Türk Tarihi ve Türk Kültür Merkezleri
Türk Tarihi Hakkında Kısaca Özet Bilgi
Türkler geniş bir sahada dağınık şekilde göçebe tarzı hayat sürdürdüklerinden Türk tarihini sınırlandırmak imkânsızdır. Diğer yönden ilk dönem Türk tarihini kendi yazılı kaynaklarından değil de münasebette bulundukları diğer milletlerin yazdıklarından öğrendiğimiz için Türk tarihini incelemek daha da zorlaşmaktadır. Dünyadaki kadim milletlerin ilk neşet ettikleri coğrafya dar bir alan olmuş, Türklerin ise ilk görüldükleri coğrafya geniş bir sahayı kapsamıştır. Bundan dolayı kadim milletlerde “devlet” sözcüğü oturulan yer manasına gelmekteyken Türklerde hâkim olunan yer manasındadır.
Yaşadıkları coğrafya ve hayat tarzı Türk tarihinin karakterinin oluşmasında en önemli unsurlardandır. Türkler göçebe hayat tarzından dolayı diğer milletlerin hâkimiyeti altına girmeyi kabullenememişler, bağımsızlıklarına düşkün olmuşlardır. Göçebe hayat tarzı Türklerde köleliğin yayılmasını engellemiştir. Türkler coğrafi şartlardan dolayı diğer milletlere nazaran savaşlarda daha başarılı olmuşlardır. Çünkü bozkır şartlarında yetişen Türkler, çetin hayat şartlarına karşı koyma hususunda diğer milletlere nazaran daha başarılıydılar.
Türklerin savaşlarda başarılı olmalarının bir diğer sebebi ise demiri %95’in üzerinde işleyebilme becerileridir. Kurt (Hilal-Turan) Taktiği de Türklerin savaşlarda galip gelmelerindeki nedenlerden biridir. Türk tarihinde Uygurlardan önce yerleşik hayata geçen boylar vardır ancak devlet olarak ilk defa Uygurlar yerleşik hayata geçmişlerdir.Bu durumda Türklerin ilerleyen zamanlarda kalıcı eserler vermelerine çok yardımcı olmuştur.
Türkistan Bölgesindeki İlk Kültür Merkezleri
Kelteminar Kültürü
M. Ö. 3000’lerle birlikte başlatılan bu kültüre Aral Gölü’ne sularını boşaltan Amuderya deltasında ulaşılmıştır. Ulaşılan kaynaklardan hareketle bu kültür insanların yerleşik hayat sürdüğü kabul edilmektedir. Dönem insanlarının hayvancılığın yanı sıra avcılık ve balıkçılık ta yapmışlardır. Bu kültürün M. Ö. 2000’lerle sona erdiği kabul edilmektedir.
Tagar ve Taşdık Kültürü
Bu kültürün MÖ 700 – 300 yılları arasında Altay Dağları bölgesinde yaşandığı iddia edilmektedir. Altay bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda mezarların içerisinde at koşum takımları, ev araç gereçleri bulunmuştur. Türklerin en gelişmiş kültür tipidir. En genç kültür merkezi olan Tagar’da yapılan kazılarda birçok süs eşyasına ulaşılmıştır. Silah üzerine hayvan figürleri işleyen bu kültür insanları daha çok süs eşyalarına yöneldiği gözlemlenmiştir. M. Ö. 100’lerle birlikte sona erdiği kabul edilmektedir.
Karasuk Kültürü
Bilinen ilk Türk Devleti olan Hunların ataları tarafından bırakılan en önemli kültür merkezi Karasuk Kültürüdür. Karasuk Kültür merkezinde, “Taş veya kilden döküm yöntemiyle bronzdan kürekler, bıçaklar vb. el aletlerinin kabzaları halka halka, mantar şeklinde veya hayvan figürü şeklinde sanatsal değeri yüksek bir anlayışla yapılmıştır. MÖ 1200 – 700 yılları arasında Güney Sibirya, Baykal ve çevresinde yaşanan kültüre karasuk kültürü adı verilmiştir. Prof. Dr. İbrahim Kafesoğlu’na göre bu kültür döneminde Türkler, batıya doğru (günümüzdeki Türkmenistan ve İran) göçlere başlamışlardır.
Yapılan kazılarda dönem insanının “demiri” bularak işlediği kabul edilmektedir. Öte yandan kazılarda çadır, kumaş dokumalar ve elbiseler de bulunmuştur. Ulaşılan kaynaklardan hareketle bu kültür insanlarının tekerlekli araba kullandığı da bilinmektedir. Dönem insanlarının at, deve, sığır ve koyun besledikleri yapılan çalışmalarla ortaya çıkmış olup, aynı zamanda mezar kültürüne de sahip oldukları anlaşılmıştır. Ulaşılan mezarlarda insanların taştan yapılan yamuk dörtgen biçiminde tabutlarda, baş kısmı geniş tarafa gelecek şekilde gömüldükleri gözlemlenmiştir. M. Ö. 700’lerle birlikte sona erdiği kabul edilmektedir.
Andronovo Kültürü
Avrupalı antropologların savaşçı beyaz ırk olarak ifade ettikleri andronovo kültürünün Türk tipi kültür olduğunu Rus antropologları ortaya koydu. Antropologlara göre MÖ 1700 MÖ 1200 yılları arasında Tanrı Dağları – Balkaş Gölü arasındaki bölgede yaşanmıştır. Afanasyevo kültürünün gelişmiş hâlidir. Bu dönemde süs eşyaları yapılmış, at ve koyunu daha önce ehlileştiren Türkler bu kültür döneminde sığırı da ehlileştirmişlerdir.
Yapılan kazılarda başta tunç, altın ve gümüşten araçlar olmak üzere savaş ve süs araçları ve hayvan figürlü kaplara rastlanılmıştır. Ulaşılan kaynaklardan hareketle savaşçı bir kültür olduğu varsayılmaktadır. İlk defa tunçtan ve altından eşyalar kullanılmıştır. Dönem insanların atı kullanabildikleri kabul edilmektedir. M. Ö. 1200’lerle birlikte sona erdiği kabul edilmektedir.
Afanasyevo Kültürü
MÖ 2500 – 1700 yılları arasında Ural Dağları ile Altay Dağlan arasındaki bozkırlarda görülen Türk kültür tipidir. Bu kültür tipinde Türklerden kalma at kalıntılarına rastlandığı için Türklerin atı ilk defa bu kültür tipinde ehlileştirdikleri dile getirilir. Ayrıca afanasyevo kültür tipinin kalıntıları arasında bulunan savaş malzemeleri Türklerin savaşçı yönlerini de ortaya koymaktadır. Bu kültürün Türkistan kültürünün (Türk) oluşmasındaki en önemli yapı taşı olduğu araştırmacılar tarafından iddia edilmektedir.
Genel kabul üzere Türklerin ilk ataları oldukları varsayılmaktadır. Bölgede yapılan kazılarda bakır eşyalara, ok uçlarına ve kemik iğnelere rastlanılmıştır. Avcılık ve hayvancılıkla uğraşan savaşçı bir toplum tarafından meydana getirilmiştir. MÖ. 2000’lerle birlikte sona erdiği kabul edilmektedir.
Anav Kültürü
Bu kültürün Ön Türklere (Prototürkler) ait olduğu kabul edilmektedir. M. Ö. 5000’lerle başlatılan bu kültür çevresine Aşkabat yakınlarında ulaşılmıştır. Bölgede yapılan kazılarda dokuma parçalarına, süs eşyalarına ve seramik parçalara ulaşılmıştır. Dönem insanlarının hayvancılık ve tarım yaptığına dair izlere rastlanmıştır. Koyun, keçi, sığır ve deve beslemişlerdir. Dönem insanlarının yerleşik hayata geçtiği kabul edilmektedir. Tuğladan yapılmış evlerde oturmuşlardır. M. Ö. 3000’lerle birlikte sona erdiği kabul edilmektedir.