Koşma

Koşma Nedir Hakkında Kısaca Bilgi

Halk edebiyatının en yaygın ve çok sevilen bir nazım şeklidir. “Koşma”nın kelime anlamı “yakıştırmak, isnat etmek”tir. Çoğunlukla hece ölçüsünün 11 ’li kalıbıyla (4+4+3, 6+5) duraklı ve 3-5 dörtlük arasında söylenir. Bununla birlikte dörtlük sayısı 6-10 arasında olan koşmalara da rastlanmaktadır.

Koşma kafiye (uyak) düzeni genellikle 1. xaxa / bbba / ccca…, 2. abab / cccb / çççb… şeklindedir.
“Koşma” konusuna göre divan şiirindeki “gazel”in karşılığı olarak görülmüştür. Bunun nedeniyse her iki türde de “sevgi, aşk, doğa güzelliği” gibi lirik konuların işlenmesidir. Bu temaların yanında öğüt vermek amacıyla söylenmiş koşmalar da vardır.

Koşmalar, genellikle dört dizelik bendlerden oluşur ve dörtlüklerin hepsi aynı kafiye örgüsüne sahiptir. En yaygın kullanılan koşma kafiye örgüsü “a-a-b-a” şeklindedir. Bu kafiye örgüsünde, ilk, ikinci ve dördüncü dizeler aynı seste sonlanırken, üçüncü dize farklı bir seste sonlanır. Örneğin:

Gönül viran oldu yâre düştüm (a)
Aşkınla yanar oldum, kavruldum (a)
Sevgilim, gel artık, kurtar beni (b)
Özlemle beklerim, özledim (a)

Yukarıdaki örnekte, her dörtlükte ilk, ikinci ve dördüncü dize “a” kafiyeli olarak kullanılmış, üçüncü dize ise “b” kafiyeli olarak kullanılmıştır. Bu şekilde, “a-a-b-a” kafiye örgüsüne uyulmuştur.

Elbette koşmaları yazarken yaratıcılığınızı kullanabilir ve farklı kafiye örgüsü de deneyebilirsiniz. Ancak geleneksel olarak koşmalar genellikle bu kafiye örgüsüyle yazılmıştır.

Konularına göre koşmalar hangi adları alır

Güzelleme

Genellikle sevda üstüne söylenen şiirlerdir. Bir kişiyi bir güzeli, doğayı övmek amacıyla söylenir. Bu şiir türünde daha çok, “aşk, ayrılık acısı, özlem, doğa sevgisi” gibi konular işlenir.

Güzelleme Örneği:
Ruhsatî’m eyledim senin de methin
Al yanaktan bir buse ver himmetin
Yüz bin sarraf gelse bilmez kıymetin
Âhiridünyaya değer gözlerin
Ruhsatî
Ruhsatî, yukarıdaki güzellemede gönlünü kaptırdığı güzelin niteliklerini bir bir saymıştır.

Koçaklama

Konusu “kahramanlık, yiğitlik, savaş” olan koşmalardır. Bunların önemli bir bölümü Dadaloğlu ve Köroğlu gibi şairlerce söylenmiştir.

Köroğlu’yum methim merde yiğide
Koç yiğit değişmez cengi düğüne
Sere serpe gider düşman önüne
Ölümü karşılar meydan içinde
Köroğlu
Bu dörtlük, Köroğlu’nun yiğitlik, vuruşma üstüne söylemiş olduğu bir koçaklamasından alınmıştır.

Taşlama

Yergi şiirleridir. Beğenilmeyen kişileri, âdetleri, huyları eleştirmek için söylenen taşlama, divan edebiyatındaki “hicviye”nin karşılığıdır.
Adalet kalmadı hep zulüm doldu Geçti şu baharın gülleri soldu Dünyanın gidişi acayip oldu Koyun belli değil kurt belli değil
Ruhsatî

Ruhsatî yukarıdaki dörtlüklerde dönemindeki adalet anlayışıyla bu konudaki aksaklıkları yergili bir dille anlatmıştır.

Ağıt: Ağıtlar genellikle anonim halk edebiyatı içinde yer almakla birlikte koşma tarzında ve söyleyeni bilinen ağıtlar da vardır.

Yürü bre Dadaloğlu’m yürü git
Dertli dertli Çukurova yolun tut
Bunda suçun varsa Hakk’a tövbe et
De ki gayrı bizim iller iniler
Dadaloğlu
Bu ağıtta Dadaloğlu, sevgilisini kaybetmiş olduğu derin acıyı anlatmıştır.

Ezgilerine göre koşmalar

Hece sayısına ne olursa olsun, özel bir ezgi ile okunan verimler, halk arasında koşma olarak isimlendirilir. Bunların başlıcaları “Kesik kerem, Ankara koşması, Acem koşması, Elpük koşması, Yelpük koşması, Gevherî, Sivrihisar koşması, Sümmânî, Bülbül koşması, Cem koşması, Topal koşma”dır.

Yapılarına göre koşmalar:

Bu koşmalar da “düz koşma, yedekli koşma, musam-mat koşma, ayaklı koşma, zincirleme, koşma-şarkı, mürâcaa (dedim-dedi’li) koşma, tecnis koşma” şeklinde isimlendirilmiştir.

Düz koşma

11 ’li hece ölçüsüyle söylenen ve kafiye düzeni xaxa, bbba, ccca veya abab, cccb, dddb… şeklinde olan ve aşık edebiyatında en yaygın olan koşma tipidir.

Şu yalan dünyaya geldim geleli
Severim kır atı bir de güzeli
Değip on beşime kendim bileli
Severim kır atı bir de güzeli
Dadaloğlu, 11 ’li hece ölçüsüyle söylemiş olduğu bu koşmada, güzellere ve kır ata duyduğu sevgiyi dile getirmiştir.

Musammat koşma

“Musammat” kelimesi iç kafiye anlamına gelir. Bu tür koşmalarda dize sonlarındaki uyaklar dize içlerinde de görülür. Bundan dolayı her dizenin birinci ve ikinci bölümleri birbiriyle kafiyelidir.

Sevdaya duş ider, aşkı cuş ider
Her sözü kuş ider, firamuş ider
Cilve cunubuş ider, hatır huş ider
Badeler nuş ider, hemdemcesine

Yukarıdaki dizelerde “uş” ses benzerlikleri ile hem dize sonlarında hem de dize içlerinde kafiye yapılmıştır. Bu, musammat koşma türüne özgü bir niteliktir.

ÖRNEK SORU:
Divan edebiyatında “hicviye” denilen alaylı yergi şiirinin Halk edebiyatındaki karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Koşma    B) Semai    C)    Taşlama  D) Destan    E)    Türkü
ÇÖZÜM
Divan edebiyatındaki “hicviye”nin karşılığı halk edebiyatında “taşlamadır.” Çünkü her iki şiir türünde de bir kişiyi, bir durumu, bir olayı yerme söz konusudur.
Cevap C

Yedekli koşma

Doğu Anadolu ile Azerbaycan’da saz şairlerince kullanılan bir koşma tipidir.

Züiâlî çağırır ben bir nökerim
Heyya gibi dilden zeher tökerim
Zeher meher tökerim
Aşk kılıcın çekerim
Tunçtan beden sökerim
Ey benim bal şekerim
Hiç deme Mevlâ kerim
Haçan ki meydanda pençe çekerim
Her âşık sazını alsam el kınar

Yukarıdaki yedekli koşmada, koşmanın dizeleri arasına 7 heceli bir bent girmiştir. Bu nedenle bu dizeler koşma-mani tipindeki bir yedekli koşmadan alınmıştır.

Zincirleme koşma

Destanlar ve koşmalarda, dörtlüklerin dördüncü dizesinin kafiyesi bir sonraki dörtlüğün ilk dizesinin başında tekrarlandığı koşma tipidir.

O ki yaratıldık turâb-ı Tûr’dan
Perverdigâr Hak Sübhan’ı biliriz
Tûrab’ın aslını yarattın nûrdan
Nurdan evvel bir mekânı biliriz
Mekânda var iken nice bin şeher
Anı ziynet kıldı murg-u meher
Günde yetmiş kere eyledi teher
Eki ettiği rızk u nân’ı biliriz

Bu koşmada ilk dörtlüğün son dizesindeki “mekân” sözcüğü ile ikinci dizedeki “Sübhan” kelimesi kafiyelidir. Dördüncü dizede kafiye oluşturan “mekân” sözcüğü ikinci dörtlüğün başında tekrarlanmıştır. Bu nedenle bu şiir zincirleme koşmadır.

Zincirbent ayaklı koşma

Ziyadeler, zincirlememe tipindeki koşmalara eklenirse bunlara zincirbent ayaklı koşma adı verilir.

Gani Mevlam düştüm aşk od’una
Aşk od’una düştüm ciğerim kebab
Söndürmez âb
Âb akıyor benim iki özümden
Gözümden akan yaş hep olur şarâb
Kerem et Yârab

Bu dizelerde “Söndürmez âb” ve “Kerem et Yârab” bölümlerinin zincirlerme tipindeki koşmaya eklendiğini görmekteyiz. Bu tür koşmalar zincirbent ayaklı koşma adıyla anılır.

Ayaklı koşma

Koşmanın ilk dörtlüğünün sonuna, diğer dörtlüklerin ise sadece son dizelerine 5 heceli ziyadeler eklenerek oluşturulur. Ziyade, divan şiirinde müstezattaki kısa dizedir. Bu dize 5 heceli bir söz olarak koşmaya eklendiğinde “ayaklı koşma” adı verilen bir koşma türü ortaya çıkar.

Sevdim sen dil-beri hûblar serveri
Gördüm şeklin peri oldum müşteri
Çeksen de hançeri kessen bu seri
Gayri şimden geri sen şah ben Geda
Kul oldum sana
Bu dörtlüğün sonuna 5 heceden oluşan bir dize (ziyade) eklenmiştir. Bu nedenle dörtlük bir ayaklı koşmadan alınmıştır.

Koşma şarkı

Dördüncü dizesi, her dörtlüğün sonunda nakarat olarak tekrarlanan koşma tipidir. Bu tür koşmalar kuruluş yönüyle şarkıya benzer.

İki dilber gördüm güller içinde
İkisi de nazlı cana uygundur
İsmini gizlerim diller içinde
Bîri nazlı kuğu, biri toygundur
Kaçan bin naz ile ey leşe reftâr
Kemend-i zülfünü eyleyip etvâr
Şehr-i melâhatte ol şirin güftâr
Biri nazil kuğu, biri toygundur

Yukarıdaki koşmanın ilk dörtlüğünün son dizesinin, diğer dörtlükte nakarat olarak tekrarlanmıştır. Öyleyse bu dörtlükler koşma şarkı tipine örnektir.

Tecnîs koşma

Bütün kafiyeleri cinaslı olan koşmalardır.
Sel gelince yıkılırmış yar dedim
Al hançeri vur sineye yar dedim
eter cevr ü cefa etme yar dedim
Cism ü bedenimi yüz de seyr eyle

Bu dörtlükte “yar” sözleri farklı anlamlarda (uçurum, yarmak fiili, sevgili) kullanıldığından cinaslı kafiye oluşturmuştur. Bu dörtlük bir tecnis koşmadan alınmıştır.

Mürâcaa (dedim – dedili) koşma

Dizeleri karşılıklı konuşma şeklinde yani “dedim – dedi” sözleri ile başlayan koşmalardır.
Dedim Erzurum nedir dedi ilimdir
Dedim gider misin dedi yolumdur
Dedim Emrah nendir dedi kulumdur
Dedim satar mısın dedi ki yok yok

Bu koşmada âşık ve sevdiği birbirine hitap etmektedir. Bu nedenle bu dörtlük bir mürâcaa (dedim dedi’li) koşmadan alınmıştır.

Düşüncelerinizi Yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir