Uhud Savaşı
Tarihte Uhud Savaşı Önemi Nedir Hakkında Bilgi
Uhud Savaşı öncesi sahabe ile Hz. Muhammed istişare (fikir alış verişi) yapmış ve sahabenin isteği üzerine meydan savaşı yapılmıştır. Meydan Savaşı yapabilecek bir güce ulaşılamadığı düşüncesiyle Hz. Muhammed Savunma Savaşı’ndan yana olmuş; Savaşta okçulara “ne olursa olsun” yerlerinden ayrılmama emrini vermiştir. Askeri stratejist, orduları sevk ve idare kabiliyeti ile savaşın gidişatını şekillendirmek isteyen Hz. Muhammed’in bu isteklerine uyulmaması sonucu 70 sahabe şehit düşmüştür. Müslümanların, “Hz. Muhammed ne buyruk verirse haklıdır.” anlayışı ile Peygamber’e güven ve itaat konusundaki duyguları pekişmiştir.
Uhut savaşı, islam tarihinde sahabeler için ders çıkarılacak bir olaydır. Hz. Muhammed daha önce de olduğu gibi bu savaşta da fikir alışverişine önem vermiş, Ayneyn geçidinde beklettiği okçuların peygamberin buyruğuna uymamaları ve ganimet toplamak istemeleri savaşın gidişatını değiştirmiştir. Bu da başarının sabırla ve komutanın buyruklarına uymakla gelebileceğini kanıtlamıştır. Ganimet kazanma isteği her şeyin önüne geçmiş, bu istek ise mağlubiyete sebep olmuştur. Diğer taraftan müslüman sahabeler Uhud’da şehit verdiği için ezilmemiş, savaşın sonuna doğru kendilerine gelerek mekkeli müşrikleri takip etmiştir. Müslümanlarla savaşma cesareti olmayan düşmanlar birçok sahabeyi öldürüp hınç duygularını tatmin etmiş, fakat sahabeleri yok etme ve Medine’ye saldırma hedeflerine yine ulaşamadılar.
Alla’ın kitabı Kuran’da Âl-i İmrân ve Enfâl sûrelerinde Uhud Savaşı hakkında pek çok âyet bulunmaktadır. Müşrikler, kendi mallarını insanları Allah yolundan saptırmak için kullandıkları (el-Enfâl 8/36), Allah kendilerine yardım ettiği halde sahabelerden iki grubun bozulmaya yüz tuttuğu (Âl-i İmrân 3/122), müslümanların gevşeklik göstermemesi ve üzüntüye kapılmaması gerektiği, çünkü inananların üstün geleceği (Âl-i İmrân 3/139), müslümanların zulme uğradığı, buna karşılık olarak müşriklerin de benzer bir zulme uğradığı, bu biçimde Allah’ın günlerinin insanlar arasında döndürüp durduğu (Âl-i İmrân 3/140), Hz. Peygamber’in sadece bir insan olduğu ve ondan önce de birçok peygamberin gelip geçtiği, onun hayatını kaybetmesi halinde sahabelerin bunu sabırla karşılayıp inançlarında sebat etmeleri gerektiği gibi konulara değinmiştir.
Uhud savaşında şehit olanların gömüldüğü Meşhed-i Uhud adı verilen mekanın bir bölümünün sel yatağının yakınında olması ve Medine’deki su kanalının bu mezarlığın yakınında olması nedeniyle bazı mezarlar kırk altı sene sonra Cennetülbakī‘e taşınmıştır, günümüzde hala Hz. Hamza’la beraber bu savaşta şehit olanların pek çoğu Meşhed-i Uhud‘dadır.
Medine valisi Ömer b. Abdülazîz, Hz Muhammet Dönemindeki bazı anıların yaşatılması hakkındaki etkinlikler Abbâsi devleti döneminde de devam etmiştir. Hz Muhammet’in yaralandığı mekana ve şehit olan diğer müslümanların mezarlarının bulunduğu mekanlara açıklayıcı göstergeler konulmuş, bazı mezarların üstüne kubbeli kabirler inşa edilmiştir.
Abbâsi Devleti’nin Halifesi olan Nâsır-Lidînillâh’ın validesi de Hz. Hamza’nın kabri türbe biçimine dönüştürülmüştür. Buradaki türbede Mus‘ab b. Umeyr ve Abdullah b. Cahş’ın mezarları da vardı. Sonraki zamanlarda Mescid-i Hamza ismiyle bilinen bir cami yapılmıştır. Farklı devirlerde tamir edilen Hz. Hamza Türbesi’ni Osmanlı Devletinin en önemli padişahlarından Kanûnî Sultan Süleyman 1543 senesinde baştan inşaa ettirmiştir.
Uhud Dağı Hakkında Kısaca Özet Bilgi
Uhud Savaşına ismini veren Uhud dağı Medine’nin o zamanki adıyla Yesrib kendinin kuzeyinde Mescid-i Nebevî’ye ortalama 5 km. uzaklıktadır. Bu yöredeki sıra dağlardan ayrı olması ve tek başına olduğu için bu isim verilmiştir. 8 km. çapındaki uhud dağının rakımı 720 metredir.
Çağımızda Uhud dağının doğusunda Medine Hava limanı yolu, batısında Tarîkuluyûn ile çevrilmiştir. Artık şehir merkezine çok yakın durumdadır. Medine’den görünümü koyu kırmızı bir hal alan “Uhud Dağı” bitki örtüsü olarak son derece fakir bir yüzeye sahiptir.
Hz. Muhammet farklı sebeplerle Uhud’dan bahsetmiş, “Uhud bizi sever, biz de Uhud’u severiz.” diye bir hadisi de bulunmaktadır. (Buhârî, “Meġāzî”, 27; Müslim, “Ḥac”, 503-504). Bir seferinde Ebû Zer el-Gıfârî ile beraber Harre civarında yürürken Uhud dağına bakmış ve, “Ey Ebû Zer! Şu Uhud dağı kadar altınım olsa üç gün sonra borçlarım için ayırdıklarım hariç elimde tek dinar dahi bırakmadan hepsini infak ederdim.” biçiminde bir hadis söylemiştir.
Uhud Savaşının Nedenleri Nelerdir
- Mekkeli müşriklerin Bedir savaşındaki yenilgiyi unutturup o savaşın intikamını almak istemeleri Mekkelilerin Mısır – Suriye ticaret yolunu tekrar kontrol altına almak istemeleri
- Uhud Savaşının sebeplerinden bir başkası ise Şam ticaret yolunun güvenliğini sağlamak amacıyla Müslümanlarla savaşmıştır.
Uhud Savaşının Sonuçları Nelerdir
Savaşın sonunda islamiyetin yayılması biraz gecikmiş ve islamiyete inanan Müslümanlar güç kaybetmiştir fakat Mekkeliler de kesin bir zafer kazanamamışlardır. Beni Nadir Yahudi kabilesi sözleşmeye uymadıkları için Medine’den çıkartılmışlardır.
Savaş Müslümanların lehine devam ederken okçuların Hz. Muhammed’in sözüne uymamaları ve yerlerinden ayrılarak Müslümanların iki ateş arasında kalmalarına neden olmaları sonucu Müslümanlar 70 şehit vermiş, Hz. Hamza şehit düşmüştür. Büyük sahabeler şehit olurken, Peygamber Efendimizin dişi kırılmıştır. Yahudi kabilelerinden biri daha Medine’den çıkarılmıştır
Savaş meydanında müslümanların ilk yenilgisi olarak kabul edilmektedir. Hz. Muhammed’in yaralandığı savaşta, peygamberin amcası Hz. Hamza şehit olmuştur. Savaş sonunda Mekkeli müşrikler tam bir galibiyet kazanamamış ve geri dönmüşlerdir. Yahudi Nadir ailesi Medine’den çıkarılmıştır.
Uhud Savaşı Şehitleri Kimlerdir Kaç Şehit Verildi Uhud Savaşında Okçular Ne oldu Detayları
Uhut Dağı eteklerinde karşılaştılar. Müslüman okçular Ayneyn Tepesi’ndeki mevzilerden ayrılınca Müslümanlar iki düşman grubu arasında kalmış ve savaşı kaybetmiştir. Başta Hz. Hamza olmak üzere 70 şehit veren Müslümanlar Uhud Dağı eteklerine çekilmişlerdir.