Divan Şiirindeki Değişiklikler
Divan Şiirinde meydana gelen değişiklikleri şöyle özetleyebiliriz:
- Geleneğin başlangıcından beri var olan mahlas geleneği ortadan kalkmamıştır ancak, müstear, çoğunlukla kullanılmaz.
- Nazım şekillerini isim olarak alan şiirler olduğu gibi tematik yapıyla uyumlu isimlendirme de görülür.
- Tanzimat Edebiyatı’ın ilk yıllarından Servet-i Fünun şiirine kadar, eskiyi şekil olarak devam ettiren örnek gazeldir.
- Musammat, divan şiirindeki klasik kafiye örgüsü yanında daha farklı ve yeni kafiye şemalarıyla da yazılmaya başlanmıştır.
- Bazı şiirler, yazıldığı nazım biçimlerinin dışında, başka bir isimle anılmıştır. Bir kısım şiirlerde ise, klasik Türk edebiyatımızda görülen orijinal nazım şekli yapısının başına veya sonuna bazı parçalar eklenmiştir.
- Servet-i Fünun Edebiyatı devrine kadar Tanzimat’ın ilanından sonraki şiirimizde en çok mesnevi nazım şekli kullanılmıştır. Bunun yanında serbest nazım biçimindeki şiirler bulunduğu ve divan şiirinin yapısında daha başka değişmeler olduğu gibi klasik nazım şekillerini ve türlerini aynen devam ettirenler de vardır
- Batı edebiyatının etkisiyle oluşan şekiller ve türler yeni Türk edebiyatı içinde incelenmeye en çok muhtaç olan gruptur. Henüz şiir koleksiyonlarını tam olarak toplayamadığımız bir zeminde yapılan incelemeler, eskilerin yanlışlığını sürdürecektir. Buna rağmen ölçütleri belirlemek için belli bir dönemi seçerek yapılacak ön incelemelere ihtiyaç vardır. Bu işlem, fen bilimlerindeki aksiyomatik tanımlar ile muhtemel varsayımları ve buna bağlı hipotez ve teoremleri ortaya çıkaracak ve bunlara ait teoriler geliştirmeye yardımcı olacaktır.
- Batıda Rönesans’a kadar kullanılan ve bundan sonra farklı yorumlarla değiştirilen ama tutarlı bir inceleme planı meydana getiren “verilerde aksiyomatik mantık yürütme sistemi” edebiyat çalışmalarına yansımamıştır.
Bu konuda,
A) ŞEKİL: 1. Sone, triyole, terzarima; 2. Düz kafiyeli, çarpraz kafiyeli, sarma kafiyeli şekiller; 3. Serbest ölçülü şekiller gibi;
B) TÜR: Lirik şiir, didaktik şiir, pastoral şiir, epik şiir, satirik şiir gibi bir klâsik anlayışa ve başka ölçütlere ihtiyacımız vardır.
Batı edebiyatının etkisiyle oluşan şekil ve türleri tespit etmek, ciddi bir batı edebiyatı araştırmasına muhtaç görünüyor. Bu konuda yapılmış incelemeler, Türk edebiyatını yorumlamada bize çok yardım edecektir. Öncelikle yeni Türk şiirinin koleksiyonlarını tamamlamak ve metin neşri yapmak gerekir.