İstiare (Eğretileme) Sanatı

Edebiyatta İstiare Sanatı Nedir Örnekleri Diğer adı Eğretileme

İstiare: Sözcükler arasındaki benzerlik nedeniyle temel anlamının ötesinde yeni bir anlam kazandırma işlemidir. Sözcüğün gerçek anlamından saparak başka bir anlama işaret etmek olarak da tanımlanabilir. İstiare yani eğretileme, temelde teşbih kavramına dayanır. Teşbihin iki temel bileşeni olan benzeyen ve kendisine benzetilen sözcüklerden birinin söylenerek diğerinin kastedilmesiyle istiare oluşur.

Bu söz sanatı, dilin esnekliğini ve zenginliğini vurgular. Sözcüklerin sık sık temel anlamlarının dışında kullanılması, dilin ifade gücünü artırır. Eğretileme, yazarların veya şairlerin duygularını, düşüncelerini veya anlatmak istedikleri şeyleri daha etkili bir şekilde iletmelerine yardımcı olur. Bir sözcükte anlamın ötesine geçerek daha derin ve sembolik anlamlar yüklemek, metinlerin daha çarpıcı ve etkileyici olmasına katkı sağlar.

Bu nedenle, istiare, edebiyatın ve retoriğin önemli bir unsuru olarak kabul edilir. Yazarlar ve şairler, bu tür edebi sanatlar ustalıkla kullanarak eserlerini daha etkili hale getirebilirler. Eğretilemenin dilin inceliklerini ve derinliklerini keşfetmek için kullanılması, edebiyat eserlerinin daha zengin ve anlamlı olmasını sağlar.

Söz sanatları, edebiyatın renklerini ve çeşitliliğini oluşturan önemli öğelerdir. Her iki tür de edebi metinlerin anlamını zenginleştirir ve okuyuculara daha derin bir anlayış kazandırır. Bu nedenle, her iki söz sanatının da edebiyatın önemli bir parçası olduğu söylenebilir.

İstiare ve Teşbih Farkları – Benzerlikleri Nelerdir

Teşbih ve istiare, dilin derinliklerinde gizlenen anlam zenginliklerini ortaya çıkaran iki önemli retorik figürdür. Bu figürler, sözcükler arasında ilişkiler kurarak okuyucunun veya dinleyicinin hayal gücünü harekete geçirir. Teşbih ve eğretileme arasındaki temel fark, bu ilişkinin açık veya sezdirilen bir biçimde ifade edilip edilmemesidir.

Teşbih, iki unsuru açıkça karşılaştırarak bir benzerlik ilişkisi kurar. Örneğin, “gözleri güneş gibi parlıyor” ifadesinde güneş ile kişinin gözleri arasında bir açık benzetme kurulmuştur. Bu tür açık benzetmeler, metindeki anlamı netleştirmeye ve somutlaştırmaya yardımcı olur.

Öte yandan, eğretilemede bu benzetme ilişkisi daha belirsiz veya sezdirilmiştir. Okuyucu veya dinleyici, bu ilişkiyi çözmek ve daha derin bir anlamı yakalamak için hayal gücünü kullanmak zorundadır. Eğretileme, bir unsurun zihnimizde uyandırdığı başka bir unsur ile olan benzerliğin anlatılmasını amaçlar. Bu figür, dilin sınırlarını aşarak duygu ve düşünceleri daha etkili bir şekilde ifade etmeye yardımcı olur.

Teşbih ve eğretileme ayrıca somutlaştırma amacı güderler. Soyut kavramlar, somut imgeler aracılığıyla daha belirgin hale getirilir. Cansız nesneler kişiselleştirilir ve onlara ses verilir. Bu, kelimelerin anlamını zenginleştirir, ifadeyi daha yoğun hale getirir ve dilin gücünü vurgular.

İstiare Açık Kapalı Eğretileme Nedir

İstiare Örneği

Üstelik bu hikaye aşksız son buluyorsa
Desene ki güzelim sen hiç yaşamamışsın

Bu dizelerdeki hikaye sözcüğüyle kastedilen, kısa süren insan hayatıdır. Yani hayatı kısalığı bakımından bir hikayeye benzetilmiştir ama şiirde hayat sözcüğü kullanılmadığı için yalnızca tek öge ile benzetme yapılmış ve eğretileme sanatı örneklenmiştir.

Zeytin gözlüm özlem ektim yollara
Rast gelirsen halimi sor onlara

Şair, özlem ektim yollara dediğine göre ve özlem toprağa ekilemeyeceğine göre özlem, bir tohuma benzetilmiştir. Tohum sözcüğü cümlede kullanılmamış bundan dolayı da bu dizelerde eğretileme sanatı yapılmıştır.

Dalıp gitti gözlerim gözünden uzaklara
Fırsat bildin gönlümü düşürdün tuzaklara

İnsan gönlü hiç tuzağa düşer mi? Tuzağa hangi varlıklar düşer? Burada kuş vurgulanmış olabilir. İnsan gönlü bir kuşa benzetilmiş ama kuş kullanılmamıştır. Sözü edilen tuzak da aşk tuzağıdır. Mısralarda eğretileme sanatı örneklenmiştir.

Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem
Yüce dağ başında siyah tül vardır.

Rıza Tevfik Bölükbaşı, yüce dağ başındaki bulutları, siyah tüle benzeterek eğretileme sanatı yapmaktadır.

