İskitler (Sakalar)
İskitler (Sakalar) Hakkında Kısaca Özet Bilgi
Tarihte bilinen ilk atlı göçebe Türk topluluğu olan İskitlerin diğer adıyla Sakaların M. Ö. 9. Yüzyılla birlikte Doğu Asya’da ortaya çıktıkları kabul edilmektedir. Önceleri Hazar denizi ile Tanrı Dağları arasındaki topaklarda yaşarken MÖ VII. Yüzyılda Ural dağlarını aşarak Karadeniz’in kuzeyine ve Tuna Nehrine kadar uzanan bölgeleri de ele geçirdiler. Daha sonra da tekrar doğuya dönerek Hindistan sınırına kadar bütün İran coğrafyasını istila etmişlerdir. İskitlerin bilinen en önemli hükümdarı “Alp Er Tunga’dır.”
Hakkında farklı kaynaklarda bilgiye ulaşılan Alp Er Tunga’nın Pers hükümdarı II. Kiros ile yapmış olduğu mücadeleler “Alp Er Tunga Destanı”nın temel konusunu oluşturmaktadır. Alp Er Tunga ismine Kaşgarlı Mahmut’un eseri olan Divan-ı Lügatit Türk’te ve Firdevsi’nin yazıp Gazneli Mahmut’a sunduğu Şehnâme’de Efrasiyab (Afrasyab) olarak rastlanırken, tarihin babası Heredot tarafından “Madyes” şeklinde adlandırılmıştır. Eski Asur kaynaklarında ise Alp Er Tunga ismi “Maduva” şeklinde geçmektedir. Öte yandan Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Lügatit Türk adlı eserinde Alp Er Tunga’yı “Acun Beyi” (Dünya Hükümdarı) olarak göstermektedir.
İran kaynaklarında “Sakalar” olarak adlandırılan İskitlere dair bilgilere Yunan kaynaklarında ulaşılmakla birlikte tarihin babası kabul edilen “Heredot’ta” eserinde İskitlerden bahsetmektedir. Heredot eserinde İskitlerin kentlere yerleşmeyip, beraberlerinde götürdükleri atlı arabalarda yaşadıklarını ifade etmektedir. Öte yandan Heredot İskitleri, at sırtında, yay ve ok ile savaşa alışmış bir kavim olarak tanımlarken, İskitlerin hayvancılık yaptığını belirtmektedir. Siyasi anlamda İskitler, başta İran medeniyetleri içinde yer alan Medlerle ve Perslerle olmak üzere Anadolu medeniyetleri içinde yer alan Urartularla ve Mezopotamya medeniyetlerinden Asurlularla etkileşim ve mücadele içinde olmuşlardır.
Eskiçağ Orta Asya yapılarından olan ve Prototürk kabul edilen Kimmerler üzerinde baskı kuran İskitler, Kimmerlerin batıya göç etmelerine neden olmuşlardır. Batı yönünde harekete geçen Kimmerler Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya girerek önce Urartulara saldırmış ardından ilerleyişlerini sürdüren Kimmerler Batı Anadolu’ya kadar sokularak Friglere son vermişlerdir.
İskitlerin (Sakaların) Ön Plana Çıkan Özellikleri Nelerdir
Türk tarihinde bilinen ilk kadın hükümdar olanc“Tomris Hatun” bir İskit hükümdarı olup, Perschükümdarı II. Kiros’la savaşarak onu öldürmeyicbaşarmıştır.
Atlı- göçebe toplum yaşantısına sahip olan İskitler bu anlamda ilk defa atı evcilleştirmeyicbaşarmışlardır. At üzerinde rahat hareket edebilmek adına;
İlk defa üzengiyi icat etmişlerdir.
İlk defa bot yaparak giyinmişlerdir.
İlk defa pantolonu bulup giyinmişlerdir.
Kemer ve kemer tokasını bulup dünyayactanıtmışlar
Türk heykel sanatının ilk örnekleri kabul edilencve mezar taşı olarak tanımlanan “balbal” örneklerini ilk defa İskitler vermiştir.
Genellikle taşınabilir aletler üzerine “hayvancüslubunu” ilk defa İskitler uygulamıştır.
Falcılık, büyücülük ve değerli maden işlemeciliğinde ilerlemişlerdir.
Yarı göçebe olarak tanımlanan İskitler madencilikte de ilerlemiş olup özellikle altın işlemeciliğinde gelişmişlerdir. Bu nedenle “Bozkırın Kuyumcuları” olarak adlandırılmışlardır. Kazakistan’da bulunan Esik Kurganından çıkarılan genç bir İskit tiginine ait olduğu kabul edilen ve “Altın Elbiseli Adam” olarak adlandırılan zırh İskitlerin altın işlemeciliğinde ulaştığı seviyeyi göstermektedir.
Sanatta hayvan figürünü kullanan ilk Türk topluluğudur. Kalaç Türklerinden gelirler. ilk Türk kadın hükümdarı TOMRİS KATUN devleti yönetmiştir. Amazon adı verilen kadın askerleri vardır. Alp Er Tunga destanı ve Şu destanı İskitlere aittir. Pantolon ve kemer tokasını ilk defa kullanan Türk topluluğudur. At koşum takımlarını ilk defa kullanan Türk topluluğudur. Bugünkü Yakut Türklerinin atalarıdır. Yaşayış ve inanışları Türklerle aynıydı.
İskitlerin (Sakalar) Tarihi Hakkında Bilgi
Orta Asya’da medeniyet kurduğu bilinen ilk Türk topluluğu İskitler’dir. Arap kaynaklarında Sakalar olarak geçmektedir. Yapılan araştırmalar İskitlerin Türk kökenli olduğunu göstermektedir. İskitler savaşçı bir toplumdur. İskitlerin Persler ile yaptıkları mücadeleler İskitlerin Alp Er Tunga, Perslerin Şehname adlı destanlarına konu olmuştur. Şu destanı da İskitlere aittir. Dünya tarihinde ilk kadın hükümdar olan Tomris Hatun bir İskit hükümdarıdır.
Konargöçer yaşayan bu medeniyetteki insanlar çadır şeklinde arabalar kullanmışlar ve hayvancılık ile uğraşmışlardır. Şamanizm inancına sahip olan İskitler ölümden sonraki hayata inanmışlardır. Bu doğrultuda ölülerini mumyalamışlardır. Bozkırın kuyumcuları olarak bilinen İskitlerin kurgan adı verilen mezarlarında bulunan araç ve gereçler altın işlemeciliğinde oldukça ilerlemiş olduklarını göstermektedir. Koşum takımları yapımında usta olan İskitler üzengiyi ilk kullanan Türk topluluğudur.
İskitler ile ilgili günümüze ulaşan bilgileri ve bu medeniyet hakkında özetle şunlar söylenebilir. İskitler savaşçı bir toplumdur. İskitlerin Persler ile yaptıkları mücadeleler İskitlerin Alp Er Tunga, Perslerin Şehname adlı destanlarına konu olmuştur. Şu destanı da İskitlere aittir. Konargöçer yaşayan bu medeniyetteki insanlar çadır şeklinde arabalar kullanmışlar ve hayvancılık ile uğraşmışlardır. Gök Tanrı inancına sahip olan İskitler ölümden sonraki hayata inanmışlardır.
Bozkırda yaşayan İskitler, altın işlemeciliği konusunda oldukça yetenekliydi ve bunu kurganlarında bulunan araç gereçlerle kanıtlamışlardı. Bu eserler, hayvan motifleriyle süslenmişti ve İskitlerin hayvan üslubuyla sanatlarına yansımıştı. İskitlerin altın işleme sanatındaki ilerlemeleri, döneminin en ünlü kuyumcuları arasında yer almalarını sağlamıştı. Arkeolojik kazılarda bulunan eserler, İskitlerin sanatına olan hayranlığımızı bir kez daha arttırmaktadır.
Antik yazar Heredot’un kayıtlarına göre Amazon Kadınları, savaşta başarılı olan ve erkeklerinden daha güçlü olduğuna inanılan kadın savaşçılardan oluşan bir grup olarak bilinmektedir. Bununla birlikte, günümüzde yapılan araştırmalar Amazon Kadınları’nın aslında İskit kadınları olduğunu göstermektedir. İskit kadınları, Persler ile uzun süren savaşlarda erkeklerinin ölmesi üzerine savaşarak ün kazanmışlardır. Savaşta başarılı olmak için sağ göğüslerini keserek tek göğüslü olarak savaştıkları bilinmektedir. Bu yöntemin daha iyi ok atabilmek için kullanıldığı düşünülmektedir.
İskitlerin Savaşçı Amazon Kadınları Hakkında Bilgi
Orta Asya’dan Anadolu ve Avrupa içlerine kadar akınlarda bulunan İskitlerin kadınlarının da iyi birer savaşçı oldukları kabul edilmektedir. Bu anlamda “Amazon Kadınları” olarak adlandırılan kadınların İskit kadınları oldukları kabul edilmektedir. Sakalar MÖ II. Yüzyıl sonlarına doğru zayıflayarak başta Hunlar olmak üzere diğer topluluklara karıştılar. Geriye kalan çok az bir kısmı Moğol istilası zamanında kuzeye çekilerek orada yaşamlarını sürdürdüler. Bugün Sibirya’da yaşayan Yakut Türkleri bu Sakaların torunlarıdır.
Amazon kadınları, antik dünya mitolojisinde yer alan efsanevi kadın savaşçılar olarak bilinirler. Herodot, bu kadınların gerçekte İskit kadınları olduğunu belirtmiştir. İskitler, antik çağda bugünkü Kazakistan, Rusya ve Ukrayna’nın steplerinde yaşayan bir halktı. Amazon kadınlarının, erkeklerinin ölmesi üzerine Perslerle savaşmak için tek göğüsle savaşmaya başladıkları söylenir. Bu iddiaya göre, sağ göğüslerini keserlerdi ki oklarını daha rahat bir şekilde fırlatabilsinler. Ancak bu iddia, tarihi kaynaklarda doğrulanmamıştır.
Amazon kadınlarının gerçekliği hakkında birçok farklı görüş vardır. Bazı tarihçiler, Amazon kadınlarının gerçekten var olduğunu ve Antik Yunanistan’daki savaşlar sırasında Perslerle savaştığını iddia ederken, diğerleri bu kadın savaşçıların sadece efsane olduğunu savunur. Bu kadınların mitolojik hikayeleri, genellikle güçlü ve bağımsız kadın figürlerini temsil eder. Mitolojide, Amazon kadınları savaş, avcılık ve binicilik konusunda uzmanlardı. Ayrıca erkeklerin üstesinden gelebilecek kadar güçlü ve cesurdu.
Amazon kadınları, tarihte ve edebiyatta birçok kez tasvir edilmiştir. Antik Yunanistan’da, Amazon kadınları üzerine birçok efsane yazılmıştır ve bu efsaneler bugün bile popülerliğini korumaktadır. Ayrıca, Amazon kadınları modern popüler kültürde de yer almaktadır. Amazon kadınları hakkında birçok mitolojik hikaye ve tarihi kaynaklar mevcuttur. Bununla birlikte, gerçekten var olup olmadıkları konusunda hala tartışmalar devam etmektedir. Ancak, Amazon kadınları güçlü ve bağımsız kadın figürlerini temsil etmeleri nedeniyle tarihi ve edebi eserlerde sıklıkla yer almaktadırlar.