk Folklor Araştırmaları Mart-1969 sayısındadır. Geniş biyografisi ile diğer eserleri de Armağan’ında bulunmaktadır.]
Türk Halk Edebiyatına Katkıları
Şükrü Elçin, Türk halk edebiyatı konusunda yeterli kaynak eserlerin olmaması sebebiyle yazdığı eseri büyük ilgi görmüştür. Eserde, halk edebiyatı içinde yer alan ürünler nazım ve nesir olarak ayrılarak gruplandırılmış ve akademik bir hassasiyetle incelenmiştir. Elçin’in bu titiz çalışması Türk halk edebiyatı alanında önemli bir boşluğu doldurmuştur. 1984 yılında, esere Türkiye İş Bankası tarafından verilen halk bilimi büyük ödülü ile de çalışmasının ne kadar değerli olduğu bir kez daha ortaya konulmuştur.
Elçin’in çalışması sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da büyük ilgi görmüştür. Kitabı, Türk halk edebiyatı konusunda yapılan uluslararası kongrelerde sık sık referans alınmıştır. Elçin, Türk kültürünü dünya çapında tanıtmak için yaptığı bu çalışmalarla önemli bir kültür elçisi olmuştur.
Elçin’in eseri, Türk halk edebiyatı öğretmenleri ve öğrencileri tarafından da sıklıkla kullanılan bir kaynak eser haline gelmiştir. Eserin detaylı ve sistematik bir yaklaşımla ele alınması, öğrencilere halk edebiyatı konusunda derin bir anlayış sağlamıştır.
Elçin’in halk edebiyatı konusundaki çalışmaları sadece kitap yazmakla sınırlı kalmamıştır. Aynı zamanda, halk edebiyatı ve Türk kültürü üzerine pek çok konferans vermiş, seminerlere katılmış ve birçok eğitim programı düzenlemiştir. Elçin’in bu çalışmaları, Türk halk edebiyatının tanıtımı ve korunması için önemli bir role sahiptir.