Eğretileme, dilin derinliklerinde gizlenen ve iki kelime veya cümlenin birini diğeri yerine kullanarak yeni bir anlam yaratma sanatıdır. Bu retorik figür, günlük dilde sıkça karşımıza çıkar. İnsan vücudundaki organların adları, dış dünyadaki nesnelere benzetildikleri veya işlev açısından benzer oldukları durumlarda kullanılır. Örneğin, “masanın ayağı” veya “dağın eteği” ifadeleri, insan zihnindeki imgeleri canlandırarak dilin gücünü kullanır.

Bu tür eğretilemeler, dilin doğal bir parçasıdır ve günlük konuşma dilinde sıkça karşımıza çıkarlar. Aslında, insanlar bu tür retorik figürleri farkına varmadan kullanırlar. Eğretilemeler, dilin zenginliğini ve ifade gücünü artırır, metinlere veya konuşmalara derinlik katarlar.

İstiare Sanatı PDFİndir

İstiare Türleri (Çeşitleri) Nelerdir

İstiare ikiye ayrılır:

Açık İstiare Nedir Örnekleri

Açık istiare, kendisine benzetilen unsuru açıkça ifade ederek bir benzerlik ilişkisi kurulmasına verilen addır. Bu eğretileme türünde, benzeyen unsurun, açıkça ifade edilmesi söz konusudur.

Havada bir dost eli okşuyor derimizi.

Benzeyen: rüzgâr (yok)
Kendisine Benzetilen: dost eli (var)

“Akıyor nûr gördüğüm dereden”

Muallim Naci bu dizesinde su kavramı “nûr”a yani ışığa benzetmiş ancak “su” kavramını söylemeyerek bunun yerine kendisine benzetilen unsura değinmiştir.

Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde

Ümit Yaşar, bu dizelerde aşkı bir vapura sevgilinin gönlünü de bir rıhtıma benzetmektedir. Yalnızca güçlü öğeler olan vapur ve rıhtım (benzetilen) sözcüklerini şiirde kullandığı için açık istiare yapmıştır. İkinci dizedeyse karanlıklar, bir örtüye benzetilmiş ancak dizede yalnızca benzeyen öge karanlık söylendiği için kapalı istiare yapılmıştır.

Ne güzelmiş içmek seni
Körkütük bir ayyaşın elinden

Şair, bu dizelerde sevgilisini güzel bir içkiye benzetmiş fakat içki sözcüğünü kullanmadan bunu hissettirerek kapalı istiare yapmıştır.

Bırak boş kalsın elim
Yol yakınken dönelim

Bu dizelerde zaman bir yola benzetilmiştir. Yalnızca benzetilen öge (yol) kullanıldığı için açık istiare yapılmıştır.

“Bir tane idi o mâh gitti” (Abdülhak Hâmit Tarhan)

Bu dizede şair sevdiği kadını “mâh(=ay)”a benzetmiştir. Açık istiarenin gerçekleşebilmesi için söylenilmeyen unsurun, yani benzeyenin okur tarafından anlaşılabilmesi gerekmektedir. Okur tarafından anlaşılmaz ise eğretilemeden beklenen estetik fayda sağlanamamış olur.

Beni dinlerseniz çocuklar
Erken kalkın sabahları
Güneşten önce bakın Kendi sokağınıza
Bakın ve sıyırın Küçük ölümü sırtınızdan

Şair, bu şiir parçasının son dizesinde uykuyu küçük bir ölüme benzetmektedir. Fakat şair, bu benzetmeyi yaparken şiirde yalnızca benzetilen öğeyi (küçük ölüm) kullandığı için açık istiare yapmıştır

Kapalı İstiare Nedir Örnekleri

Kapalı istiare, kendisine benzetilen unsurun açıkça ifade edilmediği, ancak ona gönderme yapan bir unsuru içeren bir eğretileme çeşididir. Bu söz sanatında, teşbihin iki unsurundan yalnızca benzeyen unsur açıkça ifade edilirken, kendisine benzetilen unsuru açıkça belirtilmez. Yani, benzerlik ilişkisi sezdirilir, ancak tam olarak ifade edilmez. Bu, okuyucunun veya dinleyicinin bu benzerliği kavramasını ve daha derin bir anlama ulaşmasını gerektiren söz sanatlarından biridir.

NOT: Teşhis ve intak bulunan tüm şiir ve manzumelerde de kapalı istiare sanatı bulunmaktadır.

Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han konan göçer

Benzeyen: can (var)
Kendisine Benzetilen: kuş (yok)

Gözlerime bakma hiç kendini göremezsin
Mühürledim kalbimi sen artık giremezsin

Burada gözler bir aynaya benzetilmiştir fakat sadece benzeyen öge olan gözler söylenerek benzetme yapıldığı için kapalı istiareye yer verilmiştir.

Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze inceden

Ahmet Muhip Dıranas, karın yağışını dörtnala koşan bir ata benzeterek kapalı istiare yapar. Dörtnala koşmak deyimi atlarla ilgili bir deyimdir burada atın özelliği olan dörtnala koşmak verilmiş ama at söylenmemiştir.

Yapraktan saçını yerlere yaymış
Sonbahar ağlıyor ayaklarında

Necip Fazıl, bu mısralarda benzetilen sonbaharla ilgili yaprak dökümü ve sonbahar yağmurlarını söyleyip sonbaharı insana benzetmiştir. Mısralarda benzeyeni yani insanı söylemeyerek kapalı istiare sanatı yapmıştır.

Temsili İstiare

Bir düşüncenin, bir davranışın ya da bir eylemin daha kolay anlatılabilmesi için onun, simgelerle canlandırılıp somut hale getirilmesidir.

2 Comments

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir